Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi (AHBV) Turizm Uygulama ve Araştırma Merkezi olarak Mayıs 2020’de Turizm E-Bülteni’nin ilk sayısını çıkardı. Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Yazıcıoğlu, ''Covid – 19 salgını sonrası Türkiye’de turizm'' başlıklı yazı kaleme aldı. Yazıcıoğlu'nun yazısı şöyle:''11 Mart ayından bu yana yaşamış olduğumuz süreç pek çok ülkede olduğu gibi ülkemiz de hayatı durma noktasına getirmiştir. Hayati önem taşıyan sağlık, gıda vb. sektörler hariç tüm sektörler durma noktasına gelmiştir. Bu durum salgının doğal bir sonucudur. Bilim insanları tarafından yapılan açıklamalara göre bu hastalık insandan insana yayılmaktadır. Bu nedenle fiziksel uzaklık ve toplumsal izolasyon hastalığın kontrol altına alınabilmesi ve
yönetilebilmesi açısından çok büyük önem arz etmektedir. Bu durumdan dolayı hastalığın tamamı ile kontrol altına alınabilmesi ve üç ay önceki hayatımıza dönebilmemiz için toplumsal izolasyon, fiziki mesafe ve maske takılması, etkin bir ilacın veya bir aşının bulunmasına kadar, muhtemelen de uzun bir süre devam edecektir. İnsana dokunan ve
bir hizmet sektörü olan turizm sektörünün bu durumdan büyük ölçüde etkilenmesi kaçınılmazdır.SEYAHATİN MALİYETİ ARTACAKTurizm emek yoğun olan ve katılımcılarla karşılıklı etkileşimin en yoğun olduğu sektörlerden birisidir. Ayrıca insanların turizm hareketlerine katılımında dikkate aldıkları en önemli faktör güvenliktir. İnsanların kendilerini güvende hissetmedikçe turistik aktivitelere katılması mümkün değildir. Yukarıda ifade edilen şartlar çerçevesinde 2020 yılı turizm sektörü değerlendirildiğin de istenilen düzeyde, canlı bir turizm faaliyetinden söz edebilmek mümkün görünmemektedir. Turizm de artık ne ev sahibi destinasyonlar eskisi kadar ev sahipliğinde istekli olabilecek nede turistler eskisi kadar rahat ve kendilerini güvende hissederek seyahat
edebilecektir. Fiziki mesafeyi koruyarak, tüm hijyen kurallarına uyarak seyahat etmek insanlar için çok çekici olmayacağı gibi seyahatin maliyeti de artacaktır. Aynı şekilde işletmeler açısından da, maliyetli ve kontrol edilmesi zor bir hizmet sunumu söz konusu olacaktır.PARLAK GÖRÜNMÜYOR2020 sezonu dış turizm açısından çok parlak görünmemektedir. İç turizm açısından da benzer bir tahmini yapmak zor değildir. Bu noktada temel soru, turizm canlandırma adına
salgında ikinci veya üçüncü dalga riski alınabilir mi? İnsanların hastalık konusunda yaşadıkları kaygılarını kısa vade de üzerlerin de atabilmesi çok güç gözükmektedir. Bir takım sertifikalandırma ve işletmecilik kuralları getirilmesi yönünde bir çalışma olduğu basından takip edilmektedir. Bu uygulamalar belki sınırlıda olsa bir iç talebin oluşmasını
sağlayabilir ancak bunun tatmin edici olmayacağı düşünülmektedir. Bu dönem de en avantajlı konaklama tesisleri ikinci konutlar olacak gibi gözükmektedir. Dinlenmek isteyen, kum ve denizden yaralanmak isteyenler hem toplumsal izolasyonu sağlayarak hem de fiziksel uzaklığı koruyarak tatil yapabilme olanağına bir ölçüde kavuşa bilecektir. Dünya da ki kademeli normalleşme planlarına baktığımız da outbound turizm hareketleri 2021 sezonuna uzayacak gibi gözükmektedir. Sektör turizm faaliyetlerinin eskisi gibi olmayacağını görerek bu değişime uyumu sağlayacak uygulamaları geliştirme konusu üzerine yoğunlaşmalıdır. Turizmde başarı bu uygulamaları geliştirebilme ve gerçekleştirme ile mümkün olacaktır.''
yönetilebilmesi açısından çok büyük önem arz etmektedir. Bu durumdan dolayı hastalığın tamamı ile kontrol altına alınabilmesi ve üç ay önceki hayatımıza dönebilmemiz için toplumsal izolasyon, fiziki mesafe ve maske takılması, etkin bir ilacın veya bir aşının bulunmasına kadar, muhtemelen de uzun bir süre devam edecektir. İnsana dokunan ve
bir hizmet sektörü olan turizm sektörünün bu durumdan büyük ölçüde etkilenmesi kaçınılmazdır.SEYAHATİN MALİYETİ ARTACAKTurizm emek yoğun olan ve katılımcılarla karşılıklı etkileşimin en yoğun olduğu sektörlerden birisidir. Ayrıca insanların turizm hareketlerine katılımında dikkate aldıkları en önemli faktör güvenliktir. İnsanların kendilerini güvende hissetmedikçe turistik aktivitelere katılması mümkün değildir. Yukarıda ifade edilen şartlar çerçevesinde 2020 yılı turizm sektörü değerlendirildiğin de istenilen düzeyde, canlı bir turizm faaliyetinden söz edebilmek mümkün görünmemektedir. Turizm de artık ne ev sahibi destinasyonlar eskisi kadar ev sahipliğinde istekli olabilecek nede turistler eskisi kadar rahat ve kendilerini güvende hissederek seyahat
edebilecektir. Fiziki mesafeyi koruyarak, tüm hijyen kurallarına uyarak seyahat etmek insanlar için çok çekici olmayacağı gibi seyahatin maliyeti de artacaktır. Aynı şekilde işletmeler açısından da, maliyetli ve kontrol edilmesi zor bir hizmet sunumu söz konusu olacaktır.PARLAK GÖRÜNMÜYOR2020 sezonu dış turizm açısından çok parlak görünmemektedir. İç turizm açısından da benzer bir tahmini yapmak zor değildir. Bu noktada temel soru, turizm canlandırma adına
salgında ikinci veya üçüncü dalga riski alınabilir mi? İnsanların hastalık konusunda yaşadıkları kaygılarını kısa vade de üzerlerin de atabilmesi çok güç gözükmektedir. Bir takım sertifikalandırma ve işletmecilik kuralları getirilmesi yönünde bir çalışma olduğu basından takip edilmektedir. Bu uygulamalar belki sınırlıda olsa bir iç talebin oluşmasını
sağlayabilir ancak bunun tatmin edici olmayacağı düşünülmektedir. Bu dönem de en avantajlı konaklama tesisleri ikinci konutlar olacak gibi gözükmektedir. Dinlenmek isteyen, kum ve denizden yaralanmak isteyenler hem toplumsal izolasyonu sağlayarak hem de fiziksel uzaklığı koruyarak tatil yapabilme olanağına bir ölçüde kavuşa bilecektir. Dünya da ki kademeli normalleşme planlarına baktığımız da outbound turizm hareketleri 2021 sezonuna uzayacak gibi gözükmektedir. Sektör turizm faaliyetlerinin eskisi gibi olmayacağını görerek bu değişime uyumu sağlayacak uygulamaları geliştirme konusu üzerine yoğunlaşmalıdır. Turizmde başarı bu uygulamaları geliştirebilme ve gerçekleştirme ile mümkün olacaktır.''