Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) tarafından Denizbank Ana sponsorluğunda organize edilen 11. Uluslararası Resort Turizm Kongresi başladı. Yağcı, kongrenin açılışında, çok yoğun ve çok disiplinli bir çalışma sonrasında bugüne ulaştıklarını söyledi.
Turizm sektörü toparlanırken, sektörün gelecekte daha dirençli olabilmesi için bu krizden sonuç çıkarmasının önemli olduğunu belirteb Yağcı, şunları kaydetti:
''Riskle yaşayan bir sektörüz ve riski yönetmemiz gerekmektedir; sıfır riskli bir sektör olamayız. Riske dayalı çözümler bulmak ve uygun acil durum planları oluşturmak, krize hazırlıklı olmak için son derece önemlidir. Bu süreçte, aşağıdaki hususların bir kez daha öneminin farkına vardık. İşbirliği ve koordinasyon, kriz yönetiminin ayrılmaz bir parçasıdır. Devlet desteğiyle kriz yönetilmelidir. Çevre ve sürdürülebilirlik ortak sorumluluğumuz olmalıdır. Sağlık ve hijyen yeni normalimiz olduğu için aynı karalılıkta uygulamamız gerekmektedir.
Turizm dünya barışı demek
Oyunun yeniden kurgulandığı bu dönemde, oyun kurucu olarak, turizmdeki hedeflerimizin gerçekleşmesi için 3 temel unsura ihtiyaç vardır. Birincisi yönetişim : Yani ortak akılla beraber çalışmak. İkincisi, finansman : Kolay, ödenebilir ve ulaşılabilir olmalıdır. Üçüncüsü de, sistemler ve araçlar : Bunun en güzel örneklerinden biri de Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansıdır. Bu dönemde esnek ve hızlı hareket edebilme kabiliyetini sağlamıştır. Kamu ve özel sektör işbirliğinin Türkiye’deki en güzel örneğini sergiliyoruz.
Sağlık ve iklim krizleriyle sarsılan, dengeleri bozulan, yeni arayışlara yönelen dünya için, turizmi sürdürülebilir kılmamız gerekmektedir. Çünkü turizm, dünya barışı demektir.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı COP Glasgow 26. Taraflar Konferansında belirttiği gibi, Türkiye’nin 2053 yılına kadar hedefi sera gazı emisyonlarını sıfırlamak önemli bir hedeftir. mSektörümüzün Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine potansiyel katkısını gözeterek daha yeşil, daha kapsayıcı ve daha dayanıklı bir turizm için ortak bir strateji ve vizyon oluşturabiliriz.
Tatil belki de ilk defa gerçek manasına kavuşuyor: Düşünür, yaratır hale gelmenin şarjı, Turizm ve seyahat; yeniden doğuyor. O da büyük olasılıkla “Yapılabilir Turizm” olacak.
“Yeniden Kurgulama” dönemindeyiz. İnsanlar ne ister ve sektör ne yapacak?
Huzur içinde dinlenmek, eğlenerek ağrılıklardan kurtulma; yani, pazar detoksu.
Bunun için, mutfağından önbürosuna, odalarından servisine kadar, sunulan hizmetlerin “yapılabilir - sürdürülebilir” olması gerekir. Yani, ihiyaçlara akıllı çözümler üreten, “yetenekli işletmeler, destinasyonlar” olmak… Buna “Yapılabilir Turizm” diyoruz.
“Yapılabilir Turizm”, hem sürdürebilirlik hem de bunun koşullarını söylem ve eylemle birlikte yaratmak demektir. Bunun için en temel zorluğumuz da rekabetin getirdiği ağır Pazar koşulları: Fiyatları ayarlamak, maliyetleri kontrolde tutmak, kredileri ödeyebilmek, istihdamı kalifiye tutmak, enerjinin kullanımı ve maliyetini yönetebilmek, yatırım ve yenilemeyi tatilci ihtiyaçları ile uyumlu kılabilmek, vs…
Peki, bunları yalnız biz mi yapacağız? Elbette hayır. Bizim ülkemizde turizm, 50’den fazla sektörden mal ve hizmet alıyor. O halde, bunları, onlarla birlikte yapmak durumundayız.
Pandemi de gördük ki, turizm olmayınca, bu sektörler de küçüldü. O yüzden “Yapılabilir Turizm” genel bir iktisadi entegrasyon atmosferi de yaratacaktır.
2022 ve ötesine ilişkin beklentiler olumlu. Dipten çıkışlar, hep böyle olmuştur, olacaktır.
Oyunun kurucu olmak
Kartların yeniden dağıtıldığı, oyunun yeniden kurgulandığı bu dönemde rolümüz oyunun kurucusu olmaktır. Zor zamanları geride bıraktık, ancak bizleri zorlayacak sorunlar halen önümüzde, ‘Pandemi Krizi’nin üstesinden gelinmesine yardımcı olduk, şimdi de geleceğin şekillendirilmesine de aktif ve yapıcı bir şekilde yardımcı olacağız.
Bu kongre sonuçlarıyla Türkiye turizmine, Türkiye ekonomisine ışık tutsun.
2022 yılının hem kişi sayısında hem de gelirde çok daha iyi olacağını ümit ederek, sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. 2022’den 2019’dan daha fazla turist ağırlarız.''
Turizm sektörü toparlanırken, sektörün gelecekte daha dirençli olabilmesi için bu krizden sonuç çıkarmasının önemli olduğunu belirteb Yağcı, şunları kaydetti:
''Riskle yaşayan bir sektörüz ve riski yönetmemiz gerekmektedir; sıfır riskli bir sektör olamayız. Riske dayalı çözümler bulmak ve uygun acil durum planları oluşturmak, krize hazırlıklı olmak için son derece önemlidir. Bu süreçte, aşağıdaki hususların bir kez daha öneminin farkına vardık. İşbirliği ve koordinasyon, kriz yönetiminin ayrılmaz bir parçasıdır. Devlet desteğiyle kriz yönetilmelidir. Çevre ve sürdürülebilirlik ortak sorumluluğumuz olmalıdır. Sağlık ve hijyen yeni normalimiz olduğu için aynı karalılıkta uygulamamız gerekmektedir.
Turizm dünya barışı demek
Oyunun yeniden kurgulandığı bu dönemde, oyun kurucu olarak, turizmdeki hedeflerimizin gerçekleşmesi için 3 temel unsura ihtiyaç vardır. Birincisi yönetişim : Yani ortak akılla beraber çalışmak. İkincisi, finansman : Kolay, ödenebilir ve ulaşılabilir olmalıdır. Üçüncüsü de, sistemler ve araçlar : Bunun en güzel örneklerinden biri de Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansıdır. Bu dönemde esnek ve hızlı hareket edebilme kabiliyetini sağlamıştır. Kamu ve özel sektör işbirliğinin Türkiye’deki en güzel örneğini sergiliyoruz.
Sağlık ve iklim krizleriyle sarsılan, dengeleri bozulan, yeni arayışlara yönelen dünya için, turizmi sürdürülebilir kılmamız gerekmektedir. Çünkü turizm, dünya barışı demektir.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı COP Glasgow 26. Taraflar Konferansında belirttiği gibi, Türkiye’nin 2053 yılına kadar hedefi sera gazı emisyonlarını sıfırlamak önemli bir hedeftir. mSektörümüzün Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine potansiyel katkısını gözeterek daha yeşil, daha kapsayıcı ve daha dayanıklı bir turizm için ortak bir strateji ve vizyon oluşturabiliriz.
Tatil belki de ilk defa gerçek manasına kavuşuyor: Düşünür, yaratır hale gelmenin şarjı, Turizm ve seyahat; yeniden doğuyor. O da büyük olasılıkla “Yapılabilir Turizm” olacak.
“Yeniden Kurgulama” dönemindeyiz. İnsanlar ne ister ve sektör ne yapacak?
Huzur içinde dinlenmek, eğlenerek ağrılıklardan kurtulma; yani, pazar detoksu.
Bunun için, mutfağından önbürosuna, odalarından servisine kadar, sunulan hizmetlerin “yapılabilir - sürdürülebilir” olması gerekir. Yani, ihiyaçlara akıllı çözümler üreten, “yetenekli işletmeler, destinasyonlar” olmak… Buna “Yapılabilir Turizm” diyoruz.
“Yapılabilir Turizm”, hem sürdürebilirlik hem de bunun koşullarını söylem ve eylemle birlikte yaratmak demektir. Bunun için en temel zorluğumuz da rekabetin getirdiği ağır Pazar koşulları: Fiyatları ayarlamak, maliyetleri kontrolde tutmak, kredileri ödeyebilmek, istihdamı kalifiye tutmak, enerjinin kullanımı ve maliyetini yönetebilmek, yatırım ve yenilemeyi tatilci ihtiyaçları ile uyumlu kılabilmek, vs…
Peki, bunları yalnız biz mi yapacağız? Elbette hayır. Bizim ülkemizde turizm, 50’den fazla sektörden mal ve hizmet alıyor. O halde, bunları, onlarla birlikte yapmak durumundayız.
Pandemi de gördük ki, turizm olmayınca, bu sektörler de küçüldü. O yüzden “Yapılabilir Turizm” genel bir iktisadi entegrasyon atmosferi de yaratacaktır.
2022 ve ötesine ilişkin beklentiler olumlu. Dipten çıkışlar, hep böyle olmuştur, olacaktır.
Oyunun kurucu olmak
Kartların yeniden dağıtıldığı, oyunun yeniden kurgulandığı bu dönemde rolümüz oyunun kurucusu olmaktır. Zor zamanları geride bıraktık, ancak bizleri zorlayacak sorunlar halen önümüzde, ‘Pandemi Krizi’nin üstesinden gelinmesine yardımcı olduk, şimdi de geleceğin şekillendirilmesine de aktif ve yapıcı bir şekilde yardımcı olacağız.
Bu kongre sonuçlarıyla Türkiye turizmine, Türkiye ekonomisine ışık tutsun.
2022 yılının hem kişi sayısında hem de gelirde çok daha iyi olacağını ümit ederek, sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. 2022’den 2019’dan daha fazla turist ağırlarız.''