Turizmde Akdeniz Bölgesi'nde gelecek vadeden, Hem tarihi hem de kültürel varlıklarıyla dikkat çeken Mersin, diğer gölgelere göre ismi biraz daha az telaffuz edilse de Mersin gezilecek yerler ile özellikle de antik kentleriyle şaşırtıyor insanı. Bir taraftan deniz diğer bir taraftan da tarih kokan Türkiye'nin en zengin kültürler hazinesidir Mersin, daha siz şehir merkezindeyken başlıyor şehrin tılsımı ve ilk adımınızı
Bu gizemli Kent'te adeta Mersin'nin keşfine tanık olan ve sizleri ağırlamak için geçmişin bütün kapılarını açmış vaziyette sizi bekleyen Yumuktepe Höyüğü size göz kırpıyor.
Yumuktepe Höyüğü:Mersin şehir merkezinde, kolay ulaşılabilen bir konumda bulunan Yumuktepe Höyüğü, zamanda yolculuk yapmak isteyenler için ideal bir nokta. Tarihte birçok araştırma ve araştırmacının dikkatini çeken höyük, bölge tarihi konusunda da bilgi kaynağı oluşturuyor.
İngiliz arkeolog John Garstang tarafından keşfedilen Yumuktepe'de sürdürülen kazı çalışmaları, o dönem İkinci Dünya Savaşı'nın yaşanması nedeniyle bir süre durmak zorunda kalmış. Savaşın ardından Garstang ve ekibi kazılara devam etmiş. Ayrıca 1993 yılında İstanbul ve Roma üniversitelerinin ortak çalışmaları da olmuş.
Bugün höyükten çıkarılan birçok eser ziyaretçiler tarafından görülebiliyor. 23 tabakalı bir yerleşimin olduğu bilinen Yumuktepe, insanlık tarihi için önemli bilgiler sağlamış. Köklü bir tarihe ışık tutan bu bölgeye yakından tanık olabilirsiniz.Şehrin tarihine yaptığınız tanıklıktan sonra büyülü atmosferi ile şehrin göbeğinde bulunan Soli Antik Kenti Dorların şehrini ziyaret etmeden ayrılırsanız Mersin'e ihanet etmiş olursunuz.
Mersin'in Mezitli ilçesine bağlı Viranşehir semtinde bulunan Soli Antik Kentinin tarihi MÖ 700'lü yıllara uzanıyor. Dorların kurduğu ve halen ayakta kalan kalıntıların görülebildiği şehir, tarihten bugüne Soloi, Solipolis ve Pompeipolis isimleriyle anılmış.
İlk kez yerleşim yeri olarak kullanıldığı MÖ 700'lü yıllardan günümüze kadar birçok uygarlığın dikkatini çeken kent, Persler, Makedonya İmparatorluğu ve Selevki İmparatorluğu'nun egemenliğine girmiş.
SİT alanı olarak koruma altına alınan bu yerde 41 tane sütun, hamam ve su kemeri görülebilecek eserler arasında bulunuyor. Mersin ziyaretinde farklı bir deneyim için bu antik kent listeye eklenmeli ve geçmişi hissederek yaşamalısınız. Bir sonraki adımınız
Uzunca Burç Mersin'in Silifke ilçesinde 1,200 rakımlı Toros Platoları'nda bulunan Uzuncaburç Kalıntıları, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olmasıyla biliniyor. Asurlular, Hititler, Babiller, Lidyalılar, Romalılar, Bizanslar, Urartular ve Persler'in egemen olduğu bu kentte çok sayıda esere rastlamak mümkün.
Burası beni en çok şaşırtan, daha önce ne fotoğrafını ne de ismini duyduğum bir yerdi. Belki bahardan da olsa gerek, bir köyle iç içe olan bu antik kenti pek sevdim ben. Turistik anlamda yeni yeni ilgi görmeye başlayan antik şehir, oldukça canlı ve ilgi çekici yapılarıyla yakın gelecekte yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktalarından birine dönüşecek gibi görünüyor.
Birçok medeniyetin kültüründen izler taşıyan Uzuncaburç'ta, Tören Kapısı, Sütunlu Cadde, Zeus Tapınağı, Şans Tapınağı, Antik Ana Mezarlık, Tiyatro, Yüksek Burç ve Uzun Burç görülebilecek yapılar arasında. Geniş bir alana yayılan kaya mezarları ise görülmeye değer saklı hazinelerden biridir.Daha bu büyülü atmosferi üzerinizde atmadan karşınıza dünya'da eşi benzeri olmayan Adam Kayalar sizleri karşılıyor;
Adam Kayalar: Mersin'de Kızkalesi yakınlarında bulunan Adamkayalar, Şeytan Deresi Vadisi'nde yer alıyor. Vadinin dik yamacında, MS 2. yy'dan kalma kayaların yüzünde 9 niş içerisinde görülebilen 11 erkek, 4 kadın, 2 çocuk ve 1 dağ keçisi kabartması ziyaretçilerini büyülüyor. Bazı nişlerin alınlığında Roma kartalı kabartmaları da dikkat çekiyor.
Kaya kabartmaları ile kale, burç ve yerleşim yerlerinden oluşan kalıntılar bugün turistik bir çekim merkezine dönüşmüş durumda. Anadolu'da bu kadar kabartmanın bir arada bulunduğu başka bir yere rastlanmıyor. Dönemin ileri gelenleri ya da komutanların ailesi ve çocuklarının kabartmalarının minnet duygusu ile yapıldığı düşünülüyor.
MS 200'lü yıllara ait bu kabartmalar, ciddi tehlike altında. Define avcılarının hedefinde olan bölgede tahribat devam ediyor. Ulaşımın zor olması ve sahilden iç bölgelere giden yolların kontrol edildiği bir yerleşim yeri olan Adamkayalar, farklı bir deneyim için mutlaka görülmesi gereken saklı hazineler dizisinde yer alıyor,Adam Kayalara veda edip tarih'e ve Zeus' selam vermek istiyorsanız rotanızı Olba Antik Kenti'ne çevirmelisiniz.
Olba Antak Kenti
Eski Yunan'da Olba Krallığı'nın ticaret merkezi ve dini merkezi olan Olba Antik Kenti, Mersin'in Silifke ilçesi sınırlarında bulunuyor. Köklü tarihini günümüze kadar ulaştırmayı başaran bu kent, hala ayakta olan eseriyle görülmeye değer.
Uzuncaburç Kalıntıları'na 4 km mesafede yer alan, Olba'da su kemeri, çeşme binası, nekropol, tiyatro ve evler hala ayakta. Buranın en değerli eseri olarak kabul edilen çeşme binasının MS 193-211 yıllarında Septimus Severus döneminde yapıldığı biliniyor.
Bizans İmparatorluğu döneminde onarım gören su kemerleri ile kentte en çok ilgi çeken eserlerin başında kaya mezarı ve lahitler geliyor. Bazı oturma basamakları ve sahnenin bir kısmı ayakta olan tiyatro da görülmesi gerekenler arasında. Mersin'e bir gezi planı yapmaya hazırlanıyorsanız eğer, Olba Antik Kenti'ni ziyaret etmeyi unutmayın. Bu kentte sizi şaşırtacak çok detay saklı. Şehrin büyüsü ile ayrılırken yolunuzun üstünde bulunan Kan kırmızısı rengi ile heyecan uyandıran Kanlıdivane antik Kenti sizleri kendine çekecek;
Kanlıdivane:Mersin'in Erdemli ilçesine bağlı Ayaş mahallesinde bulunan Kanlıdivanenin geçmişteki isminin Kanytelis olduğu biliniyor. Tahminlere göre Helenistik dönemde bir yaşam alanı olarak kurulan kentten günümüze kalan eserlerin çoğu Roma-Bizans dönemine ait.
Kızkalesi yakınlarında olduğundan, burayı ziyaret edenlerin mutlaka rotasına eklediği Kanlıdivane, 60 km'lik bir çöküntü alan üzerine konumlanıyor. Kentin en büyük yapısı olan bazilika ve bunun dışında ve içinde bulunan kabartmalar hala net bir şekilde gözlemlenebiliyor.
Mersin'e yaklaşık 50 km uzaklıkta bulunan antik şehirde ortaya çıkan mekanların çoğunun zeytin işleme atölyesi olması, buranın tarımla ilgilendiğini kanıtlar nitelikte. Ayrıca Kanlıdivane'nin Akkale Antik Limanı ile bağlantısı olduğu da biliniyor.Şehrin sizde uyandırdığı heyecanınız yatışmadan kendinizi bir haç mekezinde bulmuş olursunuz,sizleri bekleyen Meryemlik Aya tekla Kilisesi Mağaranın mistik atmosferi ve tarihi geçmişiyle bu kilise kendini anlatmaya hazır bir şekilde sizleri bekliyor olacak
Aya Tekla Kilis:Meryemlik adı ile de tanınan Aya Tekla Kilisesi Mersin'in Silifke ilçesinde yer alan dini yapılardan biri. Hristiyanlığı yayma mücadelesi veren ve ilk kadın azize unvanını taşıyan Aya Tekla'nın isminin verildiği kilise önemli bir inanç merkezi.
Saint Paul'dan etkilenerek buraya gelen ve Paul'un öğrencisi olan Aya Tekla, bölgede bulunan mağaralarda ömrünün sonuna kadar Hristiyanlığı yaymaya çalışmış. Ölümünün ardından mağara, kendi ismine adanan kiliseye dönüştürülmüş.
Hristiyanlar için hac merkezi olarak kabul edilen ve bu nedenle çok sayıda yabancı turistin ziyaret ettiği kilise, konuklarını ağırlamaya devam ediyor.
İncil'de kendisinden müjdeleyici olarak söz edilen ve Hristiyanlar için çok önemli bir yere sahip olan St. Paul, Tarsus doğumlu. Mersin'in Tarsus ilçesi bu yüzden Hristiyanlar için kutsal yerlerden biri.
Geçmişte Kudüs'e hacı olmak için giden, yöreden geçen Hristiyanlarca ziyaret edilen ve suyu içilen St. Paul Kuyusu, Aziz Paul'un evinin bahçesinde yer alıyor. Tarsus'ta gezilecek yerler arasında bulunan bu kuyu, inanç turizmi için de önemli bir merkez.
Derinliği 38, çapı ise 1,15 m kadar olan kuyunun, Hristiyanlığı dünyada en çok yayan isme adanmış olması önemini artırıyor. UNESCO Dünya Mirası Listesine aday gösterilen bu yeri görmeden geçmeyin.
Daha sonra kendinizi kaptırmış olduğunuz bu yolculuğun bir başka durağı ise Kelenderis Antik Kenti olacak;
Kelenderis Antik Kenti
Tarihinin MÖ 1000'li yıllara kadar uzandığı bilinen Kelenderis Antik Kenti, Mersin'in Aydıncık ilçesinde bulunuyor. Anamur'a 52, Silifke'ye 80 km uzaklıktaki bu kentin kurucusunun Kilikya tanrılarından Sandon olduğu kaynaklarda geçiyor.
Antik kentte 1987 yılında başlayan kazılarda bulunan eselerin birçoğu Mersin Müzesinde görülebiliyor. Bölgenin en eski yerleşim yerleri arasında bulunan Kelenderis, aynı zamanda Aydıncık ilçesinin de eski ismi.
Bölgede bulunan definecilerin tahrip ettiği antik şehirde liman surları, tiyatro, sarnıçlar ve su kanalları görülebilecek kalıntılar arasında bulunuyor. Antik kent, son yıllarda artan ilgiyle dikkat çeken Aynalıgöl (Gilindire) Mağarası'na da çok yakın bir konumda ve bu Şehir hazinelerinin son halkası ise Bütün Kilikya Medeniyetlerine ev sahipliği yapmış Anemurium ile gezinizi taçlandırarak veda debilirsiniz;
Anemurium Antik Kenti:Anamur-Antalya karayolu üzerinde yer alan Anemurium Antik Kenti, aynı zamanda Mersin'in Anamur ilçesinin de isim kaynağı. Yılın her dönemi rüzgarın eksik olmadığı bu yer Rüzgarlı Burun anlamına geliyor.
Tarihin geçmiş dönemine yolculuk yapmak isteyenleri büyüleyen bu kentte Luviler, Arzavalar, Klikyalılar (Likyalılar), Kueler, Selefkozlar, Kızuvatnalılar, Hititler, Asurlular, Persler, Romalılar, Bizanslılar ve Araplar uzun süre egemenliklerini sürdürmüşler. En uzun egemenlik dönemi ise Türklerin olmuş.
Kentte hala yer yer izleri görülebilen surlar, üç adet hamam, tamamlanmamış antik tiyatro, yaklaşık 1000 kişinin oturabileceği büyüklükte inşa edilmiş gösteri salonu geçmişe dair izleri yansıtıyor. Ayrıca liman yolunda ortaya çıkartılan mozaiklerin bir kısmı müzede, bir kısmı ise antik şehirde görülebiliyor.
Her zaman gönül Rotanız Mersin olması dileği ile