Şehir Plancıları Odası'nın açıklamasında Turizm Tesisleri Uygulama Yönetmeliği'nin 6 Temmuz'da Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği hatırlatıldı. Açıklamada bu yasal düzenlemeyle mevzuatın kamu yararı içerikli son kırıntılarının da "daha fazla inşaat-daha fazla kar" hırsıyla yok edilmesi kolaylaştırıldığı iddia edildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"İlgili yönetmeliğin adı Turizm Tesisleri Uygulama Yönetmeliği olmakla birlikte, tanımlar kısmında "turizm tesisi: Turizm Tesislerinin Niteliklerine İlişkin Yönetmelik hükümlerine göre belgelendirilen, turizm yatırımı kapsamında bulunan veya turizm işletmesi faaliyetinin yapıldığı dört ve beş yıldızlı oteller ile dört ve beş yıldızlı tatil köyleri ve bunların ayrıntıları ve tamamlayıcı unsurları" şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanımdan da açık olarak anlaşılacağı üzere, ilgili yönetmelik turizm tesislerine bütünlüklü bir bakış açısına sahip olmayıp, sadece 4-5 yıldızlı otel ve tatil köylerine ilişkin düzenlemeleri ele almaktadır. Dolayısıyla bu Yönetmeliğin amacının iddia edildiği üzere "...Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli turizm tesislerinin yüksek nitelikli hale getirilmesi için bu tesislerin plan, fen, sağlık ve sürdürülebilir çevre şartlarına uygun yapı ve yapılaşma koşulları ile projelendirilmelerine ilişkin usul ve esasları belirlemek" olmayıp sadece 4-5 yıldızlı, büyük sermaye gruplarına ait otel ve tatil köylerinin yapılaşma haklarını artırmayı, kıyı alanlarını diğer tesisler ve kamu aleyhine özel kullanımlarına dahil etmeyi hedeflediği açıktır.Anayasa'ya aykırı
Bu tür bir düzenleme ile halihazırda geniş halk kesimlerinin kullanımına ve kamu yararına büyük oranda kapatılmış olan sahil şeritlerinde düşük gelirli grupların kullanımına olanak sağlayan son alanların da büyük sermaye gruplarının kullanımına tahsis edileceği açıktır. Bu tutum açık ve net bir şekilde Anayasa`ya, Kıyı Kanunu`na ve Kıyı Kanunu`nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin ruhuna aykırıdır. Ayrıca sahil şeritlerinde yer alan orman vasıflı alanların turizme açılması turizm merkezi kıyılarında son kalan orman alanlarının da yapılaşarak yok olmasına sebep olacak, ülkemizde her geçen gün etkilerini olumsuz biçimde hissettiğimiz iklim değişikliğini hızlandıracaktır. Söz konusu madde bağlamında değerlendirildiğinde, Yönetmeliğin, amacının tersine, sürdürülebilir çevre şartlarını sağlamak bir yana, var olan kıyı kesimi orman alanlarının yağmalanmasının önünü açacağı, talebi bu alanlara yönlendireceği ve yapılaşmayı hızlandıracağı açıkça görülmektedir.Kıyılar ve ormanlar bizimdir. Sermayeye peşkeş çekilemez. Bizler, kamusal alanlarımızda, kamu yararını gözeterek, her zaman doğal, tarihi ve kültürel çevrenin tahribatına karşı duracağımızı ve bu konuda atılan politik ve hukuki adımlarla mücadele etmeye devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz."