Ortalık toz duman; Şirketler para, çalışanlar can derdinde, TÜRSAB (bu akşamki ana haber programlarındaki başarılı performansına rağmen) etkisiz, Bakanlık taraflı ve kifayetsiz, diğer dernek ve birlikler ikiye ayrılmış durumda, bir kısmı ölü taklidi yapıyor, diğer bir kısmı da (TUROFED örneğindeki gibi) hükümete ve Bakana yaranma adına mesnetsiz yorumlar yapıyor. Bir yandan yeni rezervasyon olmadığını itiraf edeceksin, ardından “İlk dönüş turizm sektöründe olur, 4 saatte tatil planları yapılır” şeklinde yorum yapacaksın? Hep diyorum, turizm sektörünü 360 derece algılayabilenler yönetmeli diye..
Öncelikle turizm sektör temsilcilerinin daha gerçekçi, daha sorumlu ve basiretli davranmaları gerektiğini, dokuz kez düşünüp, bir kez konuşmalarında yarar olduğunu hatırlatıyorum. Sonra da Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere, TURSAB dahil tüm sorumlu birimlere şu soruya yanıt vermelerini rica ediyorum; TURİZM SEKTÖRÜNDE GERÇEKÇİ BİR HASAR TESPİTİ YAPILIYOR MU? Örneğin; Şu ana dek, bizlere yöneltilen anket, sorgulama formu, ya da benzeri bir davet yok? Hasar tespiti yapılmadan, riskler ve ihtiyaçlar netleşmeden, genel anlamda bir teşhis olmadan neyin tedavisine başlanacak?
Sadece bizim değil, herkesin kafası karışık, bize destek olmasını beklediğimiz devlet ve bankaların KGF kredileri konusundaki basiretsizlikleri ortada! Kredinin şartlı olduğu; Sadece maaş, kira ödemesi ve elektrik, su gibi diğer sabit giderleri kapsadığı, dekontta bu yönde bir açıklama olmazsa kullanılamayacağı iddia ediliyor. Bir başka iddia ise Seyahat Acentelerinin RİSKLİ kategorisinde yer aldığı ve kredi verme konusundaki isteksizlikleri. Sıkıntı bu kadar değil, bankalar web sayfalarında “çek ödeme kredisi veriyoruz” diye bildirim yapıyorlar, şubeye gidiyorsun, şubenin bilgisi yok?
Özetle, salgın küresel, ama dertlerimiz hep yerel, çözümleri ise bireysel becerinize kalmış. Sürecin uzaması turizm sektörünün felaketi olabilir; 2015 senesinden beri sorunlarla boğuşan, kredi, ya da borç erteleme ile ayakta kalmaya çalışan turizmcilerin çoğu havlu atabilir.Değerli meslektaşlarım günlerdir TURSAPNET kanalı ile endişe ve taleplerini dile getiriyor, yardım istiyorlar. Bu krizin eylül ayına dek sürmesi halinde, mevcut şirketlerin en az dörtte birinin kapanması söz konusu olabilir. Bu da hükümet, bankalar, girişimciler ve beslenme zincirinin en önemli paydaşı olan çalışanlar için tek kelime ile FELAKET demektir!
Turizm Sektöründe, bu dönemde yapılması gereken çok önemli bir çalışma daha var ; TURİZMDE YENİ HİZMET KRİTERLERİNİN BELİRLENMESİ.
Belki bugünlerin sıcak gündemi içinde bu başlık kimilerine ütopik gelebilir ama iki dakika sakin kalıp, bir düşünün lütfen; Belediye otobüslerinde dahi uygulanan sosyal mesafenin uçaklarda göz ardı edilmesi mümkün mü? Yüzlerce tatilcinin aynı havuzda yüzmesi, açık büfede, dip dibe sıra beklemesi, aynı kaşık, ya da kepçeyi yüzlerce farklı kişinin tutarak yemek alması, büfelerdeki yemeklerin mevcut hijyen koşullarında tutulmasının ne denli güvenli olduğu artık göz ardı edilmeyecek! Bunun sonucunda ;
- Uçak ve otobüslerde havalandırma, steril standartları ve oturma düzenleri değişecek, koltuk sayıları azalacak. Düne kadar 160 koltukla uçan havayolları yolcu sayılarını belki de 100’e düşürecek.
- Binlerce tatilcinin bir arada kaldığı tesislere talep azalacak, pek çok tatilci daha sakin, steril ve sosyal mesafenin korunabildiği tesisleri tercih edecek. Otellerde açık büfe sistemi kalkacak, ya da farklı kriterlerle servis edilecek! Masa araları genişleyecek.
- Oteller %100 dolulukla çalışamayacak, lobi, ya da Bar’da bir koltuktan kalkan müşterinin yerine hemen bir başkası oturamayacak, yeni hijyen standartları oluşacak!
- Cafe ve Restaurant’larda yeni hijyen koşulları gereğince basılı menü olmayacak, haliyle menülerde ve içkilerde kısıtlamaya gidilecek.
- Müzeler belli bir kişi kısıtlaması ile, sosyal mesafe korunarak gezilecek.
- Toplantı, konser, hatta sinemalardaki oturma düzenleri ve kriterler hızla değişecek.
- Demokratik haklarımız günün koşullarına göre yeniden düzenlenecek.
- Koronovirüs salgını ortadan kalkmadıkça dünya üzerinden turizm hareketi olmayacak, tehlike ortadan kalktığı taktirde ise koltuk azaltma, sosyal mesafe gibi kavramlar nedeniyle maliyetler yükselecek, haliyle fiyatlar artacak.
Peki bu ahval ve şerait dahilinde önümüzdeki dönemde neler yaşanacak?
Falcı değiliz, ama bazı değerli meslektaşlarımın katkıları ile öngörülerimiz şöyle; Basit matematik hesabı ile bu sene (Çin’deki verileri baz alırsak) haziran gibi kısıtlı sayıda iç turizm ve küçük çaplı kurumsal toplantılar başlar, yabancılar ağustos gibi pazara girer, ama gerek tarifeli, gerekse de charter operasyonlarındaki belirsizliklerden dolayı Avrupa incoming pazarından alacağımız pay az olur. Yine komşularımızdan otobüsle, ya da kendi araçları ile gelen ucuzcu turistlere mahkum oluruz. Şehir Otelleri ile sahil bandındaki tesisler zor toparlanır. Uçak bileti işi minimum düzeye iner. Havayolları ve Oteller doğrudan satışa yüklenir, küçük acentelerin işi daha da zorlaşır, küresel tekeller sermaye güçleri ile piyasayı domine ederler.
Ama 2021’den itibaren işler değişmeye başlar, toplu ulaşıma, büyük ve pahalı tesislere rağbet azalacağı için kısa tatiller yerine uzun ve ailece tatil tercih edilir. “Her şey dahil” sistemi gözden düşer, bu yüzden tur operatörleri küçülmeye devam eder. Buna karşılık, doğa ile uyumlu, ucuz ve çevreci tesisler ile kamping ve benzeri işletmeler popülaritesini arttırır. 70’li yıllardaki bildiğimiz ‘’Hippi’’ hareketi benzeri kültür, merak, dinlence, eğlence odaklı sosyal turizm hareketleri ivme kazanır. Elinde yatı, otobüsü, arabası, butik tarzda yöresel mimariye odaklı işletmesi ya da mülkü olan girişimcilik ruhu gelişmiş turizmciler faaliyetine devam eder.
Çoğunuz bu yazdıklarımı kurgu bilim hikayesi gibi okudunuz, maalesef çok yakında (iddia ediyorum 2020 bitmeden) yeni dünyanın gerçekleri ve kuralları bunlar olacak! Bu kısıtlamalar nedeniyle fiyatlar artacak, haliyle talep azalacak.
Belki bugün Titanik gibiyiz, buz dağına çarptık, gemi ortadan ikiye ayrılmış vaziyette, yardım istiyoruz, ama hükümet “elimizden bir şey gelmez, başınızın çaresine bakın” diyor, sektör örgütlerinden oluşan orkestra neşeli şarkılar çalmaya devam ediyor, bizler ise çaresizlik içinde geminin batışını izliyoruz. Çünkü filika sayısı bırakın yolcuları, mürettebatı bile kurtarmaya yetmiyor. Ama merak etmeyin, daha önce de benzerini yaşadık, gerekirse kendi salımızı kendimiz yapar, bunu da atlatırız. Sonrasında hep birlikte yeni bir gemi inşa eder, yolumuza devam ederiz. Aynen büyük şair Nazım Hikmet’in şiirindeki gibi ;
Güzel günler göreceğiz çocuklar
Güneşli günler göreceğiz.
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar
Işıklı maviliklere süreceğiz…
Cemal Kızıltan
Kurucu Moderatör
TURSAPNET
Yahoogroups/Facebook
T : 53233144655
İyi günler, Herhangi bir mali sıkıntı içinde misiniz? Borçlarınızı gidermek için bir krediye mi ihtiyacınız var? Maliyenizi artıracak mısınız? Şirketini genişletmek isteyen bir iş adamı mısınız? Krediniz için gerçek kahraman, güven ve etkili kredi borç verme firması ile iletişime geçmeniz tavsiye edilir. Büyük verimliliğimiz için hem bireyler hem de hükümet tarafından tanınıyorum. HİZMETLER DAHİL: * Bireysel Krediler (Güvenli ve Teminatsız) * İşletme Kredileri (Güvenli ve Teminatsız) * Ev Geliştirme * Mucit Kredileri * Taşıt Kredileri vb. .. İlgileniyorsanız lütfen bize geri dönün E-posta: [email protected] Sertifikamız var, güvenilir, güvenilir, verimli, hızlı ve dinamik. Saygılarımızla, Bay Derek Douglas [email protected] 3% Mevcut ve garanti kredisi teklifi