AKTOB Başkanı Erkan Yağcı, AKTOB'un aylık yayını Resort Dergisi'nin Ağustos sayısında bir yazı kaleme alarak Turizm Tanıtım Ajansı'yla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Yağcı'nın kaleme aldığı yazı şöyle.''İster “tasarruftan”, ister “borçlanma” ile olsun; günümüzde yapılacak bir “iş” için “kaynak”
bulmak, geçmiş on yıllara göre, çok hızlı ve aktif. Bugün, bir yasa olarak elimizde bulunan “Turizm Geliştirme Ajansı”, modern dünya açısından ne anlama geliyor?
Bakanımız sayın Ersoy, Temmuz ayı toplantımızda yasanın felsefesini, bir kez daha
sektöre anlattı. Basın yoluyla yapılan eleştirilere çok yaslanmadan, Bakanlığın çalışmaları ile
yasalaşan bu felsefeye bakmak gerekir. Öncelikle “niyet ve yapılacaklar” konusunda
kamu ve özel sektör hem fikirdir. Ancak yaklaşımlar; nasıl yapılacağı üzerine odaklanmaktan kısmen uzaklaşarak, “kiminle?” sorusunu öne koymaktadır.
Diğer açıdan, Ajans’ın kaynağının temini konusunda da tartışmalar ortaya kondu. Bir
kesim, maliyeti turiste yüklemeyi bir başka kesim de oranların değişmesini ve katkı kapsamının genişlemesini önermişti.
Bazı endişelerin haklılık payı vardır. Ama gerçeği yerine oturtmak zorundayız. Bakanımız Ersoy, bunun bir başlangıç olduğunu ve ileride daha çok katılımla, daha iyi bir işleyişe
ulaşılabileceğini ortaya koydu. Bu konu; toplanması öngörülen 120-130 milyon Dolarlık katkı payı veya onun kimlerden nasıl toplanacağı, hatta kurullarda kimlerin olacağından daha önemlidir. Kanımızca, sektörün her bileşenin; tanıtım ve pazarlamada, bir bilimsel çalışması ve yaklaşımı, somut öneri ve çözümleri olmalıdır. Ve henüz ortada olmayan bir kaynağın; fikirsiz ve plansız bir işe yaraması da sağlıklı değildir. Eğer turizm; 55 sektöre katkı veriyor, 1,5 milyon insana ekmek kapısı oluyor, vs... diyorsak ve görüyorsak, bizlerin Ajans’ı bir “kamusal fayda” alanı olarak görmesi daha doğru olmaz mı?
İşimiz turizm ise; artık görüyoruz ki, çalışmak tek başına yeterli değildir. Düşünmek,
araştırmak, somut uygulamalar göstermek zorundayız. Oysa Türkiye turizmine yeni fikirler gereklidir. Ve finans kaynakları bunu yapmaz. Onlar, iyi fikrin varsa finanse eder.
Bu çerçevede oluşacak kaynağın uzmanlarınca uygulanması, yönetim ve danışmanlığınında
sektör bileşenleri ile yapılması elzemdir. Ve kararlı ve istekli çalışmaya başlamak için
aceleye gerek yoktur.''
bulmak, geçmiş on yıllara göre, çok hızlı ve aktif. Bugün, bir yasa olarak elimizde bulunan “Turizm Geliştirme Ajansı”, modern dünya açısından ne anlama geliyor?
Bakanımız sayın Ersoy, Temmuz ayı toplantımızda yasanın felsefesini, bir kez daha
sektöre anlattı. Basın yoluyla yapılan eleştirilere çok yaslanmadan, Bakanlığın çalışmaları ile
yasalaşan bu felsefeye bakmak gerekir. Öncelikle “niyet ve yapılacaklar” konusunda
kamu ve özel sektör hem fikirdir. Ancak yaklaşımlar; nasıl yapılacağı üzerine odaklanmaktan kısmen uzaklaşarak, “kiminle?” sorusunu öne koymaktadır.
Diğer açıdan, Ajans’ın kaynağının temini konusunda da tartışmalar ortaya kondu. Bir
kesim, maliyeti turiste yüklemeyi bir başka kesim de oranların değişmesini ve katkı kapsamının genişlemesini önermişti.
Bazı endişelerin haklılık payı vardır. Ama gerçeği yerine oturtmak zorundayız. Bakanımız Ersoy, bunun bir başlangıç olduğunu ve ileride daha çok katılımla, daha iyi bir işleyişe
ulaşılabileceğini ortaya koydu. Bu konu; toplanması öngörülen 120-130 milyon Dolarlık katkı payı veya onun kimlerden nasıl toplanacağı, hatta kurullarda kimlerin olacağından daha önemlidir. Kanımızca, sektörün her bileşenin; tanıtım ve pazarlamada, bir bilimsel çalışması ve yaklaşımı, somut öneri ve çözümleri olmalıdır. Ve henüz ortada olmayan bir kaynağın; fikirsiz ve plansız bir işe yaraması da sağlıklı değildir. Eğer turizm; 55 sektöre katkı veriyor, 1,5 milyon insana ekmek kapısı oluyor, vs... diyorsak ve görüyorsak, bizlerin Ajans’ı bir “kamusal fayda” alanı olarak görmesi daha doğru olmaz mı?
İşimiz turizm ise; artık görüyoruz ki, çalışmak tek başına yeterli değildir. Düşünmek,
araştırmak, somut uygulamalar göstermek zorundayız. Oysa Türkiye turizmine yeni fikirler gereklidir. Ve finans kaynakları bunu yapmaz. Onlar, iyi fikrin varsa finanse eder.
Bu çerçevede oluşacak kaynağın uzmanlarınca uygulanması, yönetim ve danışmanlığınında
sektör bileşenleri ile yapılması elzemdir. Ve kararlı ve istekli çalışmaya başlamak için
aceleye gerek yoktur.''