Türk Turizminin geliştirilmesi için Devletçe verilen kararlar 1970'lerde 'Çağdaş Turizmde çok nitelikli ve uygun potansiyeli olan Anadolu'muzun sosyo-ekonomik açıdan geliştirilmesi ve değerlendirilmesi' prensibi üzerine inşa edilmiştir. İlk yıllarda turizme hiç ilgi duymayan yatırımcılarımız ise, Özal Dönemi tedbirleri sonrasında konuya 'altına hücum anlayışıyla' ilgi duymuş ve gelişme Hamleleri başlamıştır.
Hemen 20 yıl içinde yeterince palazlanan turizm piyasası, Küresel Turizmde kendine özgün bir yer edinmiş ve Anadolu değerlerinin tümünün planlanarak geliştirilmesi yerine 'sahillere odaklı kitle turizmine dayalı bir basit model benimsenerek' sezonu uzun devlet arazilerini değerlendirerek Antalya ve Muğla illerindeki turizm furyası tavan yapmıştır. Bugün Türk Turizminin %80 ağırlıktaki karakteri bu özellikle oluşmuştur.
Ancak 2000 yıllarında söz konusu hızlı gelişmenin getirdiği dengesizlik ve olumsuzlukları düzeltmek üzere 2.Turizm Hamlesi kapsamında başlatılan 'planlı turizm ile dizginlerin ele alınması' yaklaşımına ihtiyaç duyuldu. Kültür Turizminin önemi ve turizmde çeşitlendirme ihtiyacı gibi kavramların yerine oturtularak 'tüm Anadolu'nun turizme açılması' amacıyla Devletin 2023 Turizm Stratejisi resmen devreye sokuldu.
Fakat 40+ Yılı kapsayan Turizm macerasının son 15+ Yılındaki bu süreçte '2.Hamle'de sürekli patinaj yapılarak sağlam adımlarla yol alınamaması' gerçekleri yaşanmaktadır. Önümüzdeki 3 ay içinde net olarak 10 yılını dolduracak olan Ulusal Turizm Stratejimizin 1.Eylem Planı süreci (sadece %15 performansla) 2013'te bitmiş ve yenisi de yapılamamış 'krizlerde bile gündeme gelemeyen bir ilaç' olarak unutulmuştur.
Turizmde Temel Çelişkiler ve Çıkmazlar
Gerçekte 'çok sektörlü bir özgün endüstri' olan turizm mekanizması, sadece öne çıkan birkaç alt-sektör gibi görülüyor ve tanımında bile hata yapılarak, gerçek zeminlere oturtulamıyor. Turizmin seyahate dayalı olarak gelişen, hayatın özel ve güzel bir kesiti olduğunu anlayıp konuya yaklaşmakla en büyük hatayı kolayca gidermek mümkün. Böylece, turizmin 40+sektörü yönetmediğini ve aslında bu sektörlerin bütününden oluştuğunu idrak edince, karşımızda bambaşka bir tablo bularak bunu çalışmak gerekiyor!
İşte 'geniş çaplı bir Planlama Çerçevesi olan 2023 Turizm Stratejimizde ortaya konan temel resim budur' ve Turizmi yönetebilmek için ortaya konmuş olan Kamu ve Özel kesimlerin geniş çapta kurması gereken işbirliği ve koordinasyon düzeni de, yıllardır hep lafta kalmaktadır. Turizmde yaşanan temel çelişki 'herkesin yanında ve hemfikir olduğu bir projenin ayakta duramayacak düzeyde felç olması' gerçeğidir! Yıllardır tüm 'mangalda kül bırakmayan demeçlerle yürütülen turizmde' alt-sektör bütünleşmesi bile yok?
Turizmi toparlamanın çağdaş bir yöntemi olan Stratejik Çerçevenin 'neden atıl kalarak unutulduğu?' sorusuna tek cevap ise 'turizmin bütünselliğini kavrayamayan ve kendi kulvarlarında rekabetçi çıkar savaşları sürdürerek, turizmi bir Rant ekonomisine dönüştüren köhnemiş Zihniyetler' unsurunda' bulunuyor! Bu kapsamda ortaya çıkarılan 'bu iktidar turizme karşıdır' yaklaşımı da çok yanlıştır. Zira 14 Yıl önce 2.Hamleyi başlatan konuşmasında Sn.Erdoğan'ın doğrudan Millete verdiği sözler hala geçerlidir.
Bugün Türk Turizminin 'çarpık zihniyetlerce oluşturulan içi boş Şampiyonluk Algısının ötesinde' mevcut performansının üç katında bir Endüstri olarak Türkiye'nin Sosyo-Ekonomik düzenine çok özgün destekler verememiş olmasının temel nedenleri, böylesi anlamsız ve gereksiz tutum ve anonim davranışların doğal bir sonucudur. Bu gelişmeleri yönetmek ve gerekli tedbirleri alarak uygulamaya dönüştürmek ise 'hala 7 yıllık ömrü olan Milli Stratejimizin fiilen uygulamaya sokulması' ile mümkündür ve çıkış yolu da budur!
Ne Olacak Türk Turizminin Hali?
Şahsen 'turizmin gelişme sürecinden itibaren TURBAN bünyesinde turizm yokken planlamasını yapan çalışmalara katılmış bir uzman' olarak' yıllardır bu Türk Filmini zorunlu olarak seyrediyorum. Son kesitte bu çarpık piyasada artık çalışılmaz' diyerek, turizmde makro analiz-sentez yöntemiyle Araştırmacı Yazar olarak Ülke turizmine yönlendirici destekler verme gayretlerim de 17 yıldır fayda etmedi. Krizler vesilesiyle gelinen son noktada ise '2.Hamle atılımlarının yerine oturtulması' Türk Turizminin son kozu ve çaresidir!
Fakat 'son iki Bakan döneminin yakın takibe alınarak yapılan yorumlarda da son Yılın boşa harcandığı' Net olarak ortaya çıkmıştır. Bakan Ünal'ın ilk 100 günlük görevinde 'krizi faydaya çevirme' niyetlerini izleyerek Mart başında '2016 Yılına geçmiş olsun' yorumunu yapmak zorunda kaldım. Bu koşullarda Bakan Avcı'ya yönelik olarak vermiş olduğum 'çözüm yöntemi önerilerimde' de bir ümit olarak doğan Turizm Şurası ile Rasyonel kararlar alınarak atak yapılması' beklentileri de, toplantının iptali paralelinde yok olmuştur.
Net tablo 'Bakanların bile niyet etmesine rağmen rayına sokulamayan turizm' olgusunun arkasında ise, içi çürümüş ve krizlere rağmen kolunu kaldıramaz hale düşen bir turizm yapısı' mevcuttur. Bu koşullarda ise 'son gayretle kestirme çabalarla rayına sokulamayan turizm' ise, gelecek yıllarda iyice ümitsiz ve çürüyen yapılara dönüşecektir. Bu bakımdan 'artık zorunlu hale gelen ve Alarm verilmesi gereken toparlanma hamlesinin yapılabilmesi için' Aralık Ayı içinde mutlaka kararlı ve tutarlı atılımlar yapılması zorunludur!
Ama? İçine girilen Fuarlar döneminde de Londra'yı yaşayan Aktif turizmcilerimiz ve bu durumları yıllardır seyretmekte olan 'turizmde gelişmiş yörelerde bu güne kadar Pasif kalmış olan turizm paydaşları' ve bunun ötesindeki 'kendi yörelerinde turizmi geliştirme çareleri aramakta olan' Anadolu'nun yerel ortak akılları , acaba Dünya çapında 'petrolden değerli olan turizm endüstrisine' nasıl bakıyor ve ne bekliyor? Turizmde 'milli örgütlenme modeli' olarak tescil edilmiş olan Yerel Konseyler' neden hala kurulamıyor?
Turizmde temel formül: { Turizm STRATEJİSİ + Yerel KONSEYLER = Yönetilebilir PERFORMANS } tır!
Sürekli 'heba edilen Anadolu değerleri' ötesindeki 'geniş Mezopotamya ortamı' ve Dünya turizminde yükselişe geçen İpek Yolu Projesi ile iyice öne çıkacak olan 'Doğu ve Batıyı bağdaştıran' Medeniyetler Köprüsü gibi MEGA Projelerin hızla gündeme geldiğinin farkında mıyız? Turizm Endüstrisi yapısı gereği çok yönlü ve karmaşık bir tablo sergilemesine rağmen, Destinasyonlar ölçeğinde kolayca ve Sivil Toplum dinamikleri ile rahatça yönetilerek 'yerel ekonomiyle birlikte gelişecek' ortamlar olduğunu bilmek gerek.
AMA? Yılbaşı furyası öncesinde, 'önümüzdeki çok kıymetli 3 Haftanın' neler getireceğini görelim bakalım?
Turizm*KONSEYİ Destek Sitesi: http://bit.ly/2dIVtxT
Önceki*BAKAN Kriz Yorumları: http://bit.ly/2dt0fDT
Son*BAKAN Çözüm*HAMLE Önerisi: http://bit.ly/2dpnVsA