Antalya’nın tarihi ve kültür güzelliklerini en iyi şekilde sunmakadına gönüllü rehberlik eden Kıraç ailesinin (Suna Kıraç-İnan Kıraç) 2003 yılından bu yana devam eden projesi RuinAdalia Hotel hayata geçti.
RuinAdalia Hotel Genel Müdürü Bahtiyar Aydın, birbirine komşu beş ayrı Osmanlı konağından oluşan RuinAdalia Hotel’de 26 oda olduğunu, otelde standart, deluxe ve suit oda kategorilerinde odalar bulunduğunu belirtti.
Osmanlı kültüründen izler taşıyan tüm odalarda huzur ve tarihin içinde dinlenme olanağının bulunduğunu vurgulayan Bahtiyar Aydın, şunları söyledi:
''Antalya'nın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Kaleiçi'nde bulunan RuinAdalia Otel 2 bin 518 metrekare arazi üzerinde yapıldı. Otel 19. Ve 20. Yüz yıl dönemlerine ait 5 Osmanlı konağından oluşmakta. Konakların hepsi tescilli Osmanlı evleri olup içerisindeki 4 Suit Oda (Baş Ev), 16 Deluxe Oda, 4 Standart Oda ve 2 Engelli oda olmak üzere toplam 26 ihtişamlı odası ile misafirlerimize tarihi bir ayrıcalık yaşatmaktadır. Oteldeki standart odalar kişi başı 200 Avro, Deluxe odalar kişi başı 300 Avro ve Suit odalar kişi başı 1000 DAvroya müşterilere verilmektedir.
Bu odalarda Osmanlı mimarisi olan kalem işlemeli tavan, orijinal Osmanlı ocağı, vitray camlar ile girişleri podima taşları ile süslenmiştir.
Aynı zamanda otelin karşısında yer alan RuinAdalia Cafe ile sabah kahvaltıdan başlayarak tüm öğünlerde güzel vakit geçirebileceğiniz, doğum günü organizasyonlarınızı yapacağınız ve otel içinde özel toplantılarınız için hazırlanmış salon ile de iş hayatından kopmadan dinlenmenin tadını çıkarabilirsiniz. Tesislerimizdeki bu hizmetlerden her kes faydalanabiliyor.’’
Türkiye’nin turizm başkenti Antalya; 2000 yıl önce Bergama Kralı II. Attalos’ un keşfi ile ortaya çıktığını anlatan Bahtiyar Aydın şöyle konuştu:
‘’Her daim deniz, güneş, kum ile akıllara kazınan Antalya’nın bir de tarihi ve kültürel güzellikleri içinde olduğunu unutmamak gerekir. Bu kültürün en önemli merkezi de Kaleiçidir. RuinAdalia Hotel, Hadrian kapısından geçerek Kral yolu boyunca birçok medeniyetten izlere selam verip Kaleiçinin en büyük arkeolojik kazı alanı ve birbirine komşu beş ayrı Osmanlı konağı ile müşterileri karşılamaktadır.
Otelin altında yer alan müze ile eski ve yeninin harmanlanmasını görebilirsiniz. Mozaiklerden, sütun başlıklarına; su kuyularından duvar süslemelerine kadar toplamda 287 eser sergilenmektedir. Otel altında yer alan 1620 m2 lik müze alanı ile Kaleiçinin en büyük kapalı arkeolojik kazı alanı özelliğine sahiptir. Birçok medeniyete ev sahipliği yapan tesiste Roma
dönemi mozaikleri en çok göze çarpan parçalar arasındadır. 2008 yılında A Bloğun olduğu yerde başlayan Arkeolojik
kazılarda, Hadrian Kapısı'nda yer alan at arabası tekerlek izlerinin devamı açığa çıkarılmıştır. Bu izler A Blok altından
doğuya doğru Hadrianus Kapısına ve oradan da günümüz adı ile anılan Doğu Garajı'na yani Attelia Antik Kenti'nin Nekropolüne kadar uzanmaktadır. Muhtemelen bu Antik Yol'un batı uzantısı Antik Liman'a kadar inmektedir. A Blok altından teğet olarak geçen bu yola bağlı ara sokaklardan biri de F Blok altından E Blok altına doğru uzanmaktadır. Bu sokağın alt yapısında çok çeşitli su kanalları mevcuttur. Bu kanallar içerisinde temiz su veya sıcak su antik boru sistemi olan künk dizileri ile birlikte taştan atık su kanalları da görülmektedir. Bu sokağa bağlı ve karşılıklı Roma Dönemi mekanları tespit edilmiştir. Bu
mekanların bazılarının tabanı mozaik döşeme iken bazılarının tabanı da sıkıştırılmış topraktır. Ancak Doğu Roma Dönemi'nde bu mozaik ve sıkıştırılmış toprak tabanların üzerleri mermer ya da pişmiş plaka taban kaplanarak ikincil bir yerleşim elde edilmiştir.
Roma ve Doğu Roma Dönemlerinde normal yerleşimlerin yanı sıra kutsal sayılabilecek apsisli yapılarda açığa çıkmıştır. Bu yapıların içerisinde çok sayıda mezar tespit edilmiştir. F Blok altından önemli değerde olan ve Doğu
Roma Dönemi'ne tarihlenen bir sır fırını açığa çıkmıştır. Bu fırının çevresinde bol miktarda cam cüruflar ve sırlamada
fırın içinde seramiklerin altına konulan pişmiş toprak üç ayaklar bulunmuştur.
Doğu Roma Dönemi'nden sonra gelen Selçuklu Dönemi'nde aynı mekanların değiştirilerek kullanıldığı veya bir üst tabakasına yeniden yapılaşmalar olduğu bilinmektedir. Osmanlı Dönemi'nde ise bir üst tabaka olarak bilinen Erken Cumhuriyet Dönemi'yle karışmış olup ve hala günümüzde de kullanılan eski cumbalı yapılar görülmektedir.
Yapılan Arkeolojik kazılarda gün yüzüne çıkan tüm bu mimari yapıların tarihlendirmesini destekleyen çok sayıda seramikler, sikkeler, cam ve metal objelerde açığa çıkmıştır. RuinAdalia Otelimizin yapımında başlangıcından günümüze kadar yapılan arkeolojik kazılardan çıkan eserlerin bazıları Antalya Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir, 287 adet tarihi eserde sergilenmek üzere otelimizin müze kısmındadır.’’
RuinAdalia Hotel Genel Müdürü Bahtiyar Aydın, birbirine komşu beş ayrı Osmanlı konağından oluşan RuinAdalia Hotel’de 26 oda olduğunu, otelde standart, deluxe ve suit oda kategorilerinde odalar bulunduğunu belirtti.
Osmanlı kültüründen izler taşıyan tüm odalarda huzur ve tarihin içinde dinlenme olanağının bulunduğunu vurgulayan Bahtiyar Aydın, şunları söyledi:
''Antalya'nın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Kaleiçi'nde bulunan RuinAdalia Otel 2 bin 518 metrekare arazi üzerinde yapıldı. Otel 19. Ve 20. Yüz yıl dönemlerine ait 5 Osmanlı konağından oluşmakta. Konakların hepsi tescilli Osmanlı evleri olup içerisindeki 4 Suit Oda (Baş Ev), 16 Deluxe Oda, 4 Standart Oda ve 2 Engelli oda olmak üzere toplam 26 ihtişamlı odası ile misafirlerimize tarihi bir ayrıcalık yaşatmaktadır. Oteldeki standart odalar kişi başı 200 Avro, Deluxe odalar kişi başı 300 Avro ve Suit odalar kişi başı 1000 DAvroya müşterilere verilmektedir.
Bu odalarda Osmanlı mimarisi olan kalem işlemeli tavan, orijinal Osmanlı ocağı, vitray camlar ile girişleri podima taşları ile süslenmiştir.
Aynı zamanda otelin karşısında yer alan RuinAdalia Cafe ile sabah kahvaltıdan başlayarak tüm öğünlerde güzel vakit geçirebileceğiniz, doğum günü organizasyonlarınızı yapacağınız ve otel içinde özel toplantılarınız için hazırlanmış salon ile de iş hayatından kopmadan dinlenmenin tadını çıkarabilirsiniz. Tesislerimizdeki bu hizmetlerden her kes faydalanabiliyor.’’
Türkiye’nin turizm başkenti Antalya; 2000 yıl önce Bergama Kralı II. Attalos’ un keşfi ile ortaya çıktığını anlatan Bahtiyar Aydın şöyle konuştu:
‘’Her daim deniz, güneş, kum ile akıllara kazınan Antalya’nın bir de tarihi ve kültürel güzellikleri içinde olduğunu unutmamak gerekir. Bu kültürün en önemli merkezi de Kaleiçidir. RuinAdalia Hotel, Hadrian kapısından geçerek Kral yolu boyunca birçok medeniyetten izlere selam verip Kaleiçinin en büyük arkeolojik kazı alanı ve birbirine komşu beş ayrı Osmanlı konağı ile müşterileri karşılamaktadır.
Otelin altında yer alan müze ile eski ve yeninin harmanlanmasını görebilirsiniz. Mozaiklerden, sütun başlıklarına; su kuyularından duvar süslemelerine kadar toplamda 287 eser sergilenmektedir. Otel altında yer alan 1620 m2 lik müze alanı ile Kaleiçinin en büyük kapalı arkeolojik kazı alanı özelliğine sahiptir. Birçok medeniyete ev sahipliği yapan tesiste Roma
dönemi mozaikleri en çok göze çarpan parçalar arasındadır. 2008 yılında A Bloğun olduğu yerde başlayan Arkeolojik
kazılarda, Hadrian Kapısı'nda yer alan at arabası tekerlek izlerinin devamı açığa çıkarılmıştır. Bu izler A Blok altından
doğuya doğru Hadrianus Kapısına ve oradan da günümüz adı ile anılan Doğu Garajı'na yani Attelia Antik Kenti'nin Nekropolüne kadar uzanmaktadır. Muhtemelen bu Antik Yol'un batı uzantısı Antik Liman'a kadar inmektedir. A Blok altından teğet olarak geçen bu yola bağlı ara sokaklardan biri de F Blok altından E Blok altına doğru uzanmaktadır. Bu sokağın alt yapısında çok çeşitli su kanalları mevcuttur. Bu kanallar içerisinde temiz su veya sıcak su antik boru sistemi olan künk dizileri ile birlikte taştan atık su kanalları da görülmektedir. Bu sokağa bağlı ve karşılıklı Roma Dönemi mekanları tespit edilmiştir. Bu
mekanların bazılarının tabanı mozaik döşeme iken bazılarının tabanı da sıkıştırılmış topraktır. Ancak Doğu Roma Dönemi'nde bu mozaik ve sıkıştırılmış toprak tabanların üzerleri mermer ya da pişmiş plaka taban kaplanarak ikincil bir yerleşim elde edilmiştir.
Roma ve Doğu Roma Dönemlerinde normal yerleşimlerin yanı sıra kutsal sayılabilecek apsisli yapılarda açığa çıkmıştır. Bu yapıların içerisinde çok sayıda mezar tespit edilmiştir. F Blok altından önemli değerde olan ve Doğu
Roma Dönemi'ne tarihlenen bir sır fırını açığa çıkmıştır. Bu fırının çevresinde bol miktarda cam cüruflar ve sırlamada
fırın içinde seramiklerin altına konulan pişmiş toprak üç ayaklar bulunmuştur.
Doğu Roma Dönemi'nden sonra gelen Selçuklu Dönemi'nde aynı mekanların değiştirilerek kullanıldığı veya bir üst tabakasına yeniden yapılaşmalar olduğu bilinmektedir. Osmanlı Dönemi'nde ise bir üst tabaka olarak bilinen Erken Cumhuriyet Dönemi'yle karışmış olup ve hala günümüzde de kullanılan eski cumbalı yapılar görülmektedir.
Yapılan Arkeolojik kazılarda gün yüzüne çıkan tüm bu mimari yapıların tarihlendirmesini destekleyen çok sayıda seramikler, sikkeler, cam ve metal objelerde açığa çıkmıştır. RuinAdalia Otelimizin yapımında başlangıcından günümüze kadar yapılan arkeolojik kazılardan çıkan eserlerin bazıları Antalya Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir, 287 adet tarihi eserde sergilenmek üzere otelimizin müze kısmındadır.’’