Türkiye'nin mevcut Sosyo-Ekonomik durumu ve Turizmde karşılaşılan ağır sorunları bağdaştırarak çözmek üzere, Ulusal Planda ele alınarak ciddi olarak değerlendirilmesi ve uygun görülürse acilen uygulanmasında yarar olan Mega Projeyi açıkça kamuoyuna duyurmakta fayda gördük. Böle bir yaklaşımla, ağırlaşan ulusal sorunların hızla akılcı çözümlere ulaştırılması ve yan ürün olarak da, Türkiye'nin küresel bir saygınlık kazanması mümkündür.
Güncel koşullarda, Ülke olarak hem Suriye muhacirlerinin yoğun ziyaretleri, hem de Avrupa'ya geçmeyi hedefleyen geniş bölgenin tüm muhacir hareketlerinin geçiş güzergâhı' haline gelen Türkiye, bu trafiğin yoğun baskıları altındadır. Önceden gündeme gelen tampon bölge' çözümlerinin gerçekleşememesi ve kış aylarının da kapıya dayanması, yaşanan sorunların yakın gelecekte çok daha artmasına yol açacağı kuşkusuzdur.
Öte yandan, Avrupa Ülkelerinin göçmen kabul etme' programına da girmiş olması, söz konusu göç akışının belirsiz bir gelecek sürecinde devam edebileceğinin sinyallerini vermektedir. Sosyal karışıklık ve güvensizlik ortamlarında, Türk turizminin ümitsizlik içinde karalar bağlamış olması' ve tüm koşullara rağmen turizmi yıllardır sekteye uğratan Arz-Talep dengesizliğinin de bozulmaya devam etmesi, en yalın gerçeklerdir.
Anılan olumsuzlukların ve fırtınalı ufukların gösterdiği ağır koşulları büyük çapta gidermek üzere, basit çözüm önerimiz: Turizme dönük yatak kapasitesinin bir bölümünün Muhacirlere Tahsis edilmesidir! Hemen Kasım ve Aralık aylarında başlatılabilecek olan böyle bir Mega Proje, uygulama ve gelişmeler kapsamında genişletilerek sürdürülebilir. Daha da önemlisi, uygun politikalarla küresel insani fonlardan özel destekler alarak' yaşatılabilir.
PROJEYE İLİŞKİN TEMEL YAKLAŞIM VE ORGANİZASYON ÖNERİLERİ
Böylesi bir projeye Ulusal olarak 'akılcı yaklaşımlarla girilmesi ve en uygun koşullarla yönetilmesi' süreci için henüz hazır bir ortam ve model yoktur. Fakat bu fikrin benimsenerek Kamu ve Özel kesim nezdinde kabul görmesi halinde, hızla yol alınabilecek uygun bir ortamın mevcut olduğu da, net olarak açıkça ortadadır. Söz konusu Mega Projeye sahip çıkacak bir STK kurumunun öncülüğünde, gerekli atılımlar hızla sürdürülebilir?
Böylesi bir ulusal öncü aday ise, TOBB ve/veya TÜRSAB gibi yaygın ve yetenekli kurumlar paralelinde, KIZILAY gibi etkili bünyelerde bile rahatça kotarılabilir. Projenin ana hatlarını ve uygulama yöntemlerini planlı bir şekilde saptayarak, ilgili ve yetkili kurumlara yapılacak bir katılım çağrısına, herhalde kimse karşı çıkmayacaktır. Mevcut Konaklama tesislerinin projeye katılımı, tamamen isteğe bağlı esnek koşul ve sürelerde gerçekleşebilir.
Karar verilecek kriterlere ve uygulama prensiplerine göre kolayca saptanabilecek bir 'proje sistemi kapsamında' muhacir misafirlerin, sisteme kayıtlı olan tesislerde kontrollü ve disiplinli bir şekilde ağırlanması mümkündür. Bu sistemde, ağırlama maliyetleri de birkaç kategoride saptanarak tamamen veya kısmen 'destek fonlarından' subvanse edilebilir. Hatta bu uygulamaya ev pansiyonları da dâhil edilerek tüm muhacirler kayıt altına alınabilir?
Aslında, ulusal turizm olgusuna sadece 'yabancı turistlerin tatil seyahati ve döviz girdisi' odaklı bakıldığından, yaşanan 'muhaceret olayının' da turizmin özel bir kesiti olduğu idrak edilemez haldedir. Geçici olarak herhangi bir yere seyahat eden insanlar da fiilen turisttir ve (geleneksel değerlerde çok derin olan) 'Ağırlama Endüstrisi' kavramı, henüz turizm uygulamalarında tam yerini bulamamıştır. Bu yaklaşımda ise, taşlar yerine oturmaktadır.
Tüm Anadolu çapında ve tüm muhacirlere geçerli olarak uygulanabilecek Proje kapsamında kullanılabilecek yatak kapasitesi ise, çok geniş ve yeterlidir. Zira Türk Turizminde 1,5 milyon olduğu sanılan mevcut yatak kapasitesinin gerçekte 2,5 milyona dayandığı ve ilavelerle rahatça 3 milyona erişilebileceği söz konusudur. Bu gerçeklere dayanarak, kalış sürelerine göre değişebilecek 5-10 milyon misafirin rahatça ağırlanması mümkündür.
Halen Türkiye'ye dağılmış olarak yaşadığı ifade edilen 2 milyonluk muhacir misafirlerden başlayarak, yakın gelecekte kaydedilen gelişmelerle esnek bir şekilde sürdürülebilecek olan bu Projeye imaj ismi olarak 'Anadolu İnsanlığı Ağırlıyor' sloganını düşündük. Sadece bu ifade bile, olayın boyutlarını açıkça ifade etmeye ve küresel ölçeklerde etkili ilgi ve olumlu yankılar yaratmaya adaydır. Detaylar, Projenin konsültasyonu ile şekillenebilir.
Öneri Mega Proje özel bir ilgi ve etkinlikle hızla ele alınabilirse, iki hafta sonra yapılacak G-20 zirvesinde de, tüm Dünyaya ilan edilebilecek 'çok etkili bir koz olarak gündeme girebilir' şeklindeki hayallerimizi de, hemen ifade ediyoruz. Bu fikir projesinin gereğince değerlendirilmesi ve 'ilgili stratejik hamlelerin yapılması' tamamen tüm ilgili ve yetkililerin sağduyulu yaklaşımlarına ve 'acil eylem atılımı kabiliyetlerine' bağlıdır. Bilgilerinize sunulur!
İngilizce slogan: Anatolia Welcomes Humanity