Değerli meslektaşlarım,
Mesleğimiz için önemli 3 aylık bir süreç yaşıyoruz. Neler oldu ve olacak bu 3 ay içinde bir bakalım. Önce Türsab BTK Seçimleri, sonrasında Ankara Ticaret Odası seçimleri ve nihayetinde 26-27 Kasım 2022 tarihinde yapılacak olan Türsab Genel Kurulu. Mesleğimiz için çok önemli olan birbirinden farklı gibi görünen ancak, aslında birbiriyle bağlantılı 3 seçim süreci yaşanıyor, yaşandı ve yaşanacak.
Peki bu yazıyı kaleme almaya beni iten gerekçeler neydi? Gelin birlikte bir göz atalım. Dilim döndüğünce tüm bu süreçlerde gözlemlediğim, tecrübe ettiğim ve bende oluşturduğu düşüncelere değinmek istiyorum.
BTK’larAslında Bir Hiç mi?
Öncelikle Türsab Orta Anadolu BTK seçimlerinden biraz bahsedelim. Şunu belirtmek istiyorum ki Orta Anadolu’daki tüm seyahat acenteleri şunu gayet iyi biliyor:BTK’lar aslında hiçbir şeydir. Bunu mevcut yönetimdeki dostlarda,aday olan meslektaşlarımızda, oylarını kullanan acenteci dostlarımızda biliyor. Peki BTK’lar hiçbir şeydir ne demek?
Türsab Tüzüğü maalesef örgütlenme yapısı açısından yukarıdan aşağıya bir yapılanmayı ortaya koymaktadır. Yani Türsab Genel Merkezi Yönetimi aslında Türsab açısından her şeydir. Tüm işleyiş, planlama ve yapılanma merkezi yönetimden aşağıya doğru bütün birliğe sirayet etmektedir. Aslında BTK’lar sadece bölgesel temsilciliklerdir. Bu temsilciliklerin tüzük gereği bölgesel sorunlar ve mesleki problemlerin çözümü konusunda merkezi yönetimden icazet almadan hareket etmesi, ziyaretler yapması, herhangi bir karara imza atması vebölgesel icra kurulu olarak hareket etmesi söz konusu değildir. Dahası, bölgelerdeki seyahat acentelerinin sorunlarının toplanması ve genel merkeze iletilmesi, genel merkezin yeni acente açılışı ve plaka işlemleri konusunda sekreterya görevini gören hiçbir yetkisi olmayan kurullardır. Tüzük değişikliği ile bu yapılanma modelinin temelden değiştirilmesi ve BTK’ların birlik içerisindeki konumunun yeniden belirlenmesi elzemdir. Bu konunun detayları başka bir yazının konusu olacaktır.
25 Yıllık Kör Kuyu: Mesleki Sorunlar
Bu noktada şunu belirtmeliyim, malumunuz son 25 yıl içinde seyahat acenteleri olarak merkezi yönetimde genel başkan olarak iki isim tanıdık. Birisi Sn. Başaran Ulusoy, diğeri de malumunuz Sn. Firuz B. Bağlıkaya. Koca 25 yılda görebildiğimiz başkan sayısı 2 (yazıyla iki). 25 yıl vurgusunu neden yapıyorum çünkü; 25 yıl önce mesleğimizin sorunları ne idiyse, 25 yıl sonra da aynı sorunları aynı adlandırmalar ile yaşıyoruz ve yaşamaya devam ediyoruz. Hatta üzerine yeni sorunlar dahil oluyor ve bu sorunlar silsilesi çığ gibi büyüyor. Ancak, burada bir gariplik var. 25 yıl önceki sorunun adı 25 yıl sonra hala aynı ise burada hepimizin şapkasını önüne koyarak tekrar tekrar düşünmesi gerekmektedir. Eğer ki sorunlar çözülmedi ve değişmediyse hatta bugüne kadar ki tüm yönetimler tarafından sonuç alınamadıysaburada sorumluluk bu yönetimlerde olduğu kadar biz seyahat acentelerinin de omuzlarındadır.
Sonuç olarak, bu yönetimleri biz seyahat acentelerinin oyu belirliyor. Yani, bizler seçiyoruz ve yönetimler icraat yapıyor. Lakin yapılan(!) bu icraatlar ile sorunlarımız çözülemiyorsasöz konusu yönetimleri değiştirmeyi düşünmüyor olmamız da biz seyahat acentelerinin kabahatidir. Ahbap-çavuş, akraba, hemşeri ve komşu ilişkileri üzerinden oy kullandığımız gibi bilgilendirilmiyoruz, bilgilenmiyoruz ve tıpkı takım tutar gibi bir taraf seçerek oy kullanıyoruz. Artık bu eğilimi değiştirmenin zamanı geldi.
Aslında Türsab Nedir?
Kıymetli meslektaşlarım, Türsab’ın (aslında hepimizin Türsab’ı ama maalesef birçok acentemiz Türsab konusunda çok umutsuz) bir meslek birliği olarak çok temel iki görevi var. Ancak,Türsab’aaslında bu iki temel görevlerinden çok daha fazlası ithaf ediliyorve inanın buna gerek yok. Peki bu iki temel görev nedir?
Bu görevlerden ilki, seyahat acenteciliği mesleğini, 1618 sayılı yasayı ve bu mesleğin detaylarını topluma ve kurumlara aktarmaktır.Mesleğimizde karşılaştığımız sorunları 10 maddede toplarsak 1618 sayılı yasa konusunda toplumu ve kurumları bilinçlendirmek bu sorunların en az beşini çözecektir.Ayrıca bu adım, acentelerimizin ticari hayatının önüne çıkan engelleri de kaldıracak ve önünü açacaktır.
İkincisi ise seyahat acentelerimizin niteliğini yükseltmektir. Peki acenteler niteliksel olarak nasıl yükselir?
- Türsab’ın mesleğimizin çalışma koşulları ve yöntemleri hakkında bizleri bilgilendirmesi,
- Bir meslek birliği olarak Türsab’ın aslında neden var olduğunu acentelere aktarması,
- Türsab’ın işleyişi, tüzüğü veicraatları konusunda acentelere daha açıklayıcı bilgiler vermesi,
- Sektöre daha fazla kalifiye elaman kazandırmak üzere gerekli yapılanmanın sağlanması.
Peki bu iki temel görev konusunda Türsab, üzerine düşeni 25 yıllık süreç içerisinde yeterince yerine getirmiş midir? Bu sorunun cevabını sizlerin takdirine bırakıyorum.
Türsab bu iki temel görevini hakkıyla yerine getirememişken neler yapıyor biraz da buna bakalım. Türsab inşaat yapıyor (Efes’teki kongre merkezi), işletmecilik yaparak ticaret yapıyor (ki Türsab ticaret yapmaz, yapmamalı. Türsab’ın görevi ticaret yaparak para kazanmak değil, seyahat acentelerinin yaptığı ticaretin önünü açmak, ışık tutmak ve acentelerin kazancını arttırmanın yollarını bulup bunları acentelere sunmaktır), belge satıyor (hem de her önüne gelene) ve plaka satıyor. Ancak Türsab’ın misyonu bunların hiçbiri değildir.
Bilinç Kaybı mı, YoksaBilinç Sıçraması mı?
Peki ne yapmalı? Sevgili dostlar, şahsi olarak uzun yıllar süren bir uykudan uyanmış gibi hissediyorum. Şöyle ki, mesleki olarak karşılaştığımız sorunlar hepimizin malumu. Hepimizin sorunları ortak, bu sorunların tespiti konusunda Türsab nezdinde tüm yönetimler başarılı bir şekilde tespitlerde bulundular. Esas sorun, bu meselelerin çözümü konusundaki basiretsizlik, çaresizlik ve yetersizlikte ortaya çıktı. Ben şahsım adına sürekli Türsab’ı dışarıdan eleştirdim. “Zaten bir sorunu çözdüklerini görmedim” ve “Türsab’a bunu iletmeye bile gerek yok zaten çözüm bulamayacaklar” gibi düşünceler ile dışarıdan eleştirdim durdum. Oysakiçözüm dışarıdan eleştirmek değil, elini taşın altına koyarak kendi işini kendi gören bir anlayışı hayata geçirmekti. Bu doğrultuda, yasayı yeniden okumaya başladım, Türsab BTK ve genel yönetimlerini incelemeye, icraatlarını sorgulamaya ve mümkünse yönetimlere aday olmaya çalıştım.
Tüm seyahat acentelerimizin üzerinde bir atalet var kıymetli dostlar. Sanki bilinç kaybına uğramışçasına sadece izledik ve izliyoruz. Araştırmalı, sorgulamalı, eleştirmeli ve yeri geldiğinde elimizi taşın altına koymalıyız. Türsab hepimizin, 1618 sayılı yasa hiçbir acenteyi birbirinden ayırmadığı gibi hepimize aynı gücü verir. Ben kendi adıma bir bilinç sıçraması yaşadığımı hissediyorum ve bu güçle mesleğimiz adına her türlü yükün altına girmeye hazır olduğumu biliyorum.
Türsab’aBilinçli Acente Dalgası Gerekiyor…
Önümüzde Türsab Genel Kurulu var, bu seçim süreci için herkesi elini vicdanına koymaya davet etmiyorum. Herkesi; Türsab’ı, 1618 sayılı yasayı, tüzüğü öğrenmeye, bilinçlenmeye ve bu bilinçle harekete geçmeye davet ediyorum. En önemlisi de herkesi aklını ve tecrübesini kullanmaya çağırıyorum. Ahbap-çavuş, bireysel çıkarlar, komşu, akraba ve hemşeri ilişkileri ile oy vermeye değil,bilerek, öğrenerek, doğru şekilde tahlil ederek, sorunlarımızın çözümüne doğru yaklaşımları gösterebilecek doğru yönetimleri akıl ve bilimin ışığında seçmeye davet ediyorum.
Gün ayağa kalkma ve mesleğimizin hak ettiği yere taşınması için elini taşın altına koyma günüdür. Lütfen bilgi edinmeden, öğrenmeden, sormadan-sorgulamadan oyunuzu kimseye söz vermeyin. Yıllardır süren statükoyu, yönetim anlayışını, sistemi değiştirmenin zamanıdır. Bu ateşi yakabilecek olan lider bu seçimi de kazanacaktır.
Esen Kalın, Sevgiyle Kalın.
Haluk Çalış