Tourism Today’in Instagram (@tourismtoday_official) üzerinden gerçekleştirdiği Tourism Today Talks Live’in konuğu Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Güney Ege Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (GETOB) Başkanı bülent bülbüloğlu oldu.Bülent Bülbüloğlu, Tourism Today Genel Yayın Yönetmeni Haluk Özsevim’in sorularını yanıtladı.
Bülbüloğlu’nun açıklamaları şöyle:
“Çalışanı koruyup finansal olarak ayakta kalmalıyız” Bütün dünyayı saran bulaşıcı bir hastalıkla uğraşıyoruz. Kimsenin aklına gelmeyecek bir şekilde herkesi kilitledi. İnsanlar çok ciddi bir sıkıntı içinde. Kendi işletmelerimizi düşünürken önce personelimiz diyoruz. Bunu basite indirgeyenler var. Benim teknik müdürümün dün torunu oldu. Çocuğu olduğu zaman da benimle çalışıyordu. Onlar benim ailem oldular. Birçok arkadaşımız öyle. Biz kocaman bir aileyiz. Mesai arkadaşlarımızı da düşünmek zorundayız. Önce çalışanı koruyalım, sonra biz de finansal olarak ayakta duralım. Dolayısı ile önce insanlık tarafına bakmak lazım.
“Türkiye’de tüm sektörlerin yaşaması lazım”Bu salgın nereye gidecek bilmiyoruz. Otel müdürlerimiz ile yaptığım bir toplantıda Nisan ayındaki doluluklara bakarken 5 gün sonra oteli kapattık. 1 ay sonra neyi konuşacağız bilemiyoruz. Kim derki petrolün varili eksi basacak diye. Petrolün varilinin 140 dolar olduğunu ve uçak firmalarının saç baş yolduğunu hatırlıyorum. Bunlar da geçecek diye düşünüyorum. Türkiye’de tüm sektörlerin yaşaması lazım. Hükümetimizin, turizmi öncelikli sektör olarak görüp bizi yaşatacaklardır. 1 ay geçti ve nereye geldik bakın. Psikolojimiz ve ekonomimiz bozuldu. İki ay daha sürdüğü zaman insanları nasıl tutacaksınız. Kısa Çalışma Ödeneği bittiği zaman bu kadar personeli nasıl koruyacağız? Bunlar bizim kaldıracağımız yükler değil. 3-5 ay idare ederiz ama sonrasında ne yapacağız? Herkesin cebinde para yok. Aramızda çok güçlü gruplar var ama diğerlerine de destek vermeliyiz.
“Yaralarımızı 2022’de ancak kapatabiliriz”TÜROFED bünyesinde gönüllü olarak seçilerek görev yapıyoruz. İnsanların haklarını korumak için bu görevi üstlendik. Başkanımız Sururi Çorabatır ve Yönetim Kurulu inanılmaz bir özveri ile çalışıyor. Başkanımız sayesinde hiçbir bakanla olmadığı kadar Kültür ve turizm Bakanımız ile çok iyi iletişim halindeyiz. KGF kredilerinde sıkıntı yaşıyorduk. Bakanımıza ilettik ve kısa sürede çözüm bulduk. Biz 40 milyar dolar girdi sağlayan bir ihracatçıyız. Bu parayı Türkiye’ye bizden başka sektör getirmiyor. Bu sektörün yaşaması lazım. 2021’de herkes normale dönemeyecek. Sektör yaralandı. Yaralarımızı 2022’de anca kapatabiliriz. Hatta vergi, SGK, kredilerin vadeleri 2023’lere uzanması lazım. Seyahat acentaları ve tur operatörlerinden aldığımız avansı harcadık. Şimdi avansı geri nasıl ödeyelim. Devlet 2 ay sonra kredileri geri ödemeye başlayın derse ne yapacağız bilmiyorum.
“Devlet babanın bütün çalışanları gözetmesi lazım”Üç ay sonra ne olacak? Askıdaki personel ne olacak? Sadece bizim 50 ana kadro 200 tane de askıda personelimiz var. Biz bu insanlara geçen sene Ekim’in sonunda güle güle dedik. Bugüne kadar biriktirdiği ile geçindi ama şimdi ne yapacak? Bu insanlar ne devletten ne de bizden para alamıyorlar. Devlet babanın bütün çalışanları gözetmesi lazım. Bu personelin hepsi nitelikli personel. Hepsi yabancı dil biliyor. Sezonda steward bulamıyorduk şimdi hepsi yatıyor. Bu personeli kaybedersek sezon açıldığı zaman turizmi neyle yapacağız.
“Jet2 ve TUI Türkiye’ye turist yağdırmayacak” Haziran’dan sonra pandemi aşağı inip seyahat serbestliği sağlanırsa Ege’deki 10 odalı, 15 odalı tesisler iş yapacak. İnsanlar bu küçük tesislerde kendilerini izole edecek. 500 - 600 odalı tesislerin bu dediğim senaryoda kapılarını açmaları mümkün değil. Açarlarsa daha da kötü olurlar. Bizim bölgemizi domine eden pazar İngiltere. Oradan Jet2 ve TUI’nin uçak kaldırıp Temmuz’da Ağustos’ta Türkiye’ye turist yağdıracağını düşünmüyorum. İngiltere’den Ağustos’ta uçak kalkacağına inanmıyorum. Gelecek olan da hangi otelciyi doyurur? Hiç açmamak daha mantıklı görünüyor. 5 oda yerli 10 oda yabancı ile olmaz. Bu sene otelimizi açabileceğimizi düşünmüyorum. Bu sene sadece küçük ve iç pazara yönelik çalışan tesisler iş yapabilir.
“Öncelik Türkiye olacak”İnsanlar günlerdir evinde oturuyor. Tabi ki seyahat isteği doğacaktır. Ama bunu gerçekleştirebilecek miyiz? İnsanların cebinde para var mı? Seyahat edebilme cesaretini gösterebilecek mi? Şu an markete gitmeye korkuyoruz. Halk istekli ama daha ilaç bulunmadı. İlaç bulunsa çok hızlı bir gelişim gösterebiliriz. Bulamazsak dediklerimizin hepsi havada kalacak. Şunu da belirtmek isterim; İnsanlar seyahat etmek isterse ve imkan bulursa öncelik Türkiye olacağına eminim. İspanya değil, Türkiye tercih edilecek.
“Müşterilerimiz gelmek istiyor”İnsanlar bir gün tabi ki seyahat etme özgürlüğüne kavuşacak. Ama TUI koltukların yarısını boş bırakacağım diyebilir mi? Güzel günler gelecek bunları da atlatacağız. 2021 iyi bir sezon olacak belki ama bu senenin gidişatına baktığınız zaman bir çözüm mutlaka bulunmalı. Otelciler, havayolu şirketleri sezonu açmak için çok istekli. İngiltere, Hollanda, Rusya’dan müşterilerimiz bizi arıyor. Onlar da sıkıldı ve gelmek istiyorlar. Burayı güvenli bir liman olarak görüyorlar. Biz onları onlar da bizi özledi. Ama burada insanlar yaşlı annesini ziyaret etmeye korkuyor. Bu nedenle bir tedavi şeklinin bulunması lazım.
“Kitle turizmi olabileceğine inanmıyorum”Şimdi otellerdeki sertifikasyon konuşuluyor. Konaklama sektörü zaten hijyene çok dikkat ediyor. Birçok ayaktan denetleniyoruz. Bunları daha da geliştireceğiz. İnsanlar otelimize geldiğini düşünün Otel hijyenik ve Korona yok ama dışarı çıkınca nasıl olacak. Bu nedenle sertifikanın anlamı kalmıyor. Bilinmez bir denklem. Bunun ilacı tedavi yöntemi net bir şekilde bulunmadıktan sonra kitle turizmi olabileceğine inanmıyorum. Çok kısa vadede çok şey beklemek doğru olmaz.
“Her Korona vakasında 500 bin Pound’luk oluruz”Biz de kendi içimizde ne yapabiliriz diye konuşuyoruz. Mantık yürüterek bir şeyler bulmaya çalışıyoruz. Örneğin restoranımızdaki masa-sandalyeleri yarı yarıya azaltalım diye konuştuk. Ancak otel içinde birçok nokta var. Misafirimizin hastalık kaptığı zaman nereden kaptığını bilemeyiz. Bölge olarak İngilizlerin tazminat davaları ile yıllardır uğraşıyoruz. İngiliz turistin, Korona kaptığını düşünsenize. Her Korona vakasında 500 bin Pound’luk oluruz. Ölüm olursa da oteli satsak karşılayamayız. Hukuksal ve kontrat bazında hazırlıkları yapmadan önlemleri almadan büyük bir riskin içine gireriz. Soru işareti kalmayacak şekilde hazırlanmak lazım. Önlemler konusunda çareler buluruz ama işin özü ilacın bulunmasıdır.
“Herkes bu krizden ders çıkaracak”Bir ay önce hangi restoranda yemek yesek diye derdimiz vardı. Şimdi restoranların yolunu unuttuk. Çevreyi, sağlam durmayı, yedek akçenin olması gerektiğini, ailem, çalışanlarım ve dostlarıma sahip çıkmanın daha önemli olduğunu düşünüyorum. Herkes bu krizden ders çıkaracak. Ama bu da geçecek. Güneş mutlaka doğacak. Belki 2021’de Korona’nın adını bile anmayacağız.”
Bülbüloğlu’nun açıklamaları şöyle:
“Çalışanı koruyup finansal olarak ayakta kalmalıyız” Bütün dünyayı saran bulaşıcı bir hastalıkla uğraşıyoruz. Kimsenin aklına gelmeyecek bir şekilde herkesi kilitledi. İnsanlar çok ciddi bir sıkıntı içinde. Kendi işletmelerimizi düşünürken önce personelimiz diyoruz. Bunu basite indirgeyenler var. Benim teknik müdürümün dün torunu oldu. Çocuğu olduğu zaman da benimle çalışıyordu. Onlar benim ailem oldular. Birçok arkadaşımız öyle. Biz kocaman bir aileyiz. Mesai arkadaşlarımızı da düşünmek zorundayız. Önce çalışanı koruyalım, sonra biz de finansal olarak ayakta duralım. Dolayısı ile önce insanlık tarafına bakmak lazım.
“Türkiye’de tüm sektörlerin yaşaması lazım”Bu salgın nereye gidecek bilmiyoruz. Otel müdürlerimiz ile yaptığım bir toplantıda Nisan ayındaki doluluklara bakarken 5 gün sonra oteli kapattık. 1 ay sonra neyi konuşacağız bilemiyoruz. Kim derki petrolün varili eksi basacak diye. Petrolün varilinin 140 dolar olduğunu ve uçak firmalarının saç baş yolduğunu hatırlıyorum. Bunlar da geçecek diye düşünüyorum. Türkiye’de tüm sektörlerin yaşaması lazım. Hükümetimizin, turizmi öncelikli sektör olarak görüp bizi yaşatacaklardır. 1 ay geçti ve nereye geldik bakın. Psikolojimiz ve ekonomimiz bozuldu. İki ay daha sürdüğü zaman insanları nasıl tutacaksınız. Kısa Çalışma Ödeneği bittiği zaman bu kadar personeli nasıl koruyacağız? Bunlar bizim kaldıracağımız yükler değil. 3-5 ay idare ederiz ama sonrasında ne yapacağız? Herkesin cebinde para yok. Aramızda çok güçlü gruplar var ama diğerlerine de destek vermeliyiz.
“Yaralarımızı 2022’de ancak kapatabiliriz”TÜROFED bünyesinde gönüllü olarak seçilerek görev yapıyoruz. İnsanların haklarını korumak için bu görevi üstlendik. Başkanımız Sururi Çorabatır ve Yönetim Kurulu inanılmaz bir özveri ile çalışıyor. Başkanımız sayesinde hiçbir bakanla olmadığı kadar Kültür ve turizm Bakanımız ile çok iyi iletişim halindeyiz. KGF kredilerinde sıkıntı yaşıyorduk. Bakanımıza ilettik ve kısa sürede çözüm bulduk. Biz 40 milyar dolar girdi sağlayan bir ihracatçıyız. Bu parayı Türkiye’ye bizden başka sektör getirmiyor. Bu sektörün yaşaması lazım. 2021’de herkes normale dönemeyecek. Sektör yaralandı. Yaralarımızı 2022’de anca kapatabiliriz. Hatta vergi, SGK, kredilerin vadeleri 2023’lere uzanması lazım. Seyahat acentaları ve tur operatörlerinden aldığımız avansı harcadık. Şimdi avansı geri nasıl ödeyelim. Devlet 2 ay sonra kredileri geri ödemeye başlayın derse ne yapacağız bilmiyorum.
“Devlet babanın bütün çalışanları gözetmesi lazım”Üç ay sonra ne olacak? Askıdaki personel ne olacak? Sadece bizim 50 ana kadro 200 tane de askıda personelimiz var. Biz bu insanlara geçen sene Ekim’in sonunda güle güle dedik. Bugüne kadar biriktirdiği ile geçindi ama şimdi ne yapacak? Bu insanlar ne devletten ne de bizden para alamıyorlar. Devlet babanın bütün çalışanları gözetmesi lazım. Bu personelin hepsi nitelikli personel. Hepsi yabancı dil biliyor. Sezonda steward bulamıyorduk şimdi hepsi yatıyor. Bu personeli kaybedersek sezon açıldığı zaman turizmi neyle yapacağız.
“Jet2 ve TUI Türkiye’ye turist yağdırmayacak” Haziran’dan sonra pandemi aşağı inip seyahat serbestliği sağlanırsa Ege’deki 10 odalı, 15 odalı tesisler iş yapacak. İnsanlar bu küçük tesislerde kendilerini izole edecek. 500 - 600 odalı tesislerin bu dediğim senaryoda kapılarını açmaları mümkün değil. Açarlarsa daha da kötü olurlar. Bizim bölgemizi domine eden pazar İngiltere. Oradan Jet2 ve TUI’nin uçak kaldırıp Temmuz’da Ağustos’ta Türkiye’ye turist yağdıracağını düşünmüyorum. İngiltere’den Ağustos’ta uçak kalkacağına inanmıyorum. Gelecek olan da hangi otelciyi doyurur? Hiç açmamak daha mantıklı görünüyor. 5 oda yerli 10 oda yabancı ile olmaz. Bu sene otelimizi açabileceğimizi düşünmüyorum. Bu sene sadece küçük ve iç pazara yönelik çalışan tesisler iş yapabilir.
“Öncelik Türkiye olacak”İnsanlar günlerdir evinde oturuyor. Tabi ki seyahat isteği doğacaktır. Ama bunu gerçekleştirebilecek miyiz? İnsanların cebinde para var mı? Seyahat edebilme cesaretini gösterebilecek mi? Şu an markete gitmeye korkuyoruz. Halk istekli ama daha ilaç bulunmadı. İlaç bulunsa çok hızlı bir gelişim gösterebiliriz. Bulamazsak dediklerimizin hepsi havada kalacak. Şunu da belirtmek isterim; İnsanlar seyahat etmek isterse ve imkan bulursa öncelik Türkiye olacağına eminim. İspanya değil, Türkiye tercih edilecek.
“Müşterilerimiz gelmek istiyor”İnsanlar bir gün tabi ki seyahat etme özgürlüğüne kavuşacak. Ama TUI koltukların yarısını boş bırakacağım diyebilir mi? Güzel günler gelecek bunları da atlatacağız. 2021 iyi bir sezon olacak belki ama bu senenin gidişatına baktığınız zaman bir çözüm mutlaka bulunmalı. Otelciler, havayolu şirketleri sezonu açmak için çok istekli. İngiltere, Hollanda, Rusya’dan müşterilerimiz bizi arıyor. Onlar da sıkıldı ve gelmek istiyorlar. Burayı güvenli bir liman olarak görüyorlar. Biz onları onlar da bizi özledi. Ama burada insanlar yaşlı annesini ziyaret etmeye korkuyor. Bu nedenle bir tedavi şeklinin bulunması lazım.
“Kitle turizmi olabileceğine inanmıyorum”Şimdi otellerdeki sertifikasyon konuşuluyor. Konaklama sektörü zaten hijyene çok dikkat ediyor. Birçok ayaktan denetleniyoruz. Bunları daha da geliştireceğiz. İnsanlar otelimize geldiğini düşünün Otel hijyenik ve Korona yok ama dışarı çıkınca nasıl olacak. Bu nedenle sertifikanın anlamı kalmıyor. Bilinmez bir denklem. Bunun ilacı tedavi yöntemi net bir şekilde bulunmadıktan sonra kitle turizmi olabileceğine inanmıyorum. Çok kısa vadede çok şey beklemek doğru olmaz.
“Her Korona vakasında 500 bin Pound’luk oluruz”Biz de kendi içimizde ne yapabiliriz diye konuşuyoruz. Mantık yürüterek bir şeyler bulmaya çalışıyoruz. Örneğin restoranımızdaki masa-sandalyeleri yarı yarıya azaltalım diye konuştuk. Ancak otel içinde birçok nokta var. Misafirimizin hastalık kaptığı zaman nereden kaptığını bilemeyiz. Bölge olarak İngilizlerin tazminat davaları ile yıllardır uğraşıyoruz. İngiliz turistin, Korona kaptığını düşünsenize. Her Korona vakasında 500 bin Pound’luk oluruz. Ölüm olursa da oteli satsak karşılayamayız. Hukuksal ve kontrat bazında hazırlıkları yapmadan önlemleri almadan büyük bir riskin içine gireriz. Soru işareti kalmayacak şekilde hazırlanmak lazım. Önlemler konusunda çareler buluruz ama işin özü ilacın bulunmasıdır.
“Herkes bu krizden ders çıkaracak”Bir ay önce hangi restoranda yemek yesek diye derdimiz vardı. Şimdi restoranların yolunu unuttuk. Çevreyi, sağlam durmayı, yedek akçenin olması gerektiğini, ailem, çalışanlarım ve dostlarıma sahip çıkmanın daha önemli olduğunu düşünüyorum. Herkes bu krizden ders çıkaracak. Ama bu da geçecek. Güneş mutlaka doğacak. Belki 2021’de Korona’nın adını bile anmayacağız.”