Ersin, toplantıda sektörler ilgili değerlendirmelerde bulunmasının yanı sıra hükümetten 4 maddelik beklentilerini de açıkladı. Son 1.5 yıldır en fazla gündeme gelen konulardan birinin de kapanan veya el değiştiren oteller olduğunu belirten Ersin, şunları kaydetti:
''Bu konuda abartılı haberler gündeme geldi. Şunu net bir şekilde söyleyebiliriz ki, tamamen kapanan veya el değiştiren otel sayısı çok az. Bunu da, Türk ve dünya turizminin en zor döneminde dahi hem hükümet destekleri hem de kendi özkaynaklarıyla ayakta kalması açısından sektörün bir başarı öyküsü olarak tarihe not düşebiliriz.
Her şey bitmedi ama bitecek. Bittiği gün her şeye hazırız. Özellikle gelecek yıllar için Türkiye’nin ve İstanbul’un moda olmasına kesin gözüyle bakıyoruz. pandemi sonrasında güçlü bir toparlanma ile tüm kayıplarımızı telafi etmeyi ve Türkiye ekonomisine katkılarımızı önceden olduğu gibi sürdürmeyi hedefliyoruz.''
Orta Vadeli Program'a göre turizm geliri hedefi
2022-2024 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program'a göre turizm geliri hedefi nin2021 yılı için 17, 2022 yılı için 25, 2023 için 30, 2024 yılı içinse 34 milyar dolar olarak öngörüldüğünü anlatan Eresin şöyle konuştu:
''OVP’de, sektörümüz 2019 yılı turizm geliri seviyesine tanıtım çalışmalarını ve turizm kentlerine doğrudan uluslararası uçuşları başlatarak ve turizmi çeşitlendirerek 5 yılın ardından ulaşabilecek. Bu durum, hükümetimiz tarafından önümüzdeki 3 yılda da sektörümüzün özel olarak desteklenmesi gereğini ortaya koymaktadır.
Son dönem yaşanan yangın, sel, toprak kayması gibi afetler ile hızla artan mülteci sayısı ülkemiz turizmine yönelik olumsuzluklar meydana getirmiştir.
Bu gelişmeler doğrultusunda, Sektör olarak, acil çözüme kavuşturulmasını beklediğimiz öncelikli konular aşağıda yer almaktadır.''
DESTEKLER DEVAM ETMELİ
Eresin, toplantıda hükümetten 4 maddelik destek beklentilerini de şöyle sıraladı:
''1. Konaklama Sektörü için KDV indirim uygulamasının 2022 yılı Mayıs ayına kadar uzatılması yararlı olacaktır.
Özellikle Covid-19 pandemiden zarar gören sektörlerin desteklenmesi amacıyla, Cumhurbaşkanı Kararlarıyla, 30 Eylül 2021 tarihine kadar KDV oranı konaklamada %8’den %1’e, yeme ve içmede ise (alkollü içecekler hariç) %18’den %8’e indirilmiştir. Yeme & İçme ve Ulaştırma Sektöründe önemli oranda toparlanma sağlanmıştır. Turizm sektörü içerisinde konaklama sektörümüzün yaşadığı olumsuz süreç dikkate alınarak KDV indiriminin 2022 yılı mayıs ayına kadar uzatılması önemli ve gereklidir.
2. Sektörün yaşadığı olumsuz süreç dikkate alınarak 01.01.2022 tarihi itibariyle uygulamaya konulacak KONAKLAMA VERGİSİ ertelenmelidir.
3. Turizm Sektörü ve Türkiye Bankalar Birliği arasında “Finansal Çerçeve Anlaşması” ile kredilerin yeniden yapılandırılması hayati önemdedir.
Turizm sektörüne ilişkin olarak gerek Kobi kredileri gerekse Kredi Garanti Fonu ve Eximbank’tan kredi tahsisleri yapılıyor olmasına rağmen; turizm sektörünün günümüzde yaşanan Covid-19 gibi dış etkiler ve ekonomik gelişmelerden çabuk etkilenen bir sektör olması gerekçesi ile başta oteller olmak üzere ülkemize ciddi döviz girdisi sağlayan bu sektör, bankacılık sektörü tarafından üvey evlat muamelesi görmektedir. Gerek güney bölgelerimizde yer alan oteller, gerekse İstanbul’da mevcut şehir otellerimizde 12 aya yayılan düzenli nakit akışı olmaması nedeniyle, bankalar yeni kredi talepleri ve/veya kredi geri ödemelerinde sektörün bu özelliğini dikkate almamakta direnmektedirler.
Eximbank, turizm şirketlerine ihracat ile ilgili limitler tahsis etmekte ancak bu limitleri kullandırmak için neredeyse limitin iki katı teminat istemektedir.
Turizm sektörünün finansmanında yaşanan sıkıntılar, fon/kaynak kısıtlarına ilave olarak bankacılık sisteminin teminat değerleme yaklaşımıyla da ilişkilidir. Bu nedenle, Turizm sektörü yatırımcılarının mevcut varlıklarının nakdi sermayeye dönüşebilmesi çok sınırlı düzeyde kalmaktadır. Bu doğrultuda, işletmelerin bilançolarında yer alan taşınmazların ve aktiflerin, sektörün nitelikleriyle uyumlu ekspertiz raporlarıyla yeniden varlık değerlemesi yapılabilmesine ve inşaat proje maliyetinin yanı sıra marka, arsa, altyapı ve ekonomik getiri gibi etmenlerin göz önünde tutularak, teminat olarak kullanılabilmesine imkân tanınmalıdır.
Temerrüde düşmüş otelcilik işletmelerinin borçlarının yeniden yapılandırılması konusunda riskli sektör algısı ortadan kaldırılamadığı için, ciddi sorunlar yaşanmaktadır.
Çözüm olarak; Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinasyonunda Turizm Sektörü ve Türkiye Bankalar Birliği arasında “Finansal Çerçeve Anlaşması” imzalanarak yürürlüğe konulması, Anlaşmada;
Eximbank veya Kamu Bankalarımız aracılığıyla, turizm işletme belgeli tesislere kısa-orta vadeli işletme kredi programı ile ilk 2 yılı ödemesiz dönemli 5 yıl vadeli düşük faiz oranlı kredi kullandırılması,
Vadesi dolan, Rotatif ve Spot Kredilerin KGF kredisine dönüştürülerek yeniden yapılandırılması,
Taksit dönemi gelmiş KGF kredilerinin ödeme süresinin 6 ay süreyle ertelenmesi,
KGF kredilerinin kamu ödemelerinde de kullanılması,
İşletmelere mevcut maaş, SGK ve kamu ödemeleri toplamının bir yıla eşit tutarı oranında KGF miktarı tanımlanması şartları yer almalıdır.
Hatırlanacağı üzere, 2017 yılında pek çok Takdir Komisyonunca 2018 yılı için çok yüksek birim değerler belirlemesi, ayrıca BİNA/PARSEL’e özgü ve kabul edilemez derecede yüksek değerler belirlenmesi kamuoyunun tepkisine ve davalara neden olmuş, bu durumun sona erdirilmesi için 7061 sayılı “Bazı Vergi Kanunları İle Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile Emlak Vergisi Kanunu'na Geçici 23. Madde eklenmiş, Takdir Komisyonlarının tespit ettiği 2018 birim değerleri, 2017'de uygulanan birim değerlerin % 50 artışı ile bulunacak tutardan fazla ise, bir tavan artış oranı olarak bu % 50'lik değerin esas alınması kararlaştırılmıştı.
2022 Yılı asgari birim değerlerinin yüksek olması 2023-2024-2025 yılları için de büyük önem taşımaktadır. Yaşadığımız olumsuz koşullar ve devam eden etkileri dikkate alınarak Emlak Vergisi için yapılacak artışın taban sıfır, tavan en çok "yeniden değerleme oranı" ile sınırlı kalacak şekilde belirlenmesi konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından bir düzenleme yapılması önemli ve gereklidir.''
''Bu konuda abartılı haberler gündeme geldi. Şunu net bir şekilde söyleyebiliriz ki, tamamen kapanan veya el değiştiren otel sayısı çok az. Bunu da, Türk ve dünya turizminin en zor döneminde dahi hem hükümet destekleri hem de kendi özkaynaklarıyla ayakta kalması açısından sektörün bir başarı öyküsü olarak tarihe not düşebiliriz.
Her şey bitmedi ama bitecek. Bittiği gün her şeye hazırız. Özellikle gelecek yıllar için Türkiye’nin ve İstanbul’un moda olmasına kesin gözüyle bakıyoruz. pandemi sonrasında güçlü bir toparlanma ile tüm kayıplarımızı telafi etmeyi ve Türkiye ekonomisine katkılarımızı önceden olduğu gibi sürdürmeyi hedefliyoruz.''
Orta Vadeli Program'a göre turizm geliri hedefi
2022-2024 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program'a göre turizm geliri hedefi nin2021 yılı için 17, 2022 yılı için 25, 2023 için 30, 2024 yılı içinse 34 milyar dolar olarak öngörüldüğünü anlatan Eresin şöyle konuştu:
''OVP’de, sektörümüz 2019 yılı turizm geliri seviyesine tanıtım çalışmalarını ve turizm kentlerine doğrudan uluslararası uçuşları başlatarak ve turizmi çeşitlendirerek 5 yılın ardından ulaşabilecek. Bu durum, hükümetimiz tarafından önümüzdeki 3 yılda da sektörümüzün özel olarak desteklenmesi gereğini ortaya koymaktadır.
Son dönem yaşanan yangın, sel, toprak kayması gibi afetler ile hızla artan mülteci sayısı ülkemiz turizmine yönelik olumsuzluklar meydana getirmiştir.
Bu gelişmeler doğrultusunda, Sektör olarak, acil çözüme kavuşturulmasını beklediğimiz öncelikli konular aşağıda yer almaktadır.''
DESTEKLER DEVAM ETMELİ
Eresin, toplantıda hükümetten 4 maddelik destek beklentilerini de şöyle sıraladı:
''1. Konaklama Sektörü için KDV indirim uygulamasının 2022 yılı Mayıs ayına kadar uzatılması yararlı olacaktır.
Özellikle Covid-19 pandemiden zarar gören sektörlerin desteklenmesi amacıyla, Cumhurbaşkanı Kararlarıyla, 30 Eylül 2021 tarihine kadar KDV oranı konaklamada %8’den %1’e, yeme ve içmede ise (alkollü içecekler hariç) %18’den %8’e indirilmiştir. Yeme & İçme ve Ulaştırma Sektöründe önemli oranda toparlanma sağlanmıştır. Turizm sektörü içerisinde konaklama sektörümüzün yaşadığı olumsuz süreç dikkate alınarak KDV indiriminin 2022 yılı mayıs ayına kadar uzatılması önemli ve gereklidir.
2. Sektörün yaşadığı olumsuz süreç dikkate alınarak 01.01.2022 tarihi itibariyle uygulamaya konulacak KONAKLAMA VERGİSİ ertelenmelidir.
3. Turizm Sektörü ve Türkiye Bankalar Birliği arasında “Finansal Çerçeve Anlaşması” ile kredilerin yeniden yapılandırılması hayati önemdedir.
Turizm sektörüne ilişkin olarak gerek Kobi kredileri gerekse Kredi Garanti Fonu ve Eximbank’tan kredi tahsisleri yapılıyor olmasına rağmen; turizm sektörünün günümüzde yaşanan Covid-19 gibi dış etkiler ve ekonomik gelişmelerden çabuk etkilenen bir sektör olması gerekçesi ile başta oteller olmak üzere ülkemize ciddi döviz girdisi sağlayan bu sektör, bankacılık sektörü tarafından üvey evlat muamelesi görmektedir. Gerek güney bölgelerimizde yer alan oteller, gerekse İstanbul’da mevcut şehir otellerimizde 12 aya yayılan düzenli nakit akışı olmaması nedeniyle, bankalar yeni kredi talepleri ve/veya kredi geri ödemelerinde sektörün bu özelliğini dikkate almamakta direnmektedirler.
Eximbank, turizm şirketlerine ihracat ile ilgili limitler tahsis etmekte ancak bu limitleri kullandırmak için neredeyse limitin iki katı teminat istemektedir.
Turizm sektörünün finansmanında yaşanan sıkıntılar, fon/kaynak kısıtlarına ilave olarak bankacılık sisteminin teminat değerleme yaklaşımıyla da ilişkilidir. Bu nedenle, Turizm sektörü yatırımcılarının mevcut varlıklarının nakdi sermayeye dönüşebilmesi çok sınırlı düzeyde kalmaktadır. Bu doğrultuda, işletmelerin bilançolarında yer alan taşınmazların ve aktiflerin, sektörün nitelikleriyle uyumlu ekspertiz raporlarıyla yeniden varlık değerlemesi yapılabilmesine ve inşaat proje maliyetinin yanı sıra marka, arsa, altyapı ve ekonomik getiri gibi etmenlerin göz önünde tutularak, teminat olarak kullanılabilmesine imkân tanınmalıdır.
Temerrüde düşmüş otelcilik işletmelerinin borçlarının yeniden yapılandırılması konusunda riskli sektör algısı ortadan kaldırılamadığı için, ciddi sorunlar yaşanmaktadır.
Çözüm olarak; Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinasyonunda Turizm Sektörü ve Türkiye Bankalar Birliği arasında “Finansal Çerçeve Anlaşması” imzalanarak yürürlüğe konulması, Anlaşmada;
Eximbank veya Kamu Bankalarımız aracılığıyla, turizm işletme belgeli tesislere kısa-orta vadeli işletme kredi programı ile ilk 2 yılı ödemesiz dönemli 5 yıl vadeli düşük faiz oranlı kredi kullandırılması,
Vadesi dolan, Rotatif ve Spot Kredilerin KGF kredisine dönüştürülerek yeniden yapılandırılması,
Taksit dönemi gelmiş KGF kredilerinin ödeme süresinin 6 ay süreyle ertelenmesi,
KGF kredilerinin kamu ödemelerinde de kullanılması,
İşletmelere mevcut maaş, SGK ve kamu ödemeleri toplamının bir yıla eşit tutarı oranında KGF miktarı tanımlanması şartları yer almalıdır.
4-Fahiş emlak vergisi artışları 'Yeniden değerleme oranıyla' sınırlı kalmalı!
* 2023-2024-2025 yılları emlak vergilerinin de belirlenmesinde temel olacak 2022 yılı emlak vergilerine esas asgari değerlere göre, birçok bölgede 2021 yılına göre 5-10 kata varan artışlar var. Sektör olarak tarihimizin en kötü dönemini yaşadığımız bu dönemde arsaların birim metrekare fiyatlarında bu kadar aşırı değer artışını gerektirecek herhangi bir haklı neden yok. 2022 yılı asgari değerlerinin tespitinde, geçen dört senede sektörün yaşadıkları dikkate alınarak arsanın değerini arttırabilecek değişikliklerin olmadığı gerçeğinden hareketle hiçbir artışın olmaması gerekirdi. Üstelik yeniden değerleme ve enflasyon oranları, daha da önemlisi Covid-19 süreci ve devam eden etkilerinin dikkate alınması gerekirken, bazı bölgelerimizde Takdir Komisyonları’nca tespit edilen yüksek değerlerdeki artışın hangi ölçüt veya kıstas esas alınarak belirlendiği bilinmemekte, artışın hiçbir hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Bu fahiş değerler ile, Anayasa ve kanunlarımızda öngörülen vergilendirme amacı aşılmış, sosyal devlet anlayışına aykırı hale gelmiştir ve iptali gerekir.Hatırlanacağı üzere, 2017 yılında pek çok Takdir Komisyonunca 2018 yılı için çok yüksek birim değerler belirlemesi, ayrıca BİNA/PARSEL’e özgü ve kabul edilemez derecede yüksek değerler belirlenmesi kamuoyunun tepkisine ve davalara neden olmuş, bu durumun sona erdirilmesi için 7061 sayılı “Bazı Vergi Kanunları İle Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile Emlak Vergisi Kanunu'na Geçici 23. Madde eklenmiş, Takdir Komisyonlarının tespit ettiği 2018 birim değerleri, 2017'de uygulanan birim değerlerin % 50 artışı ile bulunacak tutardan fazla ise, bir tavan artış oranı olarak bu % 50'lik değerin esas alınması kararlaştırılmıştı.
2022 Yılı asgari birim değerlerinin yüksek olması 2023-2024-2025 yılları için de büyük önem taşımaktadır. Yaşadığımız olumsuz koşullar ve devam eden etkileri dikkate alınarak Emlak Vergisi için yapılacak artışın taban sıfır, tavan en çok "yeniden değerleme oranı" ile sınırlı kalacak şekilde belirlenmesi konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından bir düzenleme yapılması önemli ve gereklidir.''