Turizme 1970'lerde TURBAN Bünyesinde 'tüm Türkiye çapında turizm planlaması yapan Fiziksel Planlama Grubu'nda başlayıp, gelişen Türk Turizminde çok ilginç kesitleri fiilen yaşayıp 45 yıldır yeterince pişmiş bir Uzman olarak' bu iddialı yazıyı kaleme alıyorum. Özellikle son 15 yıldır sürdürdüğüm 'araştırmacı turizm yazarlığı misyonum' kapsamında, Türk Turizminin içine düştüğü kısır döngülerden çıkamaması ve üretilmiş olan Çağdaş Turizm Stratejimizin son 10 yıldır yürürlüğe sokulamaması, son kriz vesilesiyle çözümlenmelidir.
Turizm gibi çok boyutlu bir endüstrinin yönetilmesinde, tüm dünyada zorluklar çekiliyor. Fakat Türk Turizminin hızlı gelişim sürecinin ayrı bir rolü var ve henüz bu konuda 'neden-sonuç ilişkilerinin yeterince sindirememiş olunmasının' da büyük etkileri söz konusu. Önce turizme başlarken yatırımcı bulamadık ve meşhur Özal Teşvikleri sayesinde tüm potansiyel sektörleri turizmde patron yaptık. Fakat turizmin gerçek boyutu olan 'sektörler arası koordinasyon ile hizmet-kazanç dengesini' kuramadığımız için de, büyümede her şey çarpık gelişti.
Bu durumun en basit ispatı ise 'yıllardır 50+ sektörü besliyoruz diye öne çıkarak, aralarında asgari işbirliği ortamını bile kuramayan alt-sektörlerin, inatla büyük resmi görememeleri' gerçeğidir. Oysa, turizmin asıl işlerliği 'söz konusu sektörlerin seyahat nedeniyle oluşturduğu özgün bir organizasyon' ihtiyacıdır ve Bütünsel Planlama yaklaşımı olmadan yerine oturtulması mümkün değildir. Bu ihtiyaç da son kesitte 2023 Turizm Stratejisi olarak devreye girmiş olmasına rağmen, zihniyet hazretlerimiz bu dengesiz durumu bir türlü idrak edemiyor?
Şimdi gelinen noktada; Yıllardır kan kaybeden çarpık gelişmeleri Şampiyon Turizm' olarak lanse ederek yanlış algılar yaratan Şampiyonlarımızın, son krizle birlikte 'şok'lanarak uyanabilmesi mümkün' olsa da, her şeyi Devletten beklemek ve uzun vadeli gerçek çözümler yerine bugünü kurtarabilmek alışkanlıklarının çarpık ilişki ve çelişkileri sergilenmektedir. Son 6 aydır Bakan Ünal döneminde yaşanan 'krize acil önlemler paralelinde yapısal sorunların tamiri niyetleri' piyasaca fiilen görmezden gelinmiş ve somut adımlar da atılamamıştır.
ARTIK TAŞLARIN YUVARLANIP YERİNE OTURMASI MÜMKÜNDÜR!
Şahsen 2010 başından itibaren Bakan Günay döneminde 'piyasayı ve Bakanlığı Stratejimizin uygulanması konusunda uyaracak ciddi Medya atılımları' sürdürmüş olarak, hiç kimsenin bu yaklaşıma karşı çıkmamasına rağmen, bu atılımlara 'yine hiç kimsenin somut destek vermediğini' de fiilen yaşadım. Zira herkes turizmin sıcak ve sinerjik kazanında heyecanla pişiyor ama, olayın bütününü ve yarınlarını da pek göremiyor. Yoğun olarak verilen demeçlerde ise 'meli-malı ile biten' dilek ve siparişler verilerek, sürekli suya yazılar yazılmaktadır.
Fakat 2015 sonu itibariyle 'startejimizin gönüllü avukatlığı' görevimi bırakmak üzereyken, son Bakan Ünal'ın turizme bütünsel yaklaşım niyetleri, 6 yıldır beklediğim olumlu gelişme olarak bu dönemi yakından izlememe ve bu sitede yer alan beş seri makalemle turizmde toparlanma sürecini' yorumlamama yol açtı(*). Varılan sonuç ise 'Kamu ve Özel İşbirliği gerektiren Stratejik Hamle sürecinde, her iki ortağın da mecalinin kalmamış olması' gerçeğinin tespit edilmesidir. Bu nedenle 'artık sıra dışı bir koşul değişikliği olmadıkça ümitlerin de sönmüş olduğunu' vurguladım.
Ancak 'çok yeni bir gelişme sinyaliyle Turizmin kendi yağıyla kavrulması koşullarında, ciddi değişimin devreye girebileceği' ufukta belirmiştir. Söz konusu sinyalin, yeni Hükümetin Ekonomi Bakanı Sn.Zeybekçi'den (**) gelmesiyle (kanımızca) artık turizmin Ulusal bir sürece oturması ve boyut atlayabilmesi çok mümkündür. Zira daha önce kendi dar oyun alanı sınırlarında konuşulan ve kendini yeterince ifade edemeyen Turizmin, artık hayal edildiği gibi Milli bir önceliğe' kavuşarak üvey evlatlıktan da kurtulabilmesi süreci' nin hızla gerçekleşebilmesi olasıdır.
Basit bir anlatımla değişen durum şöyle: Gelişen turizmin yapısal sorunları halledilememiş olarak kalınca, iç çelişkiler artı ve turizm de sorunlarıyla birlikte büyüyerek, kendi dertlerini çözemez hale geldi. Turizmin gerçek Ulusal ekonomik boyutlarını da (kendisi idrak edemediğinden) bugüne kadar anlatamadı ve kendini kanıtlamaktan uzak kaldı. Fakat şimdi işlerin (bir anlamda) tersine dönerek Ekonomi Bakanlığında 'makro ekonomik değerlendirme ile aranan çözümlerin Turizmde bulunması' gibi ilginç bir sürece girilmiş ve Turizmin de Başrole gelebilmesi gündemdedir.
Bir anlamda 'sürpriz bir gelişme olarak' ortaya çıkan bu durumun, Turizmin içine düştüğü kısır döngülerin hızla aşılabilmesi için 'büyük bir fırsat yaratacağı ' kuşkusuzdur. Fakat söz konusu değişim ve intibak sürecinin çok yerine kullanılması ve sağlam zeminlere oturtulmasında ciddi detaylar mevcuttur. Zira Makro açıdan bugüne kadar keşfedilememiş bir turizm ve Sektörel açıdan da kendi alanında iç işlerini ayıklayamamış bir yapısal sorunlar demeti vardır. Şimdi gereken: Gündemdeki bağdaşma düzeninin hızla kurgulanabilmesidir.
SON KESİTTE EPEY YOLLAR ALINDI AMA GEREKLİ DERSLER ÇIKARILDI MI?
Türk Turizminin yakın tarihine bakıldığında net durum: 14 Yıl önce 2004'te Başbakan Erdoğan'ca resmen başlatılan 2.Turizm Hamlemizin 2007'de 17 yıllık planlı bir Milli Strateji Belgesi olarak tescil edilmiş olmasına karşın, bu niyetlerin son 111 Aydır fiilen battal olmasıdır. Stratejimizi Bakanlık hazırlamış olmasına rağmen, gerekli birimleri devreye sokamamış ve kurulması gereken Kamu-Özel=Ortaklığında stratejik Özel taraf olan turizmin Sektörel STK'ları ise, yıllardır bu konuda tek laf bile etmemiştir. Bu durumlar bugün değişecek midir?
Ekonomi Bakanlığında masaya yatırılmış olan Ulusal Ekonomide 'makro çözüm etütleri yapılırken keşfedilerek yeni düzenlerin Baş Aktörü durumuna getirilmesi söz konusu olan Turizm' bu göreve uyum sağlayabilir mi? Bu toplantıya (muhtemelen) çağırılmamış olan Turizm Bakanlığı ise, gerekli düzenlemelerle söz konusu 'yeni düzene geçiş yapabilecek önlemleri alabilecek' ve yarım kalan Hamleleri tamamlayabilecek midir? Tüm bu detaylar ise, yeni dönemdeki değişim sürecinin yüzeysel ve/veya kalıcı evriminde rol oynayacak unsurlardır.
Ekonomi Bakanlığının teknik kadroları eski DPT Uzmanlarınca oluştuğundan, turizmin 35 değil 100 Milyar Dolarlık bir ekonomi olduğunu hızla idrak ederek (muhtemelen) plansız geçen dönemde sineye çekilen 300 Milyarlık kayıpları da tespit ederek, durumu hızla tamir etmek yoluna gidebilecektir. Fakat bu yeni düzenin dizayn edilmesinde Turizmin tüm aktörlerinin mevcut zihniyetlerini değiştirerek 'konuya ve oyunun yeni kurallarına mutlak uyum sağlamaları' gerekmektedir. Türk Turizmine bu muhtemel Başrolünde' Başarılar dileriz!
(*) http://www.turizmnews.com/.../turizmde-toparlanma...
(**) http://www.turizmaktuel.com/haber/turizm-ihracat-sayilacak