İsrail’in İran’a beklenen saldırısı gerçekleşti…
Aslında ne güzel ABD-İran nükleer görüşmeleri takvimlerdeydi… Yani İran nükleer zenginleştirme çalışmalarında uzlaşma sinyalleri veriyordu. İsrail’in son saldırılarına görünüşü kurtaran ama ciddi bir etkisi olmayan etkisiz saldırılarla karşılık verip durumu kurtarmışlardı…
Neden peki?
Bu saldırı ile Netenyahu neyi çözdü?
Aslında Netenyahu içeride Gazze konusunda İsrail halkının da dünya ülkelerinin de tepkisini çekerken neden yeni bir cephe daha açtı?
ABD başkanı Trump tarafından verilen açık desteğin Netenyahu’yu şımarttığı çok açık.
Tabi bu arada İran saldırısı ile Ukrayna’nın Rusya’ya dönük saldırısı arasındaki teknik, taktik ve istihbarat benzerlikleri de dikkat çekici…
Ukrayna’nın böyle bir saldırıyı gerçekleştirme yeteneğinin tartışmalı olduğunu kabul etmek zorundayız… Acaba Rusya’ya büyük zarar veren bu saldırıda Mossad marifetiyle İsrail’in payı var mı? Saldırılardaki benzerlik ister istemez bunu düşündürüyor… Bu noktanın Rusya tarafından da itinayla incelendiğini var saymak lazım.
Bu iş nereye gider?
İran yine dostlar alışverişte görsün misali bir karşılık verirmiş gibi mi yapacak? Yoksa İsrail’e gerçek bir karşılık mı verecek göreceğiz.
İran elindeki terör kozunu eskisi gibi kullanacak durumda değil, İsrail bu anlamda kullandığı terör örgütlerini çökertti.
İran bu saldırıya karşılık verse de vermese de zor durumda kalacağı kesin.
Bu arada hala okumayanlar varsa, Amin Maulouf’un Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri kitabını okumasını tavsiye ediyorum. Bir yıl önce aynı coğrafyada yaşananlar bin yıl sonra da tekrar ediyor. Suudi Arabistan, BAE, Katar, Ürdün, Mısır gibi ülkeler resmen ABD/İsrail ile aynı safta… İran için dost sayabileceği Rusya ve Çin var…
Türkiye bu yaşananlardan en çok etkilenecek ülkelerden biri.
Sevgili Ali Çağatay, bu saldırının ardından yaşanacak olaylara ve özellikle İran’daki rejim karşıtlarının harekete geçeceği ve iç savaşın çıkacağına dikkat çekerken bu karışıklık nedeniyle Türkiye’ye milyonlarda İranlı’nın göç edebileceğine dikkat çekiyor.
Türkiye de Netenyahu’nun saldırısına tepki gösterdi ve İran’ın yanında resim verdi ama öte yandan Malatya’daki Kürecik radar üssü ile ABD ve dolayısıyla İsrail’e istihbarat desteği verdiğini de unutmamak lazım.
Bu arada Kuzey İran’daki Türklerin durumu, İran’ın Kafkasya’da Ermenistan’ı destekleyerek pozisyon almaya çalışmasını unutmamak lazım… Bunlar Türkiye’nin mesafeli desteğinin sadece bir iki basit nedeni… Neticede sınırları dışında rahat duramayan İranlı mollalar 50 yıldır izledikleri politikaların sonuçlarını yaşıyorlar.
Elbette İsrail saldırısını hiçbir İranlı’nın alkışladığını düşünmüyorum, ama sonuçlarından kaynaklanacak fırsatları da gözden geçireceklerdir.
Peki İran ne yapacak?
Bakın 1980 yılından beri İran’ı bizim siyasal İslam olarak adlandırdığımız, dini kullanarak siyasal ve ekonomik çıkar elde eden mollalar yönetiyor. Onlar siyasetçi ya da din adamı değiller aslında, pragmatik inanç tüccarları olarak terörü finanse ettiler. İran Irak savaşında kendilerine göre çok daha küçük bir ülke olan Irak ordusu ile başa çıkamadılar.
İran kağıttan bir kaplandır ve terör dışında ordusuna güvenerek savaşa filan giremez…
Ama İran’ın elinde öyle bir koz var ki, onu kullandığı zaman dünya kaosa sürüklenir: Hürmüz Boğazı…
İran’ın Hürmüz boğazını kapatması durumunda Pers körfezinde bulunan Suudi Arabistan, BAE, Katar, Bahreyn gibi ülkelerin ve Irak’ın Basra körfezinden yaptığı petrol sevkiyatı durur… Petrol fiyatları 150-200 USD seviyelerini bulur ve dünya çaresiz kalır.
Tabi bu durumda körfezi açmanın yolu İran’ı zorlamak olabilir ama o durumda İran saldıran değil saldırıya uğrayan olur. ABD donanması boğazı açmak için bölgeye gelir ama karşısında Rus ve Çin donanmalarını bulursa ne olur?
3. Dünya savaşı senaryoları yazmak istemiyorum ama İran ile ilgili içeriden karmaşa ile rejimin yıkılmaması durumunda mollaların iktidarlarını korumak için yapmayacakları şey yok diyebiliriz… Diplomasi kanallarının açık tutulması halinde ise bir ihtimal konu daha sakin aşılabilir. Ancak gelinen nokta gösterdi ki İsrail’in başına Netenyahu dışında, Ortadoğu’da barış adımları atabilecek biri gelmediği sürece İran İsrail meselesi kan davasına dönmeye eğilimli…