Mezopotamya Turizm Platformu Sözcüsü ve Eski ADRO Başkanı İsa Akdağ, 2012 yılında alelacele çıkan Turist Mesleği kanun ve yönetmeliğinin her yerinin tuzaklarla dolu olduğunu ifade ederek, Oda ve ardından yapılacak TUREB seçimlerinde göreve gelecek olan başkanların turist rehberliği mesleğini hak ettiği yere kavuşturulması yönünde çalışmalar yapmaları gerektiğini belirtti.
Akdağ, yaklaşan Oda ve ardından yapılacak TUREB seçimleri öncesi rehberlerin nelere dikkat etmeleri ve nasıl karar vermeleri gerektiği ile ilgili yazılı açıklama yaptı. Akdağ, Turist Rehberlerinin hem bağlı oldukları rehber odalarında hem de odalarının bağlı bulunduğu birlik olan, TUREB seçimleri için heyecanlı olduklarını belirtti.
Seçimin sadece oy kullanmak olmadığını belirten Akdağ, ‘’Rehberler oyunu kullanırken, şahıslara ve görüşlere göre mi yoksa mesleğin geleceğine mi oylarını kullanacak? Rehberler, seçecekleri yöneticilerin ellerine, ekmeklerini, kaderlerini, mesleklerinin geleceğini 2 yıllığına teslim edeceklerini biliyorlar mı? Peki seçecekleri yöneticilerde ne özellikler aramalı? Rehberler Oylarını kullanırken, iyi bir yönetici nasıl olmalı sorusu ile başlamalılar’’ dedi. Akdağ, şunları kaydetti:
Sorunlarımız saymakla bitmez
‘’Yönetici; bir topluluğu yöneten, idare eden, doğru takım arkadaşları kuran, sorunları çözebilen, hedefleri, planları, stratejileri olan ve geleceği görebilen kişiler aklımıza gelir.
Yöneticiler aynı zamanda iyi bir lider de olmalılardır. İyi bir yönetici kendini daima geliştirmeli, değişimleri yakından takip etmelidir. Sorumluluk almalı ve eleştiriye açık olmalıdır. İyi bir yönetici her zaman biz dilini kullanmayı seçmelidir. Seçildiği kurumu temsil edecek düzeyde, iyi bir yabancı dil bilmeli ve iyi bir diksiyona hâkim olmalı. meslek adına, korkusuzca karar alan ve aldığı kararların arkasında durmalı. Şeffaf ve güvenilir olmalı. Hedefleri ve planları olmalı. Empati yapmalı ve gerektiği zaman takdir etmesini bilmeli.
Mesleğimizin birikmiş o kadar sorunları var ki, saymakla bitmez. Meslek yasamız adeta içler acısı, 2012 yılında alelacele çıkan kanun ve yönetmeliğimizin o kadar açıkları ve eksikleri var ki; her yeri rehberler için tuzaklarla dolu. Seçeceğimiz kişilerin ilk işi, yasa ve yönetmeliğimizi tekrar gözden geçirmeli ve sıradanlaşan kutsal mesleğimizi hem toplum nezdinde hem de acentelerin gözünde hak ettiği yere taşımak için girişimlerde bulunmalı. Bağımsız denetleme mekanizmasını en etki bir şekilde kullana bilmenin yollarını acilen bulmalılar.
Kaçak rehberlik ile etkin mücadele etmenin yollarını açmalılar. Sektörde dolaşan Türkçe rehberlik söylemlerini tamamen tarihe gömmenin yollarını acilen bulmalılar. Yani uzun lafın kısası; koltuğa adam değil, mesleğe sahip çıkacak lider seçmeliyiz...
Akdağ, yaklaşan Oda ve ardından yapılacak TUREB seçimleri öncesi rehberlerin nelere dikkat etmeleri ve nasıl karar vermeleri gerektiği ile ilgili yazılı açıklama yaptı. Akdağ, Turist Rehberlerinin hem bağlı oldukları rehber odalarında hem de odalarının bağlı bulunduğu birlik olan, TUREB seçimleri için heyecanlı olduklarını belirtti.
Seçimin sadece oy kullanmak olmadığını belirten Akdağ, ‘’Rehberler oyunu kullanırken, şahıslara ve görüşlere göre mi yoksa mesleğin geleceğine mi oylarını kullanacak? Rehberler, seçecekleri yöneticilerin ellerine, ekmeklerini, kaderlerini, mesleklerinin geleceğini 2 yıllığına teslim edeceklerini biliyorlar mı? Peki seçecekleri yöneticilerde ne özellikler aramalı? Rehberler Oylarını kullanırken, iyi bir yönetici nasıl olmalı sorusu ile başlamalılar’’ dedi. Akdağ, şunları kaydetti:
Sorunlarımız saymakla bitmez
‘’Yönetici; bir topluluğu yöneten, idare eden, doğru takım arkadaşları kuran, sorunları çözebilen, hedefleri, planları, stratejileri olan ve geleceği görebilen kişiler aklımıza gelir.
Yöneticiler aynı zamanda iyi bir lider de olmalılardır. İyi bir yönetici kendini daima geliştirmeli, değişimleri yakından takip etmelidir. Sorumluluk almalı ve eleştiriye açık olmalıdır. İyi bir yönetici her zaman biz dilini kullanmayı seçmelidir. Seçildiği kurumu temsil edecek düzeyde, iyi bir yabancı dil bilmeli ve iyi bir diksiyona hâkim olmalı. meslek adına, korkusuzca karar alan ve aldığı kararların arkasında durmalı. Şeffaf ve güvenilir olmalı. Hedefleri ve planları olmalı. Empati yapmalı ve gerektiği zaman takdir etmesini bilmeli.
Mesleğimizin birikmiş o kadar sorunları var ki, saymakla bitmez. Meslek yasamız adeta içler acısı, 2012 yılında alelacele çıkan kanun ve yönetmeliğimizin o kadar açıkları ve eksikleri var ki; her yeri rehberler için tuzaklarla dolu. Seçeceğimiz kişilerin ilk işi, yasa ve yönetmeliğimizi tekrar gözden geçirmeli ve sıradanlaşan kutsal mesleğimizi hem toplum nezdinde hem de acentelerin gözünde hak ettiği yere taşımak için girişimlerde bulunmalı. Bağımsız denetleme mekanizmasını en etki bir şekilde kullana bilmenin yollarını acilen bulmalılar.
Kaçak rehberlik ile etkin mücadele etmenin yollarını açmalılar. Sektörde dolaşan Türkçe rehberlik söylemlerini tamamen tarihe gömmenin yollarını acilen bulmalılar. Yani uzun lafın kısası; koltuğa adam değil, mesleğe sahip çıkacak lider seçmeliyiz...