Koronavirüslü yolcunun uçakta hapşırması büyük tehlike

Covid-19 virüsünün ortaya çıkmasıyla birlikte geçtiğimiz yıl durma noktasına gelen havacılık sektörü, içinde bulunduğumuz günlerde yeniden canlanmaya başladı. Aşılama çalışmalarının hız kazanması  ve terminallerde alınan tedbirlerin de artmasıyla, uçuş sayılarında her geçen gün artış gözleniyor. Güvenli uçuşların yapılmasına yönelik çalışmalar da bir yandan devam ediyor. 

Bu yönde, Harward Üniversitesi  tarafından yapılan  “Uçakla seyahatlerde virüs bulaşma tehlikesini” araştıran bir çalışmanın sonuçları da önceki günlerde The New  York Times’ta  yayınlandı.  Mika Gröndahl  imzalı haber,  “Uçakta Covid-19’a karşı ne kadar güvenlisiniz”  başlığıyla verildi.  Harward araştırma simülasyonu,  tek koridorlu uçak modelinde  uyarlanarak  denendi.

Partikül hava akışı simülasyonu, yalnızca yan hava girişlerine sahip Boeing 737NG versiyonu kullanılarak gerçekleştirildi.  Bu simülasyon uçağın tüm koltukları dolu olarak tasarlandı. Daha sonra 2,5 milyondan fazla parçacığın akışını simüle etmek için FEFLO olarak bilinen akışkanlar dinamiği kod sistemi kullanıldı. 

Kısmen HEPA (Çok hassas hava filtresi) filtrelerinden yakalanmadan geçmiş olabilecek patojenlerin hareketini tespit etmek için kabin giriş kanallarına çok sayıda çok küçük parçacık yerleştirildi.  Simülasyon, yolcuların baş bölümlerine yakın olan havanın kabinde 50 saniyeden daha kısa bir süre kaldığını gösterdi.  Parçacık akışı animasyonunun ilk 10 karesi netlik sağlamak için yavaşlatıldı.

-Hapşırmak kabin içi dağılım riskini artırıyor-

HEPA (Çok hassas hava filtresi) filtrelerin, uçak içindeki havayı kısa bir sürede temizleme özelliğine sahip olduğu belirtilirken, bu sistemin, uçuş sırasında kabin içindeki havanın tamamen güvenli olduğu anlamına gelmediği de vurgulanan makalede şu sonuçlar ortaya çıktı:

“Uçaktaki  bir yolcu, maskeli olsa bile, hapşırdığında yanlardan çıkan ve çevreye yayılan partiküller kabin içinde hareket ederek hava akışıyla çevreye yayılabiliyor. Tüm parçacıklar aynı boyutta  olmayabiliyor ve çoğu bulaşıcı viral madde içermeyebiliyor.  Hapşıran kişinin yakınında olan yolcular, yeme-içme gibi bir kısa süreli  maske çıkarma durumda,  viral partikülleri soluma riskiyle karşı karşıya kalabiliyorlar. Bu durum da bulaşma ihtimalini artıran bir durum olarak ortaya çıkıyor. Modellemenin bir parçası olarak farklı hapşırma pozisyonları simüle edildi ve neyin havada kalabileceğini tahmin etmek için sadece daha küçük parçacıklar kullanıldı. Hapşırmanın maskeli olması durumunda  partiküllerin yüzeylere ve diğer  vücut bölümlerine yayılmasının kısmen önlenebileceği de görüldü.” (ajansbizim)