Corona'nın en büyük darbesini hepimizin bildigi gibi, kesinlikle Turizm yedi diyebiliriz. Havayolu endüstrisi, otelcilik, seyahat... Dolayısı ile Avrupa'da ekonomisi yoğun olarak turizm odaklı olan İspanya, İtalya ve Yunanistan ise şu aralar kendisini kurtarabilme derdinde. Tabi ki bunun en büyük destekçisi olabilecek olan ise Almanya. Nüfusunun %75'inin "en az" yılda bir defa tatile çıktığını ve iyi de para harcadığını düşünürseniz, Alman Turist'in ülkemiz için olduğu kadar bu ülkeler için de ne kadar önemli olduğunu görmek zor değil. Son günlerde bu ülkelerin birden azalan hatta kesilen hastalık sayısının da nedeninin karantina olmadığını anlamak, hiç de zor olmasa gerek!..
ALMANYA, TÜRKİYE'YE OLAN UYARIYI NEDEN KALDIRMADI?
Öncelikle şunun bilinmesi lazım. Bir "seyahat yasağı" yok. Sadece bir "uyarı" mevcut. Yani isteyen gidebilir. Fakat Alman Turist bu tarz uyarılara çok dikkat eder ve çekinir. Ayrıca Alman hükümeti uyarıya rağmen gidenlere de bir daha yardımcı olmayacağını belirterek, aba altından sopa gostermeyi de ihmal etmiyor. Neden? Çunku ekonomisi dibe vuran bir Yunanistan varken, İtalya ve İspanya'nında o duruma gelmesi kendi cebinden çıkacak olan ekstra kurtarma parası demek. O yüzden, kendi ekonomisini canlı tutarak ve turizmde dönecek parayı Avrupa'dan çıkarmayarak aslında bir nebzede olsun Avrupa ekonomisini ayakta tutuyor. Tabi bunu yaparken "sağlık" bahanesi ile yapıyor.
ALMAN TURIST VE SEKTOR NE DUSUNUYOR?
Alman Turist en gözde sahillerini ellerinden aldıkları için hükümete kızgın. Sağlık bahanesine ise çoğu kişi inanmıyor. Çünkü İspanya ve İtalya'nin bu donemde aldığı darbeyi herkes yakından takip etti Avrupa'da. Ama ne yazık ki hükümet yetkililerinin tehdidini aşamıyor. Çünkü uyarıya rağmen giderlerse sendikalar işçinin arkasında duramayacağını ve işten çıkarılabileceklerini duyurdu. Alman Turistin çoğunluğu bu yazı şuan için Almanya'da geçirmeye karar vermiş durumda. Seyahat sektör temsilcileri "elde kalan turistinde" bu yaz en çok Türkiye'ye rağbet göstereceğinin farkında oldukları için hükümete baskı yaparak Türkiye, Tunus ve Mısır için uyarının kaldırılması için adeta bir savaş veriyor.
- ALMANYA'DA YAŞAYAN TÜRKLERDE DURUM NE?
Aslına baktığınızda gurbetçinin "sıla yolunu"nun önünü kimse kolay kolay kapatamaz. Fakat genel sorun olarak hükümetin ve sendikaların herhangi bir durumda onları yalnız bırakacağı tehdidi ağır basıyor. Dolayısı ile gurbetçilerin bir çoğu bu sene akraba ziyaretlerini sonbahara ertelemiş durumda. Yinede azımsanmayacak bir sayıda gurbetçi, Ağustos ayı (Tatil ayında) Türkiye'ye biletlerini Ege ve Akdeniz sahilleri için almaya devam ediyor. Tatil yörelerindeki rezervasyonlarını yaptırıyor. Bu sene özel villa tercihleri ise artmış durumda.
ALMANYA BIR CIKMAZIN ORTASINDA
Uyarıları kaldırmazsa kendi turizm endüstrisine bir darbe daha vurmuş olacak. İsten çıkarmalar artacak, işsizlik ödeneği sayısı artacak ve zincirleme gelecek olan diğer sosyal yardimlari yapmak zorunda kalacak. Bu da Alman devlet yöneticilerinin isteyeceği en son şeylerden birisi. Uyarıyı kaldırırsa da AB dahilinde yaralı İspanya ve İtalya'ya bir darbe de o vurmuş olacak. Tabi ki bunun karşı darbesi de kendi içlerinde olacaktır ki; hali hazırda İtalya ticari sınırlarda, İspanya ise Avrupa'nın tarındaki can damarı olarak Almanya'ya yaş meyve sebze ihracatında bunu hissettiriyor ve tehdit unsuru olarak kullanıyor.
Sonuç olarak AB'de turizm ekonomisi savaşı iyiden iyiye alevleniyor. Türkiye'nin, Almanya kiskacini ve baskılarını her yönden sürdürmesi gerekiyor. Hatta turizmde kendini pay sahibi gören her kesim buna destek vermeli... Alman seyahat endüstrisindeki beklenti ise Temmuz ortası itibari ile uyarının kalkacağı yönünde.
Güzel derleyici ve açıklayıcı olmuş.kalemine sağlık...