Turizmde çok yönlü deneyim kazanmış bir uzman olarak, son yıllarda araştırmacı yazarlık' misyonu üstlenmiş bulunmaktayız. Bu görevde amacımız, müstesna Türk turizmi potansiyelinin çağdaş zeminlerde randımanlı bir yapıya erişerek sosyo-ekonomik verimliliğine kavuşması ve hak ettiği konuma eriştirilebilmesine katkıdır.
2000'li yıllarda 'dengeleri şaşmış olan piyasada huzurlu çalışabilecek ortam kalmadı' görüşüyle, profesyonel kariyerimize yeni bir yol çizerek girdiğimiz çabalarda, 10 yılı aşkın bir süreç geride kaldı. Makro turizm bakışıyla durum değerlendirmesi ve analiz-sentez önerilerimizi yazılarımızla piyasaya yansıtma gayretindeyiz.
Geçen 10 yılı aşkın sürede, özet olarak turizmde 'teşhis ve tedavi' sürecine bir türlü girilemediğini ve turizmin sorunlarının aşılabilmesinde ortak bir kamusal görüşe erişilemediğini görebiliyoruz. Bugün turizmde yoğun bir gayret ve devinim sürmekte, ancak mekanizmada düzen kurulması yönünde açıklık ve kararlılık henüz yoktur.
TÜRK TURİZMİNDE HEDEFLER VE YÖNTEMLER NEDİR?
Turizmde gelinen noktada kayda değer bir hareket ve bereket ortamı bariz bir şekilde gelişmeye başlamıştır. Ama tüm turizm paydaşlarının içinde olunan koşullardan şikayetçi ve gelecekten ümitsiz konumda oldukları da apaçık ortadadır. Bu koşullarda, teşhis ve tedavide tespitlerin ve yöntemlerin değiştirilmesi gerektiği görüşündeyiz.
Öncelikle, performans kriteri olarak öne çıkmış olan 'turist sayısı' ve buna bağlı olan 'şampiyon turizm' yaklaşımı, kafaları karıştırmakta ve gelişimi şiddetle engellemektedir. Son yıllarda bariz bir şekilde piyasaya zarar veren bu çelişki, yenilikçi arayışlara girilmesini ve oluşan darboğazların aşılmasına büyük bir engel oluşturmaktadır.
Bugün için gerçekçi değerlendirmelerden ve bilimsel analizlerden yoksun hedef rakamları havada uçuşmakta ve en geçerli rakam olan 2023 Stratejisinin 50 Milyon turist & 50 Milyar gelir hedefinin de içi boş durumdadır. Tüm stratejinin uygulama yöntem ve detayları bir yana bırakılarak, bugün sadece bu gölge hedef hatırlanmaktadır.
Oysa yıllardır WTTC verileri, mevcut randımansız tempoda bile 50 Milyarlık gelir hedefine 2019 yılında rahatça ulaşılabileceğini sergilemektedir. Bugün önemli olan, gerçekçi bir analiz ortamı ile potansiyele uygun tutarlı rakam ve yöntemlerin belirlenmesi, buna uygun yasal ve örgütlenme düzeninin kurularak çalışmasının temin edilmesidir.
Bu noktada çözümlenmesi gereken en kritik husus, kamu ve özel kesim arasındaki görev ve yöntem ilişkisinde süregelen değişim sürecinin açıklığa kavuşmasıdır. Yıllardır kamunun piyasadan çekilmesi programı gündemde ama, yasal yapı ve piyasanın örgütlenme süreci bir türlü uygulamada yerine oturamamış ve kilitlenmiştir.
En önemli alt sektör olan konaklamada TUROFED Yasası çıkartılamamış, 40 yılı aşkın olarak özel yasası ile faaliyette olan TÜRSAB ise, yeterli ve tutarlı bir piyasa etkinliğine kavuşamamıştır. Şampiyonluk edebiyatı ile son yıllarda çizilen tablonun ise, içi boştur ve yol-yordam-yöntem detayları tamamen belirsiz bir durumdadır.
İçine düşülen kısır döngünün net yansıması ise, 2010 sonrasında yakın takipçisi olma gayretine girdiğimiz 2023 Stratejisinin son durumudur. 2014 itibariyle devreye girmesi gereken 2.Eylem Planı hala gündeme alınamamış ve bu konuda piyasada ciddi bir duyarsızlık hakimdir. Bu belirsizlik ve karmaşaya acilen ve etkili bir son verilmelidir
SON KESİTTE TÜRSAB'IN KONUMU VE DURUMU NEDİR?
Türk turizminde en eski ve donanımlı Özel Yasaya sahip bir STK olarak TÜRSAB, bugün yurt çapında 20 adet Bölge Teşkilatına sahip bir yetkili ve etkili turizm örgütü olarak devrededir. Ancak, son yıllarda içine düşülen arz ve talep dengesizliğinde, pazarlama etkinliği sağlamak yerine 'yatırımların durması' gibi konular tartışılmaktadır.
Sürekli bir gelişim sürecine giren ve Anadolu değerlerinin sağlıklı şekilde devreye sokulması gereken bir kesitte, TÜRSAB'ın çok yönlü bir 'piyasayı geliştirme' çabaları sarf etmesi gereklidir. Ancak, bugün 'müze işletmesi' ve 'kongre sarayı' yapılması gibi hizmetleri tercih etmiş olan yönetim zihniyeti, kamusal önceliklerden uzaklaşmıştır.
Yıllardır 20 adet BYK ile Anadolu'da teşkilatına sahip olan TÜRSAB'ın, bugün yerel turizmin sağlıklı gelişimi yönünde çok kritik görevler üstlenmiş olması beklenirdi. Özellikle Stratejide belirlenmiş olan Devlet politikası olan 'Yerel Turizm Konseyleri'nin 7 yıldır atıl durumda kalması konusunda, hiçbir kurumsal görüş ve uygulama yoktur.
Ancak, yerel konularda demeç bile veremeyen BYK'ların (her nedense?) 21.Genel Kurul dönemine yaklaşırken son 2-3 aydır bu kısıtlamayı aşabilmiş olduğu memnuniyetle izlenmektedir. Şimdi merak konusu olan husus, yeni seçim döneminde TÜRSAB'ın zihniyet değiştirerek asli görevlerine dönebilmesi yönündeki strateji değişimidir.
Son 7 dönemdir tırmanan bir şekilde asli görevlerinden uzaklaşan TÜRSAB, iç ve dış pazarlamada oluşan kritik boşluğu telafi edecek tarzda bir 'toparlanma' sürecine girebilecek midir? Her şeyin internete endeksli hale geldiği günümüzde, resmi web sitesinde 'ticari ortaklıklar' konusunda bilgi bile vermeyen STK'mız nereye koşuyor?
Kanımızca, güncelde en basit ve net görünüm, bugün için Türk Turizminin mevcut durumda erişilen 'üçbuçuk destinasyon' yapısıdır. Antalya, Muğla ve İstanbul ile halen güdük durumda kalan İzmir ötesindeki tüm yörelerde yıllardır Anadolu'da beklenen ve özlenen gelişme, hangi örgütlenme ve strateji çerçevesinde gelişebilecektir?
Yakın tarih itibariyle 5-10 gelişmiş destinasyona erişebilecek olan turizmde kurumsal dengeler ve stratejik belirsizlik olmayınca, hasbelkader gelinen nokta budur. Son 7 yıldır uygulan(a)mayan resmi devlet politikası konusunda, TÜRSAB'ça yazılmış bir rapor ve verilmiş bir demeç bile yok iken, turizm nereye ve nasıl gidecektir?
Türk Turizminin henüz yeterince devreye alınamamış olan potansiyeli, hala değerini korumaktadır. Ancak, mevcut hastalıklı yapının ve rant zihniyetinin Anadolu'ya bulaşma tehlikesi, en 'kritik tehdit' konumundadır. Bugüne kadar gerçekleşen zaman ve ekonomik kayıplar telafi edilemez. Ancak, teşhis-tedavi sürecinin çalışması elzemdir.
SONUÇ: Türk Turizminin 'toparlanma hamlesi' için ezberler bozulup, 'aklı-selim' açılımına girilmesi gereklidir!