TÜGİAD’ın efsane başkanı DrAli Yücelen başarılı bir iş insanı olmanın ötesinde gerçek bir gönül adamı olarak sivil toplum çalışmalarına devam ediyor.
Sorunlardan şikâyet etmeyen, daima çözüm üreten, öneren biri olarak Anamur ve Türkiye üzerinden insanlığa katkıda bulunmaya devam ediyor.
Yücelen Vakfı ve Anamur Ticaret ve Sanayi Odası iş birliğinde yaşama geçirdikleri ANDO deniz otobüsü ile başladıkları Anamur-Girne seferini deneyerek günü birlik öğle yemeğine Kıbrıs’a giderken Anamur’da başladığı çalışmaların son durumunu görme şansımız oldu. Yanlış duymadınız, Anamur’dan öğle yemeği için Kıbrıs’a gittik, dolu dolu bir gün geçirip akşam da geri döndük…
Kıbrıs bir Türk adası, elbette Rum komşularla paylaşılan bir ada. Keşke Kıbrıs eskisi gibi İngiliz çıkarları için çıkartılan ENOSİS kavgasıyla bölünmeden kalabilseydi. Adada birbirini kollayan Türk ve Rum komşular da vardı, herkes kötü ve düşman değildi… Neyse politika başka sefere…
Öncelikle ANDO’dan bahsedeyim… Anamur’da yıllardır âtıl duran devasa bir iskele var, Ali Yücelen yıllardır içini kemiren bu iskele meselesini sonunda muhteşem bir formülle çözdü. İşin içine Anamur Ticaret ve Sanayi Odasını, Anamurlu iş insanlarını da katarak, Yücelen Vakfı ve ANTSO ve iş insanlarının ortaklığında ANDO’nun kurulmasıyla gerçek bir yerel kalkınma hamlesi yaptı. Şirket kara geçerse karın Yücelen Vakfı’nın payına düşecek kısmıyla neler yapıldığını ve yapılacağını anlatacağım…
ANDO’nun seferlere başlamasıyla beraber, başta adada öğrenim gören 50 bin öğrenci ve aileleri olmak üzere herkes rahat bir nefes aldı. Tertemiz bir deniz otobüsü, hızlı ve konforlu bir seyahat, bagaj limiti yok, 1,5,2 saat gibi bir sürede ulaşılan Kıbrıs… Yunan adaları harikadır, çok severim ama inanın Kıbrıs da ondan aşağı kalır bir ada değil… Pasaporta, vizeye ihtiyaç yok, yurt dışı çıkış pulu ödenmiyor… Ulaşımın maliyeti hep aynı ama kapı vizesi zaten 70 EUR, yurt dışı çıkış harcı 500 TL derseniz 85 EUR yapıyor ki iki kişi 170 EUR ile adada muhteşem bir tatil yapabilirsiniz…
Çok lezzetli restoranlar var, biz bunlardan birine gittik mesela, ArchwayRestaurant… Bangladeşli garsonlar çalışıyorlar, çok iyi İngilizce ve Türkçe biliyorlar, nazik ve ilgililer… Yemekler enfes, mezeler harika… Yemekten sonra sevgili Meliha ve Oya ile çıkarma plajına gittik. Türk ordusunun 74 Barış harekatında askeri birlikleri çıkarttığı bu nokta artık muhteşem bir plaj, Escape… Kişi başı 200 TL ödeyerek giriyorsunuz, otopark, şezlong vs tüm harcamaların dışında alkolsüz bir meşrubat dahil… 2 kişi 400 TL… Türkiye ile karşılaştırmayın lütfen… 1000 liradan başlayan otel seçenekleri var, üst rakam “sky is the limit” derler ya… Biz tatil yapmak için gittiğinizi düşünerek size Maraş’ın muhteşem plajlarını da tavsiye edelim… Kısacası Yunan adalarına gitmek isteyenler elbette gidebilir ama Kıbrıs’a deniz yoluyla gitme seçeneğini de yabana atmayın derim…
Yücelen Vakfı Anamur’u dönüştürüyor
Hep şikâyet ediyoruz ya, olmuyor, etmiyor diye, Ali Yücelen her şeyi devletten bekleyen anlayışa karşı oldu hep… Gücü yettiği kadarıyla eğitime, çocuklara, kadınlara destek oldu; şahsen kaç kere tanık oldum, ama sustum. Mahcuptur bu konularda, yaptıklarının reklamını sevmez. Bilmesi gerekenleri yeter ona.
Sonuçta aile büyüğü rahmetli Rüştü Kazım Yücelen’in anısını yaşatmak için okullara destek verdiler, okul kurdular ve eğitimi Yücelen vakfının ilk amacı olarak merkeze yerleştirdiler. Özellikle kız çocuklarının eğitimi için tüm olanaklar seferber edildi.
Başarılı öğrencilere verilen bursların yanı sıra kodlama, robotik, İngilizce gibi eğitimlerle dar olanağı olan ailelerin çocuklarına nitelikli eğitim veriliyor. Bunları yaparken Ali Yücelen yüksek enerjisiyle genç ve idealist çok değerli öğretmenleri de gönüllü olarak projeye dahil etmeyi başarmış… Gerçekten yüce gönüllü öğretmenlerle bu çalışmalar daha da etkili oluyor…
Karşılık beklemeden yapılan her iş gerçekten muhteşem verimli oluyor. Türkiye’nin ilk kendine özel mimari projesi olan Meslek Eğitim Merkezi (MEM) Anamur’da Rüştü Kazım Yücelen Meslek Eğitim Merkezi olarak örnek oluşturuyor. 69 yaşındaki bir aşçılık öğrencisinin, genç bir kızımızın elleri yağlı motor dersi alması ve sanayide çalışması gibi örnekler var. 1300’den fazla öğrenci bir yandan çalışırken bir yandan da diploma olanağına kavuştu. İçlerinden bazıları için artık üniversite diploması da hayal değil… Yeter ki istesinler…
Kadın kooperatifi de Neslihan Doğan başkanlığında Yücelen Vakfı desteğiyle yeni işleklerinde 3-4 aydır faaliyet gösteriyorlar. Yerel ürünleri işliyorlar, katma değerli üretime imza atıyorlar, Yücelen Vakfı da bu ürünlerin satışına destek oluyor. Anamur Kadın kooperatifi ve Yücelen Vakfı iş birliği, ürünlerine uygun fiyat bulamadığı için isyan eden, mahsulü caddelere döken çiftçilerimiz için güzel bir model. Yeter ki çözmek isteyelim, sorunlar birer bulmacadır.Anamour Natural, Yücelen vakfı tarafından kurulmuş, yerel ürünleri işleyen ve çok sağlıklı ve lezzetli atıştırmalıklar haline getiren bir meyve kurutma tesisi, çalışanların neredeyse tamamı kadın… Kazançları ise asgari ücretin çok üstünde…
Seyahatimiz sırasında muzuyla ünlü sahil kesimi seralarla kaplı görünen Anamur’un görünmeyen yüzünü keşfettik. Yoldan çıktık, öyle böyle değil 2 saat kadar derin vadilerden geçip Kara Manastır olarak bilinen bölgeye geldik. Anamur çok sıcak ama buradaki 10-12 derecelik buz gibi su ilaç oldu. Aslında Anamur’dan yukarı çıkan her yol harika sürprizlere gebe… Burası outdoor sporlarını sevenler için gerçek bir hazine… ElysiumGarden,sahilde denize girmekten ve deniz altını izlemekten hoşlananlar için efsane bir otel. Huzurlu, dinlendirici, bahçesiyle, odalarıyla, kütüphanesiyle tek kelimeyle kalınası bir otel. Otelin arkasındaki 1000-1300 metrelik sarp dağ ise rüzgâr durumuna göre yamaç paraşütü için güzel görünüyor.
Bu gezide harika bir bilgi ve muhteşem deneyimler kazandık… Bunlardan birisi de ProfDrMehmet Tekocak rehberliğinde yaptığımız Anemurium antik kenti turu oldu. Arkeologların gerçek bir özveriyle yaptığı kazılarda onların fedakarlıklarını gören Ali Yücelen kazı sponsoru olarak Yücelen Vakfı’nın bu kazılarda emek harcayan arkeologlar için hayatı kolaylaştırmasını sağlamış. Bilinen tarihi antik Yunan kavimlerine gidiyor ancak henüz bilinmeyen tarihinin Luvi’lere kadar indiği tahmin ediliyor. Atatürk’e de ilham veren Işık ülkesi insanları, Luvi ışık demek… Rivayetler muhtelif ama yöre insanında aslında bu kadim toplumun izlerini yakalayabiliyorsunuz.
Anemorium antik kentinin bazı binaları mozaikleri çok başarılı durumda. Nekropolis kısmında kimi tek göz odalı kimi 2 katlı, 5-6 odalı aile mezarları var. Varlık durumuna göre mezar odaları büyüyor, mozaikler, duvar resimleriyle antik sanat eseri haline geliyor. Hamam başta olmak üzere pek çok antik bina şu ana kadar ortaya çıkarılmış durumda. Binlerce yıl önce yapılan amfi tiyatro gayet iyi durumda. Tekocak hoca burada Yücelen Vakfı’na destekleri için teşekkür ederek Yücelen Vakfı Başkanı Dr Ali Yücelen’e bir plaket vererek sürpriz yaptı.
Anamur bundan 1900 yıl kadar önce Protogenes ile Anadolu’ya ilk olimpiyat madalyasının kazandıran kent aslında ve bu olimpiyat kayıtlarında mevcut… Bunu da bu gezide Tekocakhocamızdan öğrenmiş olduk. Antik kentin en güzel yanlarından biri de serin sularından denize girebilmek… Sahi siz hiç antik bir kentte deniz girip, deniz dibindeki sütunların peşinde kayboldunuz mu? Binlerce yıllık anılara daldınız mı? Tavsiye ederim…
Anamur başta olmak üzere bu bölge henüz her şey dahil sistemin tarafından kirletilmemiş bir bölge ve umarım asla burada o rezillik olmaz, en azından sıkma yeme şansınız hala var… Seralar turistik açıdan cazip görünmese de aslında seralardan uzaklaştıkça Toros dağları ile Akdeniz’in tonlarıyla zenginleşen bir Anamur var.
Anamur ve bu bölgenin doğal, kültürel, tarihsel envanterinin çıkartılması, turistik seçeneklerin değerlendirilmesi inanın yanı başındaki Alanya’dan çok daha yüksek katma değer sağlayacaktır. Benzerlerine başka ülkelerde tanık olduğumuz gusto, yöresel sanatlar ve lezzetler gibi ticari faaliyetlerinden de turizmden beslendiği, nitelikli turistin geldiği ve soyulmadan tatil yapabildiği bir seçeneği oluşturmak elimizde…
Kendi adıma Ali Yücelen’e, Yücelen Vakfı’na ve onlara destek olan, partner olarak yapılan projelere katkıda bulunan herkese Türkiye ve insanlığa bir umut ışığı oldukları için teşekkür ediyorum.