Dün gerçekleştirilen TÜRSAB 21.Genel Kurulu'nda iki yıl daha yetki alan yeni yönetim seçimleri sonuçlanarak, eski yönetimin 'yola devam' demokratik kararı verilmiştir. Son 2 dönemdir muhalefetsiz görev sürdüren Başkan Ulusoy, bu kez 'türsabhepimizin' çağrısıyla 14 yıllık birikim potansiyeli taşıyan muhalefet birliğinin mevcut yönetimi silkelemesi karşısında oldukça zorlanmış, ancak %6 farkla koltuğunu TEKRAR korumuştur.
Oldum olası 'politikaya bulaşmamak' gibi kötü bir huyumuz olduğundan, büyüteç altına alarak pek yakından izleyebildiğimiz seçim arenası detaylarına hiç girmeyeceğiz. Zira esas Ulusal davamız olan 'turizmin kurtuluşu' süreci hızlanarak devam etmektedir ve 'aklar-karalar ayıklanması' safhasına gelinmiştir. Zira kanımızca son kesitte bu yıl yeni Bakan ile girilen final safhasında, 3 zaman içinde artık 'dananın kuyruğu kopacak' tır..!
Stratejist kabiliyetli yeni Bakanımızın üstlenmiş olduğu görev ve sorumluluk kapsamında, 15 yıldır süregelen, 7 yıldır görmezden gelinen turizmde Devletin RESMİ POLİTİKA Belgesini keşfetmesi ve piyasada her yönden süregelen huzursuzluk ve çözüm arayışlarıyla bağdaştırmaması (kanımızca) mümkün değildir. Bu yönde ilk fırsatta Sn.Bakanımızın bu hayati konuları masaya yatırması ve kış döneminde ayıklanması an meselesidir.
2023 STRATEJİSİ NELER DEMİŞTİ AMA PİYASADA NELER OLDU?
Daha önce defalarca her yönüyle yazıp-tablolayıp irdelediğimiz resmi metinleri buraya taşımadan, hemen ana fikri ifade edelim; 'Turizmde eksik kalan ulusal örgütlenme modeli sentezlenerek uygulamaya sokulacak ve hep temennilerde kalan Kamu-Özel işbirliği tesis edilerek Türk Turizminin potansiyeli randımanlı bir şekilde ekonomik değerlere dönüştürülecektir.' Özü bu olan Stratejimiz ise, bugün 'resmen unutulmuş' durumdadır.
Kamu açısından; 2007 ortalarında göreve gelen sabık Bakanımızın önünde hazır bulduğu bu stratejik ev ödevlerini bir kenara iterek, kişisel tercih hobileri olarak kültürel değerlerimize odaklanmayı tercih etmesi gibi bir süreç yaşanmıştır. Özel Kesim açısından ise, en kıdemli ve teşkilatlı TÜRSAB Pazarlama işlevli STK'sının Sn.Bakanla kanka olarak ürettikleri 'müzeler zinciri ve kartı' gibi projelerin icrasına şahit olmuş durumdayız.
Fakat sorunlar ve kısır döngüler içinde sürekli kıvranan turizm mekanizmasında, gerek KAMU gerekse de ÖZEL kesimden 'ortaklık örgütü' ve/veya '2023 gerekleri' üzerinde duran olmamış, yıllardır sürdürdüğümüz 'araştırmacı yazar' çabalarımı kapsamında bu yönlerdeki öneri ve uyarılarımız da hep görmezden gelinmiştir. TÜRSAB'ın lider STK olarak açtığı 'şampiyon turizm' bayrağı, her iki tarafı da uyutan bir PR uygulamasıdır!
Sonuçta ise, kanımızca ölü doğan bir hamle olarak sürdürülen ve kâğıt üzerinde kotarılan 'Turizm Meclisi' gibi battal atılımlarla 'dostlar alışverişte görsün' dönemleri yaşanmış ve bugün hala turizmde GERÇEK GÜNDEM piyasaya oturamamıştır. Söz konusu 7 yıllık avutma-uyutma-çarpıtma sürecinde son perde de TÜRSAB 21.GK'da oynanıp, seçim sinerjisinden çıkan dehşet çözüm 'TTO'Turizm Ticaret Odası ele bile alınamamıştır.
TURİZMİN TOPARLANMASINDA TÜRSAB'IN YERİ VE ROLÜ NE OLACAK?
Daha önceki yorumlarımızda işlenen detaylı gerekçeler ve tahlillere girmeksizin (bunlara ilave olarak) ifade edecek olursak, kanımızca gelinen nokta, basit bir dar görüşlü ve inatçı zihniyet sorunudur. Herkes turizm gönüllüsü olarak sürekli söylemlerle desteklemekte ama 'büyük-çerçeve ve çözüm atılımları' ise hiç eyleme dökülememektedir. Çıkabilecek çıkar çatışmaları uzlaşma çabaları yerine, herkes gemisini kurtaran kaptandır!
Turizm endüstrisinin alt sektörlerinde sürdürülen benzer tutumlara ve eylemsizlik tıkanıklarına da girmeksizin, TÜRSAB'a odaklanıp ortaya çıkan ciddi yorumlar vardır. Geçmiş dönemde her türlü badireli fırtınaların içinden başarıyla koltuğunu 2 yıl temdit daha alarak koruyan Başkan ne diyor?: 'Biz kurumsal bütünüz ve her türlü eleştirilere önerilere açık olarak yola devam..' işte bu noktada en kritik temel hususlar hemen açığa çıkıyor.
Kurumsal açıdan MİKRO ölçekte kalan: Yeni dönemde 'kantarın topuzunu kaçırarak sürdürdüğüm yönetime haklı eleştirilerinizi de dikkate alarak yeni dönemde ayağımı denk atacağım' paralelinde samimi olabilecek bir ifadesi olmuştur. Ancak bizim asıl üzerinde durduğumuz MAKRO ölçekteki: Turizmin paydaşları arasında tesis edilmesi gereken 'özel kesim ortaklığı' kavramı içindeki yeri ve tercih edeceği rolünün ne olacağı konusudur.
Zira daha önceki dönemlerde 'Benim yasam ve 41 yaşındaki kıdemli teşkilatımla turizmde rakipsiz liderim- Bu konumumu da kimselere Gap'tırmam' stratejileri üzerine yürütülen performansta, kanımızca sonuç fiyaskodur. Kendi içinde pek başarılı olarak en'Başkan imajlarını pompalamaktaki başarılar vitrinde görülmektedir. Fakat hem TÜRSAB mutfaklarında ve hem de büyük turizm pazarında, bunlar 'ufak hesap' konumuna düşüveriyor.
Kendi kurumsal kulvarlarında 'çok kıvrak ve becerikli' olduğunu 18 yıldır defalarca kanıtlamış bir lider olarak Sn.Ulusoy'u elbette takdir etmemek ve %15'lerdeki iç muhalefetin ancak %19'lara yükselebildiği bir seçim arenasından, 20.Dönemde %32'lere çıkan desteğini ancak %25'te koruyabilerek başarı ile çıkan koltuk zaferini de tebrik etmemek söz konusu değildir. Fakat geçen dönemki 'Savarona'yı kurtarmak' sözü de unutulmuştur.
Sadece 2 yıl önceki zafer kürsüsünden kültürel çıkışla Atatürk'ün yatını biz kurtaracağız sözü veren Başkan, bu hengame içinde söz konusu imaj projesini bile unutmuş, yine aynı hengamede bu mizahi konuyu ipucu çıtlatması ortaya attığımız muhalefet ise, söz konusu ince nüktedan kozu dahi kullanamaz bir performansla, konuyu dile bile alınamamıştır. Bugün müze zinciri ve yatırımla çok meşgul olan yönetim, şimdi ne yapacak?
TÜRSAB'IN SEÇİM DİNAMİZMİNDE BELİREN MAKRO TERCİHLERİ NEDİR?
Son 15 yıldır 'araştırmacı yazar' misyonumuzla sürdürdüğümüz 'Türk Turizmine stratejik destek' projemizde gelinen nokta, turizm duayenlerinin ve medyamızın havlu atması ve STK'larımızın da inatla 'büyük resmi' görmezden gelmeleri karşısındaki piyasa gerçekleri, bizi zorunlu olarak 'aktivist' mertebesine terfi ettirmiştir. Üretilen raporları okuyamayan, kendi ArGe'sini bile sürdüremeyen piyasaya yeni çözümler' üretmek gerektir.
Bu bakımdan, yenilikçi medya olarak internet teknolojisi & sosyal medya imkânlarını da devreye sokan ve çağdaş toplumun vazgeçilmez unsuru olarak devreye girmesi gereken sağduyulu sivil toplum unsurlarını tabanda birlik olarak bilinçli harekete geçiren bir kurgulama ile kısır döngülerin aşılması çabalarını sürdürmek azmindeyiz. TÜRSAB Seçimlerinde bulamadığımız medya desteği ise bir MEGA PROJE yaratmış haldedir.
Henüz 5 gün önce ajans yazarı olarak spor köşesi olan sağduyulu yazarımızın, son birkaç makalemizi sentez olarak köşesinde*yorumlaması ile (aşağıda linkini verdiğimiz) 50 bin hit alan bir kavram ortaya çıkmıştır. Sözün özü olarak; Turizmin dinamizmi ve ihtiyaçların çözümlenmesi sürecinin önü alınamayacağına göre, yeni yönetim anlayışı bu gelişmede TÜRSAB kalesini mi koruyacak, yoksa Ulusal Birlik bayraktarlığı mı yapacak?
Bu noktada 'siz önden buyurun' gibi nezaket çerçevesinde ve yıllardır kötü bir huy olan 'Devletten medet ummak' kapsamında Bakan(lık) Liderliğine bırakılması, elbette söz konusudur. Ama buradaki kritik unsur ise, Özel Kesimin birlikteliğini 'tek çatıda' toplayan TTO'nun da (21.BYK misali?) Bakan ricası ve/veya Yasa emri ile mi olması, YOKSA turizmin STK'larının atılımcı uzlaşması ile mi oluşturulması gibi basit 'ikilem' bir tercihtir.
SONUÇ: Hodri Meydan Kaptan- Turizmde yıllardır ihtiyaç duyulan 'sektörel sinerji' TÜRSAB Seçimlerinde açığa çıkmaya başlamış, ama hemen örtbas edilmiştir. Oysa bunun tüm turizm paydaşlarınca farkına varılıp özenle ele alınması ve Turizmde 3.Hamle atılımları artık öncelikli olarak TÜRSAB gündemindedir..!!
(*)BKZ: http://www.turkiyehaberajansi.com/haberdetay/72231/Mega-Proje-Turizm#