Keleş, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Turizm Uygulama ve Araştırma Merkezi (TUAMER) tarafından hazırlanan Turizm e-Bülteninin ikinci sayısındaki yazısında, 2020 yılının mart ayından itibaren hayatımıza giren küresel salgının, bütün insanlığın yaşam biçimini değiştirdiğini belirtti.Küresel salgın ile birlikte ortak yaşam alanlarının tehlikeli hale geldiğini ve insanların kalabalıklara karşı bakış açısının değişmeye başladığını belirten Keleş, şunları kaydetti:''Turizmin küresel salgından ne derece etkilendiğine/etkileneceğine ilişkin birçok yazı yazılmış, bilimsel çalışma yapılmıştır. Ancak yapılan çoğu çalışmanın küresel salgından ne tür fırsatların oluşacağına, bu sürece uygun hizmet üretimine, hizmet sunumunda nelerin önemli olacağına odaklandığını değerlendirmek mümkündür. Başka bir bakış açısıyla düşünüldüğünde, turizm hareketlerinin devam etmesi ve ekonomik hareketliliğin sağlanması için fazlaca fikir yürütüldüğü görülmektedir. Ancak bu süreçte her zaman olduğu gibi eksik kalan değerlendirme yönü işgücü yönüdür.Eğitimli işgücü turizm sektöründen ayrılma eğilimindeTurizm alanında yer alan herkesin bildiği üzere, turizm sektörüne işgücünün katılımı üzerinde fazlaca çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmaların çoğunda eğitimli işgücünün turizm sektöründen ayrılmaya eğiliminde olduğu da acı bir şekilde görülmektedir. Yine aynı şekilde 2010’lu yıllarla birlikte turizm eğitimi veren kurumların sayısının artmasına karşın tercih edilme noktasında geride kaldığı ve birçok turizm bölümün öğrenci alamadığı gerçeği ortaya çıkmıştır. Bütün bu sonuçların gerekçesi dikkate alındığında turizm sektöründe çalışma koşullarına ve sektörün genel yapısına ilişkin çıkarımlar yapmak mümkündür.Turizm çalışanlarının sağlık açısından riskleri arttıTurizm sektöründe çalışmaya ilişkin genel sorunlar dikkate alındığında, öncelikle mevsimsellik, uzun çalışma saatleri ve ağır çalışma koşulları, kariyer belirsizliği, ayrımcılık gibi bir dizi sorun olduğu gözlenmektedir. Ayrıca turizmde işgücü devir oranının yüksek olduğunu ifade etmek mümkündür. Türkiye’nin turizm politikaları incelendiğinde ise yalnızca turizmin mevsimsellik 12 sorununu önleyici yaklaşımların benimsendiği dikkati çekmektedir. Bu şekilde dolaylı olarak istihdama ilişkin bir dizi sorununun önüne geçilebileceği tahmin edilmektedir. Ancak bu yaklaşım, turizm gibi dış çevre faktörlerine odaklı ve emek yoğun çalışma koşullarını gerektiren bir sektör için yeterli değildir. Turizmin kendine has çalışma özellikleri üzerinde durulduğunda, turizmde çalışanların fiziksel ve zihinsel çabanın yanında önemli ölçüde duygusal çaba harcadıkları; dolayısıyla yüz yüze –yakın temasla- hizmet verildiği aşikardır. Dolayısıyla küresel salgının getirdiği yeni yaşam biçimine uyumlu hale getirilmeye çalışılan turizm sektöründe, çalışanların sağlık açısından risklerinin de önemli derecede arttığı görülmektedir.Salgın sektördeki işgücünü zorlayıcı hale getirdiTurizmin zorlu çalışma koşullarının yanına küresel salgın süreci ile eklenen sorunlar, turizm sektöründeki işgücünü daha da zorlayıcı hale gelmiştir. Bu süreçte öncelikle işsiz kalan ve kısa çalışma ödeneğini ile geçimini sağlamaya çalışan işgücü, turizm sezonunun ‘yeni normal’ uygulamaları ile açılmasıyla beraber, farklı bir sürece evrilmiştir. İnsanların yakın temastan uzak durmak istediği bu süreçte, turizm sektörü çalışanları bir dizi önlemle yakın temasla çalışmaya devam etmiştir. Koruyucu ekipmanlarla çalışarak güvende kalmaya çalışan turizm sektörü çalışanlarının çalışma koşulları, eskiye nazaran daha zorlu hale gelmiştir. Bu süreç turizm sektörü çalışanlarının iş güvenliği riskini arttırmış, iş değerlemesi ve ücretlendirme kavramlarının sorgulanmasını zorunlu kılmıştır. Bir işyerinde işlerin birbirine göre değer farklılıklarını ortaya koyan iş değerlemesi ile işlerin değeri belirlenerek ücretlendirme gerekçeleri ortaya konulmaktadır. İşlerin değerlerini belirlerken risk boyutu da dikkate alınmaktadır. Özetle, küresel salgın süreci turizm sektöründeki işlerin riskini arttırmış; sonuç olarak riske göre ücretlendirmenin yeniden gözden geçirilmesini ve iş-işçi güvenliği uygulamalarına yönelik yeni bakış açısını da zorunlu kılmıştır.Kendine has özellikleri ile bir dizi sorunun süregeldiği turizm sektöründe, çalışanların sorunlarına küresel salgın süreciyle eklenen yeni sorunlar, köklü bir değişimi gerekli hale getirmiştir. İşsiz kalma kaygısı ile yaşayan turizm çalışanları, çalışırken hastalanma riski ile karşı karşıyadır. Hasta olduktan sonraki süreç ise belirsizdir. Yıllardır konuşulan turizm meslek yasası, artık en kısa zamanda yeni gelişmeleri de kapsayıcı şekilde kurgulanmalı ve uygulamaya konulmalıdır. İnsanın insana verdiği hizmetin kalitesinin başarı kriteri olduğu turizm sektöründe, çalışanların çalışma koşullarının göz ardı edildiği bir yaklaşım gerçekçi olmayacaktır.
Gündem
Yayınlanma: 30 Ekim 2020 - 00:00
Güncelleme: 30 Ekim 2020 - 21:40
Küresel salgın turizm çalışanlarını nasıl etkiliyor!
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yasin Keleş, turizmin zorlu çalışma koşullarının yanına küresel salgın süreci ile eklenen sorunların, turizm sektöründeki işgücünü daha da zorlayıcı hale getirdiğini söyledi.
Gündem
30 Ekim 2020 - 00:00
Güncelleme: 30 Ekim 2020 - 21:40