Türkiye sahilleri betonlaştı ve otellerle doldu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı aralarında Antalya, Muğla, Aydın, İzmir gibi kentlerin de bulunduğu 11 ilde hazine ve orman arazilerini turizm amaçlı olarak yerli ve yabancı girişimcilere tahsis edeceğini açıkladı.
Oysa bu illerimizin çoğunda çok ciddi bir yatak kapasitesi var. Dahası, özellikle Bodrum’da aslında Otel yapılacak yer kalmadı ki ormanları yakıp yer açarak oteller yapıldı.
Turizm bu mudur?
Böyle mi yönetilmeli?
Otel ve yatak sayısı arttıkça yabancı tur operatörleri için tablo daha da pembeleşiyor.
Neden mi?
Arz talep dengesi… Daha çok yatak arz edilince, fiyat ve karlılık düşüyor.
Oysa ülkemizin çok önemli bir sorunu var.
1980’li yıllarında rotalarından itibaren turizm anlamında ilk büyük yatırımların yapılmasına sahne olan Türkiye’de bugün çok sayıda otelin yenilenmesi gerekiyor. Türkiye’de bugün Kültür ve Turizm Bakanlığı belgeli 21 binin üzerinde otel ve konaklama tesisi bulunuyor. Bunların her birinin durumu analiz ediliyor mu bilmiyoruz. Malum Bolu’daki faciadan sonra bakanlığın otellerin durumu konusunda ne durumda olduğu ortaya çıktı.
Bugün bu 21 bin tesisin (14 bin 867) yüzde 68’i basit konaklama tesisleri, 6 bin 9 işletme belgeli, 731 yatırım belgeli tesis var. Belgeli tesislerin yüzde 30’undan azı yatak sayısı bakımından yüzde 80’i karşılıyor diyebiliriz. Ve işte bu yatak sayısı bakımından en önemli kapasiteye sahip otellerimizin içinde 1980-90’lı yıllarda inşa edilenlerin sayısı kesin olarak bilinmiyor. Turizm bakanlığındaki bürokratlarımız ne yazık ki hangi otel ne zaman inşa edildi ne zaman hangi tadilatlardan geçti, şu anki durumu nedir sorularının yanıtını bilmiyor…
Oysa elimizde geçmişten gelen müşteri portföyleri bulunan, 40 yıldır her sene gelen müşterileriyle artık aile gibi olan başarılı turizmcilerimiz var. Çaresiz bir şekilde her sene sezon başlarken geçici bazı önlemler, makyajlar yaparak otellerini sezona hazırlıyorlar.
Oysa sürdürülebilirlik kriterleri önemli. AB kurallarına göre sürdürülebilirlik sertifikası olmayan otellere satıl yapmayacak tur şirketleri…
Zaten yapılmış eski otelleri kaderine terk ederek kısa süre içinde sahillerimizi otel enkazına çevirmeye kararlı görünen bakanlık yeni yapılacak otellere tahsisler, teşvikler, orman arazileri derken yeni bir betonlaşma dalgası yaratmaya kararlı görünüyor.
Oysa ormanları yok etmeden, kıyılarımızı yağmalamadan da atılabilecek adımlar var. Türkiye otel stoğunun envanterini çıkartmalı ve kademeli olarak otellerin yenilenmesi çalışmalarını desteklemelidir. Yanı başımızda Yunanistan bu anlamda çok güzel örnekler veriyor, gerçek bir turizm ülkesi olmanın gereklerini yerine getiriyor. Keza İtalya…
Türkiye bir an önce gerekli çalışmaları başlayarak otel stoğunun yenilenmesini sağlamak zorunda. Yoksa otellerimizi de yabancılara teslim edip çıkacağız turizm sektöründen… Yabancı tur operatörlerinin sattığı turların sonuçta Türkiye’ye hiçbir hayrı olmayacak hale gelecek…
Bunu engelleyebiliriz. Ülkemizin otellerini, projelerini destekleyerek daha cazip hale getirebiliriz. Yeter ki inanalım…
Kültür ve Turizm Bakanlığı 11 ilde bulunan hazine ve orman arazilerini turizm amaçlı kullanılmak amacıyla yerli ve yabancı girişimcilere ihale ile tahsis edecek. Afyonkarahisar, Antalya, Aydın, Eskişehir, Hatay, İzmir, Muğla, Ordu, Adana, Ardahan ve Yalova’nın da aralarında bulunduğu 11 ildeki hazine arazilerinin bir bölümün denize sıfır mesafede olması dikkat çekiyor.
BODRUM’DA 5 YILDIZLI OTEL ARSASI
Muğla’nın bodrum İlçesi Kızılağaç Mahallesi’nde Hazine’ye ait orman vasfındaki 2 bin 392 metrelik araziye 5 yıldızlı ve 1200 yatak kapasitesine sahip tatil köyü ve otel, Antalya’nın Manavgat İlçesi Kızılağaç Mahallesi’ndeki araziye 5 yıldızlı 250 yataklı otel, Aydın’ın Didim İlçesinde hazineye ait arazilere 200 ve 150 yataklı 5 yıldızlı oteller, İzmir’in Selçuk ilçesindeki Hazine arazisi içinse 354 yataklı 5 yıldızlı otel yapma şartı var. Bodrum ve Antalya’daki araziler denize sıfır konumda.