Tarihi Kentler Birliği ve ÇEKÜL Vakfı Çukurova Yol haritası ile ilgili toplantısı nedeni ile Adana'da bir dizi tarihi dokuyu yerinde görme olanağımız oldu. Gaziantep, Sivas, Kayseri, Safranbolu, Mardin, Eskişehir, Kütahya,Muğla,Beypazarı,Altındağ gibi kimi merkezlerde oluşan kenti pazarlama girişiminin yarattığı rüzgar Adana'ya da nihayet ulaşmış.
Adana eski ve yeni Adana olarak iki büyük ayrımın adıdır. Yeni Adana çok katlı yapıların yer aldığı 30 yıllık bir oluşumdur. Eski Adana MÖ'lere uzanan bir tarihsel akışın merkezidir. Kentin son 100 yılının oluşumu eski Adana'dadır. Camisi, Kilisesi, Hanı Hamamı, konutları, taş köprüsü ile Adana 'Adanalılık'kavramının doğduğu bölgedir. Eski Adana önemli ölçüde sahipsiz kalmıştı. Bazı yerlerde yapılan yıkımlardan öte birkaç girişim dışından tarihsel dönüşüm düşünülmemişti. Bu kere Büyük saat civarında onlarca yapıda sokak iyileştirme projesi ile tarihi dün aydınlanmaya başlıyor.
Büyük saat civarında cami, han, hamamlar için umut belirmiş. Özünde Kazancılar Çarşısı olarak bilinen alanda benzer çalışmanın yapılması ile yok olmak üzere olan dün dokusu ayağa kalkabilir. Yıllardır bu bağlamda ciddi ihmale uğramış Adana için belki bir yeni tarih kesiti oluşabilir. Adana merkezde bu çalışmanın bölgede en azından iç turizmin canlanması adına önemli olduğunu düşünüyorum. Tarihi kentler Birliği toplantısı ilk kez Adana'da yapılmıştı. Bu toplantı Çukurova bölgesinden katılım düşük olsa da 400'e yakın belediye başkan ya da meclis üyesini bir araya Adana'da topladı. Böylece kentin tanınması adına farklı bir etkinlikte oldu. Toplantıda farklı konularda düşüncelerini açıklayanlarda oldu. Özellikle ÇEKÜL Vakfı Başkanı / Tarihi Kentler Birliği Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen sözleri önemli tespitler içeriyordu. Prof. Dr Metin Sözen 'Adana kısa zaman önce kendi kimliğini Çukurova bütününden gündeme getirmek üzere adımlar atmaya başladı. 50'li yıllarda pamuk ekonomi için zengin bir ortam sağlamıştı. Göçlerle birlikte Adana'nın soru işaretleri de başladı.
Tepebağ'dan çevresine baktığınızda kentin gerçek birikimli yüzünün görünmesi gerekiyor. Ama TKB bu gecikmenin sorumlusunu aramıyor. TKB şimdi sorumluluk üstlenecek ve geleceği yaratacak yönetimler, ortaklıklar arıyor. Bu toplantıyı Adana'da yıllar önce yapsaydık şimdi çok farklı bir kent görecektik. Geciktik, ama bir yerden başlamak gerekiyordu. Mersin, Kilis ayrım yapmadan el ele geleceği kurmalıyız. TKB ve ÇEKÜL olarak Adana'yı çıktığı bu yolda desteklemeye söz verdik. Bu toplantı bir gezi toplantısı değildir, bir düşüncenin değişeceğini gösterme toplantısıdır. Burada uyanan bilincin planlı bir gelecek yaratmaya ihtiyacı vardır. Tepebağ'daki çalışmalar müzenin denetiminde başladı. Başlayan süreçte, kentteki kurumların bu ivmeyi ağırlaştıran değil dinamik hale getiren kurumlar olarak hareket etmesi gerekiyor. Adana'nın dünkü zenginliğini bugünün zenginliğiyle buluşturmak gerekiyor.'dedi. Şehir Plancısı Faruk Göksu'da sunumunda şöyle konuştu.'Kentsel dönüşüm, gayrimenkul geliştirme değildir. Gayrimenkul geliştirme, piyasa güçleri ile gerçekleşir. Kentsel dönüşüm ise kamu desteğine gereksinim duyulan yoksulluk bölgelerinde, ekonomik ve sosyal boyutu da içeren, uzun vadeli eylemler bütünüdür. Bunun için yarışan kentler mi? Paylaşan kentler mi? diye sormamız gerek. Kentler, üçüncü dönüşüm sürecinde değerlerini, birikimlerini, kaynaklarını, deneyimlerini paylaşmalı. Ve tasarımcılar kesinlikle bu üçüncü dönüşüm sürecine dâhil edilmeli. Geçmişte yaptığımız hataları bu süreçte yapmamak için tüm projelerin tasarımcıların katkısıyla hazırlanması gerekiyor. Kimlikli, kişilikli kentleri ancak bu şekilde yeniden kurgulayabiliriz. Bunun için Kadıköy'de bir tasarım atölyesi açtık.
Bir fikrim var diyen herkes bu atölyede Kadıköy Belediyesi için üretim yapabilecek. Tarihi Kentler Birliği artık Türkiye'nin ulusal koruma planını hazırlamalıdır. Metin hocamın 70'lerde yapı-sokak ölçeğinde başlattığı süreç artık bu noktaya gelmiştir. Bir koruma yasası' çıkartılmalıdır. Belediyelerden toplanan yüzde onlarla oluşturulan koruma fonu yeterli değildir.' Faruk Göksu, Çukurova'nın geleceğini ise üç temel strateji üzerinden anlattı: SU: Bereket Kaynağı, YOL: Kültürel Geçişler, VERİM: Bereket Yapılanması.
Ardından bu üç strateji üzerinden katılımcılara söz verdi ve kısa bir çalıştay gerçekleşti: Bölgesel bütünleşmede suyun rolü ne olmalı? Çukurova yerleşimleri işbirliği ağları nasıl kurgulanmalı? Koruma kalkınma örgüsünün yaşamsal dokuları nasıl canlandırılmalı? Soruları Çukurova bölgesinden gelen Belediye Başkanları tarafından cevaplandı. Adana ile Çukurova bir bütün içinde ele alındığı toplantı Adana geleceği adına da olumlu bir başlangıçtı.Adana için gerekli tarihi dönüşüm bakalım süreç içinde gereken ivmeye erecekmi?