Tezatlar ülkesiyiz, ülke böyle, bizler de nasibimizi alıyor değiliz, biz böyle olduğumuz için ülke tezatlar içinde.. Kendi içimizde yaşadığımız çelişkileri görmezden geliyoruz, evimizde, koltuğumuzda oturup, olanları uzaktan izliyor, sonra da sosyal medya üzerinden “mış” gibi yapıp, yüreğimizi serinletiyoruz, TEMA’ya 10TL bağışlayan kendini örnek vatandaş zannediyor.
Örnek vatandaş kimdir bilir misiniz, işini gücünü bırakıp, cebindeki 3 kuruşla su alan, yangın alanında bin bir zorlukla mücadele eden ormancılara motosikletiyle su taşıyan, bu iyiliğinin bedelini canıyla ödeyen kardeşimizdir. Marmaris’teki yangında itfaiye aracının hortumunu yüklenip, yokuş yukarı taşıyan kadınlarımızdır. Toprağının, ağaçlarının, evlerin alevler içinde kavrulduğunu çaresizce izleyen, gözyaşlarını tutamayan Manavgat Belediye Başkanıdır.
Bodrum’da, Marmaris’te, Fethiye’de, Antalya’da evi yazlığı olanlar, kaçınız henüz 25 yaşında olan, Marmaris’li Şahin Akdemir’in yaptığı fedakarlığı yapmayı düşündünüz? Kaç kişi karınca kararınca bir şeyler yapmak için olay yerine gitti, el verdi ?
Hükümetin aymazlığı, inkarcılığı ya da acizliğinden bahsetmeyeceğim, onları tarihe havale ediyorum, ama bu iki uç örneğin tam ortasında duran, Köy Enstitüleri ruhunu unutmuş, doğa ve Anadolu insanı ile arasına mesafe koymuş, beyaz Türkler’i affedemiyorum. Sadece komplo teorileri üretiyor, olay yerinden gelen fotoğraf ve video’ları klişe cümlelerle paylaşıyor, suçluyor, eleştiriyorlar. Bu mudur bizim sorumluluğumuz, yapmamız gereken; Suya yazı yazmak mıdır?
Unuttuk, toprak anayı, varlığımızı sürdürmenin tek koşulunun onun nimetlerinden yararlanmamız olduğunu unuttuk. Araya anlaşılmaz bir mesafe koyduk, ağaç altını sadece serinlemek ya da ailece piknik yapmak için kullanır olduk. Kullandıktan sonra da tüm pisliğimizi geride bıraktık. Ağaçları kestik, toprağı kirlettik, sularımızı zehirledik, yetmedi, üstüne beton döktük. Büyük şehirlerdeki üstü cam kaplı devasa binalar yüzünden ısı 1,5 derece arttı, klimalara yüklenip, sıcağı bertaraf ettiğimizi düşündük, ama klima gazlarının yarattığı emisyonun havaya verdiği zararı aklımıza dahi getirmedik. Ne de olsa modumuz belli ; Benden sonra tufan!
Boşuna düşman aramayalım; Bizler varken başka düşmana gerek yok! Aşikar olan şu ki uzun süre önce doğayla bağlarımızı kopardık, yalnız bıraktık, belki biz yakmadık, ama yakanlara, kesenlere, kirletenlere göz yumduk, yeterince tepki göstermedik. Dünya da intikamını böyle alıyor.
Artık çok geç, biz bu savaşı kaybettik, farkında mısınız, kurgubilim filmlerinde izlediğimiz absürt olayları ve yaşam biçimlerini bire bir yaşıyoruz. Bunu dahi kabullendik ve hala ders almıyoruz. Umudumu yitiriyorum, hiçbir şey iyiye gitmiyor, çocuklarımızdan geçtim, torunlarımızın yüzüne nasıl bakacağız, onu düşünüyor ve insanlığımdan utanıyorum.
Pişmanım, çaresizim, etkisizim.