Dönüyorum dolaşıyorum yine memleketime geliyorum. Bölgemizde o kadar güzel şeyler oluyor ki sessiz kalmak kendi adıma yaralayıcı olabiliyor. Kilikya öyle geniş bir coğrafya ki üstüne milyon ciltlik kitaplar yazılabilir. Kör dolaşıyoruz hiç farkına varmadan. Sahip olduğumuz değerler Avrupa'nın filan yerinde olsaydı şimdi dünyanın her noktasından turist akınına uğrayabilirdi. Nedir onları popüler yapan şey, tabi ki reklam. Darısı bizim başımıza inşallah.
Fotoğraf: Saimbeyli Belediyesi
Bu ayki yazımda Dağlık Kilikya'nın önemli bir yüzü olan Haçin' den yani; günümüzdeki adıyla Saimbeyli'den bahsetmek istiyorum. Günümüzdeki adı diyorum ama unutulmuş bir isim olmadı hiç; yöre halkı ve civar köyler hala Haçın ismini günlük hayatlarında kullanıyorlar. Son zamanlarda ciddi çalışmalar yapıldığını gözlemleyebiliyorum. Ve beni bilenler bilir; Saimbeyli denilince ayrı bir heyecan nükseder bende. Hemen atılırım lafa. Gastronomisinden ekolojisine, tarihinden kültürüne ve doğal güzelliklerine kadar her şeyi bünyesinde barındıran bu şirin ilçe, mevsimine göre günübirlik bir tur rotası olusturulabilecek durumda.
Fotoğraf: Mehmet Çelik
Nisan Mayıs aylarında; yükseklerden süzülerek akan Obruk Şelalesini, çevresindeki büyüleyici doğa güzelliklerini ve son zamanlarda adından sıkça söz ettiren kelebeklerini düşünürsek ekolojik turlar yapmamak haksızlık olur diye düşünüyorum. Çünkü Türkiye'de tespit edilmiş 400 kelebek türünün 160 tanesi Saimbeyli'de mevcut. Hatta sadece Saimbeyli'de bulunan ve endemik bir tür olan Teressa Mavisi ya da diğer adıyla Saimbeyli Mavisi çoktan şirin ilçenin simgesi olmuş durumda. Fotoğraf kulüpleri ve doğa severler bölgeyi keşfettiler bile. Ayrıca birçok ülkeden gelen profesyonel ve amatör fotoğrafçılar tarafından da yarışmalar düzenlendi.
Fotoğraf: Saimbeyli Belediyesi
Biraz da gezimizi kültürle ve tarihle genişletmemiz gerekirse; yapıldığı dönemde Adana' nın merkezinde bile en fazla 3 katlı bina varken Haçin'de, içerisinde kilisenin, bankanın ve işyerlerinin bulunduğu 7 katlı taş binadan inşa edilmiş Haçin Marhasahanesinin ya da Tarihi Gökdelen binasının kalıntılarını; Ermeniler döneminde inşa edilen fakat çok enteresandır ki son yıllarda yapılan restorasyon çalışmalarında; ilk defa kalenin giriş kapısının sağında ve solunda 2 şer adet kaya mezarı ortaya çıkarılmış olan ve 7 mt derinliğinde,8 mt uzunluğunda, 5 mt genişliğinde kayaya oyulmuş taş örgü sistemiyle desteklenmiş tonozlu büyük bir su sarnıcına sahip Haçin Kalesini, Kızlar Hamamını, dünyanın ilk yazılı anlaşmasıyla sonuçlanan Mısırlılarla Kadeş Savaşı'nda savaşan Hititlerin kullandığı yol güzergahında bulunan ve Kizzuwatnalılar döneminde Komana adı ile dinsel merkez Şar'daki ayinlere gidip dönen Çukurovalıların mecburi istikametindeki önemli bir ibadet yeri olan Aziz James Manastırını ziyaret etmemiz kaçınılmaz olacak.
Fotoğraf: Cemal Bora
Haziran ayı için de aynı program daha da detaylandırılarak gezilebilir. İşin içerisine biraz da agro turizm veya festival turizmi ekleyebiliriz. Çünkü Saimbeyli 26 yıldır süre gelen Kiraz Festivali ile ünlüdür. Hem festivale hem de kiraz bahçelerini ziyaret ederek "Kendi Kirazını Kendin Topla" etkinliğine katılabilirsiniz. Bu hiç kiraz ağacı görmemiş olanlar veya dalından meyve toplayıp yeme zevkini bilenler için paha biçilemez bir tur olacaktır.
Dedim ya son zamanlarda güzel şeyler oluyor diye. Günübirlik turlardan konaklamalı turlara geçilebilsin diye Saimbeyli' ye bağlı Yardibi Köyünün yalı boyunda muhteşem bir doğa içerisinde Yardibi Köyü Aile Derneği tarafından projelendirilen bungalov evlerin yapılması planlanıyor. Bu konuya destek olan herkese ve ilçede yaptığı ve desteklediği çalışmalardan dolayı Saimbeyli Belediye Başkanı Sn. Mustafa Şahin Gökçe' ye teşekkürlerimi sunuyorum. Buarada şirin ilçemizde mini gruplarla konaklamak isteyenler için Öğretmen Evi ve küçük de olsa bir motel mevcut. Fakat doğa severler çoktan çadırlarını alıp çınarların ve kara çamların altında konaklama geleneğini başlattılar.
Hadi o zaman tabiat ve tarih severler!!! Saimbeyli heyecanla sizleri bekliyor.