TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, Çeşme Yarımadasının parsel parsel talan edildiğini ifade etti. İzmir Mimarlık Merkezi'nde gerçekleştirilen basın toplantısında, yarımadaya yönelik yeni projeler değerlendirildi. Son yıllarda Çeşme ilçesinin, sermaye ve merkezi-yerel yönetimlerin çabasıyla parsel parsel ihale edilmek istendiği belirtilerek, bu ihtiyacın toplumun ve doğanın ortak yararıyla en ufak bir ilişkisi bulunmadığı vurgulandı. "Bütün bu talanın doğaya zarar vermeden 'stihdam' sağlamak amacıyla yapıldığı iddia ediliyor" denilerek, şu görüşlere yer verildi:"Yıllardır Alaçatı Sulak alanını yok etmeye çalışanların hemen yanı başında farklı bir şey yapacağına inanmamızı mı bekliyorlar? Evet şunu çok iyi biliyoruz; bütün kente beton döksek yine de gözü doymak bilmeyen bir akıl ile karşı karşıyayız. 'Çeşme Projesi', İzmir’in 'Kanal İstanbul'udur. 2019 yılı ortalarında kamuoyunda tartışmaya açılan Çeşme Projesi'nin kısa sürede bir talan projesi olduğu ortaya çıkmıştır. Son iki yıldır yetkili bakanlıklar tarafından Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi sınırları genişletilmekte, sit alanlarındaki koruma statüleri düşürülmektedir. Alanda mevcut mera, zeytinlik ve nitelikli tarım arazilerinin tarımsal faaliyet dışında kullanılmasını sağlayacak İl Toprak Koruma Kurulu Kararı alınmaktadır. Bu kararlar, bilimsel dayanaktan yoksun olup bir süre sonra gündeme gelecek plan kararlarına altlık teşkil etmesi amacıyla yapılmaktadır. Alandaki mülkiyetlerin yüzde 97’si kamu mülkiyeti olmasına rağmen bu projenin hayata geçmesi durumunda buranın parsel parsel satılacağı itiraf edilmektedir. Üstelik bu itiraf çok sayıda üniversitenin, sivil toplum kuruluşları ve özel şirketlerin katkısıyla yapılarak kamuoyu aldatılmaya çalışılmaktadır. Söz konusu talan projesini meşrulaştırmak amacıyla suyun ters ozmoz yöntemiyle denize deşarj edileceği söylenmekle birlikte, deniz ortamına deşarjı ile bertaraf edilmesi halinde deniz ortamında ekolojik tahribat oluşacağı, tuz giderme tesislerinden kaynaklanan konsantre akımlar yoğun tuz ve toksik içerikli olduğundan deşarj edildikleri noktalarda sucul ekosistemin olumsuz yönde etkileneceğinden bahsedilmemektedir.""Bilimsel çalışmalar inkar mı ediliyor?"İklim senaryolarında Çeşme ve çevresinin riskli bölgeler arasında gösterildiğine dikkati çekilerek, "Su miktarındaki azalmanın özellikle bitki su ihtiyacı açısından oldukça önem taşıdığı, suyun depolanması ve kullanımında daha dikkatli davranılması gerektiği vurgulanmıştır. Hal böyleyken İzmir Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde yapılan akademik tabanlı çalışmalarda ortaya çıkan sonuçlar yoksa inkar mı edilmektedir? Çeşme yarımadasına ilişkin lisansüstü/doktora çalışmaları ve yerel yönetimlerce geçmişte yapılan araştırmalar bu talan projesiyle görmezden gelinmekte ve bu yıkım projesini 'şirin' göstermek için Cumhuriyet Köyü ve hayvan köyünün kurulacağı, sakız ağaçlarının dikileceği ifade edilmektedir" görüşüne yer verildi. Projede kurulması planlanan Cumhuriyet Köyü'nün doğa ile uyumlu olarak planlandığı ve çevresine 130 bin sakız ağacı dikilerek sakız üretiminin geliştirileceği varsayımının hayal unsuru olduğu ifade edilerek, şu değerlendirmeler yapıldı:"Sakız fidanı üretimi yaklaşık 10 yıldan beri devam etmekte olup Orman Genel Müdürlüğünce başlatılan Sakız Eylem Planı ile dahi yılda 10 binden fazla fidan üretilememiştir. Sakız fidanı üretiminin teknik güçlükleri bilindiği halde ,bir anda belirtilen miktarda sakız fidanı dikme taahhüdü gerçeği yansıtmamaktadır. Belirtilen mevkiinin tamamında sakız fidanının dikileceği ifade ediliyor ki , teknik olarak bu büyüklükte alan bulunmamaktadır. Bu teknik verilere göre projede sakız ağaçlandırması yapılması öngörüsü teknik olarak gerçeği yansıtmamakta ve tamamen hayal ürünü odluğu açıkça ortadadır. Tarımsal ürünler niteliklerini sadece toprakta değil, ekosistemden de alır. Bu nedenle bölgedeki Sakız Enginarı, Çeşme Sakızı, Çeşme Anasonu önemli değerlerimizdir. Bölgede yetişen Çeşme Kavunu coğrafi işaret almıştır. Bu alanda yapılacak her türlü müdahale, ekosistem ve tarımın bütünlüğünü olumsuz etkileyecek, habitatın ve sayısız canlı türünün ölümüne sebep olacaktır. Bu kadar hassas bir alanda projenin hayata geçmesi, ekolojik felakete sebep olacak bir karardır. Bu popülist söylemler ve bilimsel açıdan oldukça tartışmalı olan uygulamalarla İzmir kamuoyunun aldatılmasına izin vermeyeceğiz. Çünkü turizm dışında bir kalkınma stratejisi sunamayan, tarımsal destekleri her geçen yıl azaltan, tarımı ve sanayiyi dışarıya bağımlı kılan, özellikle iklimsel krizin bu derece tırmanışta olduğu süreçte doğayı sömürülmesi gereken bir meta olarak gören bu aklı gayet iyi tanıyoruz. Tartışıldığı günden beri kent suçu olan bu yağma projesinin tarafları, bütün süreci 'aman aramızda kalsın' mutabakatıyla yürütmesine rağmen şeffaflıkla övünebilmektedir. Bu rant projesinde rol alan herkes (siyasetçi, bürokrat, bilim insanı, meslek insanı...) bu ekolojik kıyımın ve yıkımın bizzat suç ortağıdır. ""Bir avuç azınlık teknesini evinin önüne bağlasın diye..."Çesme Projesi'nin yanı başında yer alan Alaçatı Sulak Alanı'nın, bir avuç azınlığın teknesini evinin önüne bağlasın ve sermaye daha fazla kazansın diye yok edildiği belirtilen açıklamada, Alaçatı Sulak Alanı'nın, ''Alaçatı Önemli Doğa Alanı” sınırları içinde olduğu, çok sayıda nadir canlı türüne ev sahipliği yaptığı kaydedildi. Alaçatı Önemli Doğa Alanı'nın, nesli tehlike altında olan çok sayıda kuş türüne ev sahipliği yaptığı, önemli yırtıcı türlerinin üreme alanı olduğunu dikkati çekilerek, Alaçatı Sulak Alanı da mevsimlere göre sayıları ve türleri değişen biçimde üreme ya da göç güzergahı üzerinde mola ve beslenme amaçlı olarak kullandığı tespit edilen 150’nin üzerindeki kuş türünün; alana özgü olarak varlığı tespit edilen su yılanı ve yine bilimsel çalışmalarla tespiti yapılan endemik/endemik olmayan flora ve faunaya sahip olduğu belirtildi. Açıklamada şöyle denildi:"Sermayenin ve bir grup insanın çıkarı için bu alanın yok edilmesine ve sayısız canlı türünün zarar görmesine yaşam döngüsü içindeki işleyişe müdahale edilmesine izin vermeyeceğiz. Alaçatı Sulak alanında yaşanan katliamı mumla aratacak yeni bir katliam 'Çeşme Projesi' ile gerçekleştirilmek istenmektedir. Çeşme Yarımadası’ndaki ekolojik yıkım geri dönülemez bir noktaya ulaşmadan, bu yıkımın acilen durdurulması konusunda yetkili kurum/ kuruluşları sorumlu davranmaya, bu talan projesinden vazgeçmeye çağırıyoruz. Yaşam destek sistemi olarak görülmesi gereken bu alanlara sahip çıkmak, iyileştirmek ve korumak yerine tüm bu ekosistemlerin sağlığını geri döndürülemeyecek şekilde bozabilecek mega proje istemiyoruz. Aksi takdirde, bu kararların altında imzası bulunanlar, gelecekte yaşanacak olası kuraklık, trafik ve koku sorunlarında, doğal afeti gerekçe gösteremezler. Çünkü yaşanacak her türlü sorunun faili bizzat kendileridir. Kentimize dönük bu saldırılar sadece meslek odalarının konusu değildir. Bu nedenle geleceğimizi tehlikeye atacak rant projelerine karşı bütün kesimleri birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz." (ajansbizim)
Gündem
Yayınlanma: 26 Mart 2022 - 00:00
Güncelleme: 28 Mart 2022 - 10:44
"Çeşme Yarımadası parsel parsel talan ediliyor"
İzmir Mimarlık Merkezi'nde gerçekleştirilen basın toplantısında, yarımadaya yönelik yeni projeler değerlendirilirken, "Çeşme Projesi, İzmir’in “Kanal İstanbul'udur" denildi.
Gündem
26 Mart 2022 - 00:00
Güncelleme: 28 Mart 2022 - 10:44