Turizmde 40 yılını dolduran ve çok çeşitli yönlerde deneyim kazanmış bir uzman olarak, son 10 yılı aşkın süredir araştırmacı yazarlık' misyonu üstlenmiş bulunmaktayız. 2000 yılından sonra profesyonel hayata veda ederek, 'sivil toplum' sinerjisini devreye sokarak Antalya'yı gerçek bir turizm destinasyonu yapmak üzere özgün çabalar harcadık. Hayalimizdeki hedef; Antalya'nın 'öncü ve örnek' diğer yörelerimize de somut örnek olmasıydı.
Fakat üç sene önce, turizmin çarklarında oluşan dengesizliklerin artık piyasa raconu halinde ve adeta kök salarak yerleşmiş bulunduğu tespiti ile, bu konuda daha fazla ısrarcı olmanın anlamsız olduğuna karar verdik. 2010 yılı itibariyle 2 ayrı yönde çabalarımıza devam ediyoruz; (1) Bakanlık ve Ankara nezdinde ülkesel turizm politikaları üzerine analiz-sentez yorumları, ve (2) Mevcut makro turizm birikimlerimizin Anadolu'nun hizmetine sunulması.
Antalya ve İstanbul dışında ilk kez' bir Anadolu Destinasyonuna mesajlar verme çabasında olan bu yazımızda, net bir tablo çizmek istiyoruz. Halen 10 yılı deviren ve 100'ü aşkın yazımızın internet ortamında yaşadığı çalışma ve veri birikimini sentezleme ve özetleme hizmeti amaçlıyoruz. Çünkü; Adana'nın Çukurova liderliği kapsamında çok değerli bir bölgesel yeri ve rolü vardır. Bunun turizmde dengeli bir gelişimle tescil edilmesi ise, çok kritiktir.
TÜRK TURİZMİNDE BAŞARI ÖYKÜSÜ GELİŞMELERİN ÖZETİ:
Türk Turizminin 40 yıllık gelişim sürecinde, endüstrisi çarklarının dönebilmesi için gerekli olan konaklama öncelikli yatırım ve buna paralel altyapı oluşumu için 20 yıl harcandı. Özal döneminin 1.Hamlesi ile yapılan atılımlar, 90'lardan itibaren gerekli oluşumu harekete geçirdi. Kaydedilen aşırı hızlı gelişim süreci de, Anadolu kaynaklarını devreye sokmaksızın ve sadece üçbuçuk destinasyon kullanılarak, erişilen sansasyonel başarılar' elde edildi.
Antalya, Muğla ve İstanbul yöreleri tam ve İzmir'in (henüz) buçuk olarak devreye alınmış olduğu bu süreçte, elbet diğer önemli yörelerde de turizm gelişim süreci başlamış halde. Fakat bunlar henüz olgunluk' aşamasına erişmiş değiller. Ancak, esas turizm sermayesi olan Anadolu destinasyonları ile, halen 10 kadar olan turizmde hareketli yöre sayısının, 2023 itibariyle 30'a erişeceğinin dikkate alınması gerek. Esas olan gelişim ve potansiyel de budur.
Yani, dar bir bakış açısıyla gelişti' sanılan Türk turizminin esas sermayesi olan Anadolu Yöreleri, daha henüz yeni devreye girmektedir. Devredeki toplam 10 destinasyonla pek başarılı' olan turizm, 30 destinasyonun üretimi ile, mevcut turizm verimini ve hacmini 5'e katlayacak kapasitededir. Esas başarılı cümbüş ise, burada kopacaktır!
Ancak bu pembe ve müjdeli tabloda çok kritik' bir unsur söz konusudur. Turizm; Çok sektörlü bir endüstri olarak, aşırı hızlı süreçlerde ciddi dengesizlikler içine düşmektedir. Bu bakımdan hızlı gelişimin kontrol edilmesi, sağlam temeller ve yapısal dengelere oturulması ihtiyacı vardır. Planlı süreç ve stratejilerle, bu gereksinme sağlanabilir.
SON 10 YILDA SU YÜZÜNE ÇIKAN ACI GERÇEKLERİN ÖZETİ:
Türk turizminde mevcut ağırlığı oluşturan, sahillerde yoğunlaşan kitle turizmi karakteri, her şey dahil, kısır kent turizmi, insan unsurunun ihmali gibi, önemli ama bilinen detayları atlayalım. Bu defolar ötesindeki esas kısıtlama, turizmin hizmet unsuruna dayalı bir zincir olarak idrakine çok aykırı bir yapıda, rant anlayışına dayalı ve halkaları kopuk bir bağnaz iç rekabetçilik düzenidir. Dayanışma ve düzenden yoksun bir piyasa ise, kaos ortamı doğuruyor.
Yazılarımızda analiz-sentez ve yorum-çözüm yaklaşımıyla varılan neden-sonuç ilişkileri çalışmalarında, turizmin karakter özellikleri, açıkça su yüzüne çıkıyor. Piyasa mekanizması çarklarındaki, neye niyet ve neye kısmet' düzeni, gelişmeleri düğümlemektedir. Bu ayrıntılara girmeden tanıma gidilecek en basit suçlu ise, malum 'zihniyet hazretleri'dir. Özellikle de 'hizmet yerine rant' odaklı düzenler, doğrudan bir 'kap-kaç' piyasası oluşturmaktadır.
Yeni ürünler ve pazarlar yaratılması yerine, kolaycılığa ve uyanıklığa kaçan işletmecilik anlayışları çerçevesinde, hem gelişen talebe paralel yenilikçilik' atılımları yavaşlamakta, hem de fiyat kırma girdaplarına düşülmektedir. Bu süreç sonucunda da, makro planda ülke imajı zedelenmekte ve ucuz destinasyon' damgasının silinmesi, çok güç bir süreç yaratmaktadır. Kanımızca, turizmde bu yönde oluşan geçmişe dönük gelir kayıpları en az %20 düzeyidir.
BUGÜN İHTİYAÇ DUYULAN POLİTİKA VE STRATEJİLER ÜZERİNE YORUM:
Gelişen Türk turizminde, yakın tarihte ortaya çıkmış sorunların 2.Turizm Hamlesi birikimiyle oluşturulan Devlet Politikasına bağlı bir uygulama ve Eylem Planı çerçevesi ile 2007 başında uygulamaya girdiği malumdur. Ancak, her nedense son 6 yıldır kenara itilerek gereği' yapılmamış olan 2023 Türkiye Turizm Stratejisi'nin, bizce artık hızla ele alınması, güncellenerek etkin şekilde ve 3.Turizm Hamlesi olarak devreye sokulmasının tam zamanıdır.
Fakat ne yazıktır ki, söz konusu 6 yıllık duraklama dönemi boyunca bu yönde piyasada aktif gündem oluşamamış, yasal gereklilik olan Turizm Konseyleri örgütsel modelinin bile varlığı ve işlevi unutulmuştur. Keyfi yorumlar ve atak davranışlarla geçen yıl Turizm Meclisi' gibi yeni ve çok gereksiz hamleler yaşanması, bu durumun en basit örnekleridir. Noktasal ve bölgesel konseylerin Ankara'da Ulusal Konsey' oluşturacağı bile hala idrak edilmemiştir.
Makro turizm bakış açısıyla, yıllardır hizmet etmeye ve katkı sağlamaya gayret gösterdiğimiz Türk turizminde, söz konusu bütünsellikten yoksun ve sadece alt sektörler düzeyinde ele alınan turizm örgütlenme yaklaşımları, sürekli olarak turizm ormanının algılanmasına ve çözümlenmesine engel olmaktadır. Bakanlık ve piyasa nezdinde ısrarla yaptığımız uyarılara inatla duyarsız kalınması' ise, araştırmacı yazarlık misyonumuzda acı ve derin bir yaradır!
Bu bakımdan, makro turizmde ihtiyaçlar ve oluşan kararlar açısından her şey yerli yerine oturmaktadır. Bu yılın da kaybedilmesine meydan verilmeksizin 'ilk aşama' olarak ihmal edilen Turizm Konseyleri Yönetmeliği'nin acilen çıkarılması paralelinde, Çukurova geniş Bölgesinin Merkezi olarak Adana Konseyinin teşkil edilmesini, şiddetle tavsiye ediyoruz. Böylece, Turizm Resmi Konseylerinin öncü-örnek' ilk adımının kolayca atılması mümkündür.
Ayrıca, henüz piyasada yeterince irdelenmediği için gözden kaçan husus; Kentsel ve Bölgesel kalkınmanın en etkili aracı olan sansasyonel örnek olarak Barcelona Modeli'nin dikkate alınmasıdır. Daha 10 yıllık bir geçmişe dayalı olan bu modelde, Kent Belediyesi ile Yöre Ticaret Odası'nın basit bir 'protokolde' birleşmeleri ve yerel turizmi detaylı çalışarak yönetmeleri sonucunda, tüm dünyanın hayran olduğu bu başarı öyküsü' oluşmuştur.
SONUÇ: Yeni Turizm Bakanımızın kendi yöresindeki Ortak Akıl hareketinde 'Turizm Haftası' kaçırılmıştır!?!
Anadolu'dan (seçilen) birkaç adet 'güncel' konsey konulu YURTTAN SESLER:
26.01.2011 - KIRŞEHİR Turizm Konseyi ilk toplantısı
(1) http://www.cagdaskirsehir.com/HD160369_il-turizm-konseyi-toplandi.html
(2) http://www.kirced.org/giris.asp?sayfa=detay&id=23
11.08.2011 - İZMİR'li turizmciler 'Üst Kurul oluşturmaya karar verdi'
(3) http://www.gazeteyenigun.com.tr/ekonomi/94287/ekonomi
24.10.2011 - MUĞLA Turizm Konseyi Kuruldu
(4) http://www.beyazgazete.com/haber/2011/10/24/turizm-konseyi-kuruldu-670526.html
24.05.2012 - MARAŞ Turizm Konseyi (Vali Muavini Başkanlığında) 5.Toplantısı