Antalya Kent Konseyi Başkanı ve NBK Touristik Genel Müdürü Recep Yavuz, Temmuz 2022 itibarı ile Antalya'nın 2.157 konaklama tesisi ile 672.287 yatak kapasitesine ulaştığını belirterek, ''Bugün 640 km sahili olan Antalya’da neredeyse her 300 metreye bir Otel düşüyor. Bu yabana atılacak bir kapasite değil''dedi.Yavuz, blogundaki ''Antalya'ya yeni oteller gerekli mi?'' başlıklı yazısında, Antalya'nın geçen 35 yıllık süreçte, ADünya Turizminin en önemli, en güçlü 10 markasından biri haline geldiğini, Pandemiden beri de Akdeniz’in lideri olduğunu söyledi.''Yaz döneminde günde 500.000 civarında turist, Antalya halkı ile birlikte yaşıyor, aynı havayı soluyor, aynı denize giriyor, aynı sokaklarda geziyor'' diyen Yavuz, şunları kaydetti:''Yılın yaklaşık 250 günü Antalya için bu yoğunlukta geçiyor. Yılsonunda gelen turist sayısı ise Antalya nüfusunun en az dört katına ulaşıyor. Bu arada her gün yarım milyon misafiri ağırlayarak dünyanın en misafirperver şehri olmuş olabiliriz. Haliyle bu kapasiteyi karşılayabilecek için konaklama imkânları gerekliydi. Bu zaten bu işin olmazsa olmazı. Ölçüyü kaçırmadan, doğayı rahatsız etmeden, kaliteli güzel tesislerle rakiplerin önüne geçip, o meşhur pastadan, o meşhur payı almak her zaman önemli bir hedefti.Antalya bu konuda çok hızlı ilerledi ve Temmuz 2022 itibarı ile 2 bin 157 konaklama tesisi ile 672 bin 287 yatak kapasitesine ulaştı. Bugün 640 km sahili olan Antalya neredeyse her 300 metreye bir otel düşüyor. Bu yabana atılacak bir kapasite değil. Dünya turizm piyasasındaki rekabete fazlasıyla da yeterli. Zaten rekabet sadece otel ve yatak kapasitesi ile yapılmıyor. Daha önemli olan sadece tesis sayısını daha da artırmak değil, bu tesisleri yaz & kış doldurabilmek. Burada eksik kalıyoruz.Antalya, hele 5 yıldızlı otel konusunda dünyanın çok çokönüne geçti. 2017 yılının 5 yıldızlı otel sıralamasında Londra (75), Dubai (61), New York (59) Paris (56), Miami (46) otel ile ilk 5 i oluştururken, Antalya’daki 5 yıldızlı otel sayısı oraların 5 mislini geçmişti. Ve 5 yıldız furyası hala devam ediyor.Beyaz fillere dönmeyelim Geçtiğimiz 35 yıl içinde hızla büyüyen Antalya turizmi, beraberinde yeni tesislerin yapılmasını da zorunlu kıldı. O zamanlar büyüyebilmenin şartı, talebe cevap verecek tesisler yaratmaktı. Bu yapıldı ve hatta daha da öteye gidilerek bu işneredeyse otomatiğe balandı: talep artıkça, otel sayısı arttı, otel artıkça talep artırılmaya çalışıldı. Bu, sürekli birbirini tetikleyen süreçte zaman zaman kontrol kayboldu ve neredeyse yer, gök otel oldu. Ölçü bir hayli kaçmıştı sanki.Ancak krizli dönemlerde tek tük bile turisti mumla aradığımız zor günlerde bunun farkına varabildik. Büyük maliyetli ve belki daha kredisi bile ödenmemiş o güzelim şaşalı yatırımlarbirdenbire nasılda işe yaramaz beton yığınlarına dönüveriyorlardı. Hele hiçbir turistin gelmediği pandemi gibi krizli dönemlerde bölge büyük bir otel mezarlığından farksızdı. Hormonlu sezonlara dikkatBu yıl çok ilginç bir sezondan geçiyoruz. Benim 35 yılda yaşadığım en ilginç sezon diyebilirim. Bütün dünya şaşkın!..Hazırlıksız yakalanılan bu sezonu kotarabilmekte zorlanıyorlar. Doğrularla yanlışlar, gerçeklerle ütopyalarbirbirine geçmiş durumda. Ne talepler gerçekçi, ne fiyatlar... Turist de, turizmci de ölçmede zorlanıyoruz. Tatiline ödediğiyüksek paraya inanamayan turist de var, ürününün ne kadar yüksek bir fiyatla talep gördüğüne şaşıran turizmci de.Ne yeniden hareketlenen pandemi, ne Rusya – Ukrayna savaşı, ne tatil fiyatlarının aşırı artması, ne havalimanlarındaki yoğunluk, ne de kendi ülkelerindeki hayat pahalılığı turistleri seyahatlerinden alıkoyabiliyor. İki yıldır dizginlenen seyahat arzusu bütün olumsuzluklara rağmen durdurulamıyor. İki aydır hergün en az 2,5 milyon insan tatile gidiyor. Tabii ki bunun sıra dışı, istisnai bir nedeni var: İnsanlar bedeli ne olursa olsun hafızalarındaki kabus gibi geçen pandemi günlerini güneşte eritip, denizin tuzlu suyuna bırakarak artık o günleri unutmak istiyorlar.Şu anda yaşadığımızda bu psikolojinin sonucu oluşan suni talep. Aman böyle sezonlara dikkat edelim !... Bu sezonu ayrı bir yere koymak gerekir. Deniz hala dalgalı… Turizmde krizlere olduğu kadar, suni ve geçici yoğunluk yaşanan sezonlara da dikkat etmek gerekir. Krizlerdeki durgunluklar, hemen ertesindeki yoğunlukların da habercisidir aynı zamada. Aynı bu yıl yaşadığımız gibi.Ancak, bu çok uzun süre böyle devam etmeyecek ve önümüzdeki dönemlerde her şey daha sağlıklı ve uzun soluklu devam etmek üzere eski dinginliğine dönecek. Bunu göz ardı etmemek ve adımlarımızı buna göre atmak,ömrümüzü uzatır. Ne hep iyi sezonlar olacak, ne de hep kötü sezonlar !.. Turizm tahterevalli gibi işte, bir yükseleceğiz, bir alçalacağız… Yukarıdayken aşağıyı, aşağıdayken yukarıyı düşüneceğiz.Ama düşmeden!..Bu bağlamda özellikle Antalya gibi otel yoğunluğu dünya ortalamasının çok üstünde olan bir şehirde yeni tesislerin yapılmasına ışık yakılması bana bu şartlarda çok elzem gözükmüyor. Hâli hazırda var olan onca tesisin doluluğu her gün tartışılırken turizm türbülanstan henüz çıkamamışken ve daha kimse birkaç yıl sonrasını göremezken yeni tesislerin teşvik edilmesi ne kadar gerekli bilemiyorum? Kültür Turizm bakanlığı 21 Temmuz günü Resmi Gazetede yayınlanan duyurusu ile Antalya ili sınırlarındaki hazine arazilerinin otel yatırımına dönüşmesinin önünü açtı. Buna göre Antalya Kemer Çamyuva’da 1000 yataklı 5 yıldızlı bir otel veya tatil köyü, Tekirova’da 500 yataklı bir otel, Göynük’te 1000 yataklı 5 yıldızlı bir otel, Alanya Mahmutlar ’da 250 yataklı 5 yıldızlı golf Oteli, Okurcalar’da 400 yataklı Golf tesisi, Emişbeleni’de 200 yataklı Golf tesisi, Belek’te 1200 yataklı 5 yıldızlı otel, Gazipaşa’da 4 veya 5 yıldızlı 700 şer yataklı 3 tesis için de ihale açıldı. Alanya ve Belek’tekilerin orman arazisi içinde olduğunu da göz ardı etmeyelim. 10 yeni otel, 6650 yatak mı gelecek? Böylelikle günübirlik tesisler ve personel lojmanları hariç Antalya’ya 6650 yatak kapasiteli 10 yeni tesisin önü açılmış oluyor. Hani demiştim ya, o zamanlar yeni her bir otele seviniyorum diye, artık öyle değil… Doyuma ulaştığımızı ve biraz sindirme sürecine girmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bunu vizyonsuzluk ve dar görüşlülük olarak görmeyin lütfen!Turizmin büyümesi, ancak sağlıklı büyümesi tabii ki benim de dileğim. Ama an itibarı ile hem daha uzun yıllar yetecek yatak kapasitemiz var, hem de sürekli S.O.S veren doğa ile birlikte büyüme zorunluğumuz. Çoğu sohbetimizde ‘artık çok otel yapıldı, yeter!’ serzenişindeki turizmcilerin sesi halaçınlıyor kulaklarımda. Otel yerine biyosfer rezerv alanı Benim gönlümden geçen yeni otellerden ziyade, su kıtlığının iklim değişikliğinin kuraklığın, orman yangınlarının, su baskınlarının etrafımızı ağ gibi ördüğü günümüzde, doğası vetarihi ile övündüğümüz Antalya’nın yeni otellerden ziyade bir Biyosfer Rezerv alanına biran önce kavuşmasıdır.İnsanın doğa ile baş ederek iyi geçinmesi, böylelikle refah içinde ve uzun soluklu bir hayata kavuşması için oluşturulan Biyosfer Rezerv alanı ülkemizde sadece Artvin’in Camili köyünde oluşturuldu. Antalya bu hamle ile rakiplerinin çok çok önüne geçebilir. Turizm artık doğa ile birlikte düşünülüyor. Biz Alanya’ya 3 Golf tesisi planlarlarken, Venedik su kıtlığından dolayı turistlerin şişe suyu kullanmalarını yasaklandı, sadece şebeke suyu içebilecekler. ''
Oteller
Yayınlanma: 30 Temmuz 2022 - 11:06
Güncelleme: 02 Ağustos 2022 - 23:28
Antalya'ya yeni oteller gerekli mi?
Antalya Kent Konseyi Başkanı ve NBK Touristik Genel Müdürü Recep Yavuz, Temmuz 2022 itibarı ile Antalya'nın 2.157 konaklama tesisi ile 672.287 yatak kapasitesine ulaştığını belirterek, ''Bugün 640 km sahili olan Antalya’da neredeyse her 300 metreye bir otel düşüyor. Bu yabana atılacak bir kapasite değil''dedi.
Oteller
30 Temmuz 2022 - 11:06
Güncelleme: 02 Ağustos 2022 - 23:28