Zor zamanlardan geçiyoruz. Insan böyle durumlarda ya okuyor ya izliyor ya da yazıyor. Uzun zaman olmuş yazmayalı malum. O kadar özlemişim ki gezmeyi, gezdirmeyi, ilk aklıma gelen yeri, belki de en çok özlediğimi yazmak istedim. Hep hayıflanıyordum neden gezdiklerimin kıymetini bilemedim diye. Ama gözlerimi kapattığımda sanki oradaymış gibi hissettiğime göre çok da boş gezmemişim diye düşündüm. Ohrid gölünü besleyen Sveti Naum gölündeki su şırıltısı ve berraklığı geliyor aklıma, bir de o muhteşem doğası. Cennet böyle bir yer olsa gerek. Insanın aklına gelince bile böyle oluyorsa siz tahmin edin gerçeğini yaşayınca hissettirdiklerini. Motor sesi yok, sadece kürek sesi. Prespa gölünden ohride kaynak olan suyun çıkışını görmek, buz gibi suyunu içmek, üstüne bu doğanın bir parçası olmak insana huzurdan başka ne verebilir ki?
Fotoğraf: Derya Binen Maruldalı
Ilk aklıma gelen Sveti Naum olsa da Ohrid'in yeri başkadır benim için. Büyük konakları, abbaraları, muhteşem korunaklı kalesiyle içinde hayat olan bir tarih gibi insanı zaman makinasına dahil ediyor. Bunu sadece görsel olarak söylemiyorum. Eskiden var olan şeylerin hala yaşatılıyor olması da bunu destekliyor. Mesela Kemikler Körfezi olarak bilinen müze köy 1200'lü yıllardaki yaşamı bizlere anlatıyor. Gölün üstündeki bu köy eskiden düşmanlardan ve vahşi hayvanlardan korunmak için kurulmuş. Eski yapıya sadık kalınarak müze haline dönüştürmüşler. Beni tarihe salan şey hep gözümde canlandırıp o dönemi yaşamamdandır; o zaman gezilen yerlerin sadece bir taştan, kerpiçten veya kamıştan ibaret olmadığını anlarım. Daha çok hayal kurarım. Siz de benim gibi dalış tutkunuysanız hemen bu köyün yanı başında arkeolojik kalıntıları görebilmek için gölde tüplü dalış yapabilirsiniz. Başlı başına ayrı bir dünya olan dalışla unutulmaz anılar biriktirebilmek için efsane bir fırsat.
Fotoğraf: Dilek Yaptı
Bir diğer geçmişe yolculuk ise; M.Ö. 2000 yıllarında Çin'de uygulanan teknikle kağıt üretiliyor olması hala eski binaların birinde. Sadece su, talaş ve pamuk kullanarak inanılmaz nostaljik kağıtlar yapılıyor. Hatta bununla da kalmıyor, modern matbaacılığın atası sayılan ve 15. yy'da hareketli parçalarla yazı baskısını Avrupa'da başlatan Johannes Gutenberg'in baskı makinesinin bir kopyası da bu dükkanda. El yapımı kağıtlar üstüne çeşitli baskılar da anında yapılıyor. Ara sokakları dolaşırken böylesine orijinal bir atölye görmek insanı mutlu ediyor. Sadece kağıt değil aynı zamanda Ohri gölünden çıkan balık pullarıyla imal edilen inci de Ohri'nin çoktan simgesi olmuş durumda. Çok eskiye dayanan bir zanaat olmasına rağmen meşhur olması da tamamen bir kadın sayesinde. Kraliçe Elizabeth 1975 yıllarında Ohrid' i ziyaret ediyor ve Yugoslavya Devlet Başkanı Tito'nun onun için hazırlattığı kolye hediyesi ile artık tüm dünya duyuyor Ohri Incisini. Çok orijinal ve özel olabilecek iki değerli armağanla dönülebilir ömür boyu saklanabilecek.
Fotoğraf: Dimitar Peroski
Damak zevki önemli
Bir şehir veya kasaba istediği kadar güzel ve özelliği olsun eğer sağlam ve özel bir şey yiyemiyorsanız bir tarafınız hep eksik kalır. Bu eksikliği Makedonya'ya özel pleskavica (kaymaklı köfte) tamamlıyor kesinlikle. Yanına alkolsüz tercih ederseniz borovnitsa (yaban mersinli meyve suyu), alkollü ise Makedon birası olan skopsko içebilirsiniz. Bunların üstüne o şehrin geceleri de güzelse ohh keyifler yerinde. Makedon gecesindeki keyifli sohbetler, yöresel müzik şöleni, hele ki müziklerde size ve kültürünüze dokunan ezgiler de varsa, yöresel erik rakısı veya şarabı da bunlara eşlik ediyorsa bence 10 puanlık bir gezi yeri. Bunların da en güzel gerçekleştirildiği yer kesinlikle Ohrid.
Fotoğraf: Atilla Recep
Atamın yürüdüğü yol
Ohrid'e çok yakın mesafedeki Bitola da vazgecilmezlerimden. Diğer adıyla türkülere konu olan Manastır. Belki burayı özel kılan şey gördükçe gururlandığım bir yazıdır "Türkiye Cumhutiyeti'nin yaratıcısı ve ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk 1899 yılında askeri idadiyi bu kışlada bitirdi", belki de atamın yürüdüğü Şirok Caddesinde yol alırken kafamda dolaşan bir aşk hikayesidir, ya da sadece manastırın içindeki çeşme arayışımdan, kim bilir. Bazen sadece tek bir anı güzelleştirir o şehri, her defasında yeniden gelmek istersin ya da yeni anılar biriktirmek için heyecanlanırsın. Bazen de arka sokaklarına girip kaybolmak istersin o şehri hissetmek ve yaşamak için. Bunlardan sadece biri, belki de hepsi beni buraya çeken.
Fotoğraf: Dilek Yaptı
Yerinde görüp tadın
Makedonya'nın her mevsimi güzel ama özellikle Eylül'de gitmişseniz ve şarap müptelasıysanız mutlaka Tikveş bölgesini görün derim. Yerinde görüp yerinde tatma tutkusu sadece bana has bir şey olamaz değil mi? Kavadarci şehrinde 1964' ten bu yana hem karnaval gibi bir bağ bozumu yapılıyor hem de şarapları yerinde tatmanız muhteşem oluyor. Bağbozumu kralı ve kraliçesi seçilerek onlar eşliğinde karnaval geçidi düzenleniyor ve şaraplar eşliğinde eğlence sabaha kadar devam ediyor. Buarada Tikveş denince akla hep ayran ve yoğurt markası gelir. Bu bölgeyle yakından da bağlantısı var. Çünkü Vardar nehri ve Tikveş Gölünden kaynaklanan verimli araziler var bu bölgede ve üzüm bağlarıyla oldugu kadar hayvancılıktan ötürü yoğurt ve sütüyle de ünlü bir bölgedir. Tikveşli markasının kurucusu da bu bölgelerden göç etmek zorunda kalmış Vardarlı ailesidir. Tabi daha sonraki dönemde Sabancı şirketine devredildi bu marka. Belki de Balkan coğrafyasını sevmemin nedeni hep bizimle bir bağlantısının olmasıdır. Nereye gitsem memleketime değinecek bir konu mutlaka bulmam da bundan sanırım.
Fotoğraf: Tikvesh Grape Festival
Bir doğa harikası ile başlayıp başka bir doğa harikası olan Matka Kanyonu ile yazımı tamamlamak istiyorum. Çünkü sevdiklerime sarılmanın yanında en çok doğada olmayı özledim. Enfes bir manzarada yürüyüş yapmayı, kano yaparak güzel manzaralardan geçmeyi, ya da sadece nehir kenarında oturup kahve içmeyi ve kanyonu seyretmeyi, kanyona yürürken ağaçlarla kaplı yolda tezgahtaki satıcılardan siyah erik, ahududu, böğürtlen veya mısır filan alıp yemeyi özledim. Ortamın huzurunda sadece derin bir nefes almayı...
Peki ya siz gözlerinizi kapattığınızda nerde olduğunuzu hayal ediyorsunuz?
Fotoğraf: Gözde Gezgin
Gülci yaşamak istedigim hayatı yaşıyor ve rehberlik ederek yaşatıyorsun ne güzel
Çok gitmek isteyip de gidemediğim yerler..Ama o kadar güzel anlatıp tasvir etmişsin ki görmüş gibi oluyor insan.Güzel bir yazı emeğine yüreğine sağlık.Çok başarılı bir rehbersin.Seninle 2 haziran Tunceli Kemaliye turundaydım.Gerçekten çok başarılısin.Bence gezmek seninle güzel.Bilgi dolu ve eğlenceli.Eee daha ne olsun.Sevgilerimle Gülcancığım.
Harika bir gezi yazisi olmus canim benim seninle gurur duyuyorum...
Gerçekten güzel yerlerdi.tekrar gitmek isterim.Ama rehber olarak Gülcan Akdoğan yanı sen ve tur Neva tur olursa,birde tur sahibi Belgin hanım olursa.Biz çok memnun kalmıştık balkan turundan herkese selam sağlıkla kalın
Makedonyayı gezesin geldi. Bizide makedonyaya götür :)
Anlatimin sayesinde yeniden gitmis gibi oldum.. Diline yüreğine saglik arkadașim
Oldukça başarılı bir gezi yazısı
Ne guzel anlatmışsın. Gezdim adeta oralarda. Ama eminim ki senjnle gezmek ennnnnn keyiflisi
Alkışlıyorum seni canım maşallah
İyi bir rehber olduğun kadar iyi de bir yazarsın canım. Tebrik ediyorum. Ayrıca anlattığın bu güzel yerlere, anlatımınla gitmiş kadar oluyorum. Teşekkür ederim. Başarılar.
Bilgili,eğlenceli rehberimiz Gülcan Akdoğan’la yaptığımız Balkan gezimiz çok keyifliydi.Başka turlarda buluşmak dileğiyle bu harika yazı ile bizi oralara tekrar götürdüğün için teşekkür ederiz.
Gezip görmeyi cok istedigim yerlerden biri, yazinizi bir solukta okudum Gülcan hanim, yüreginize ve emeginize saglik!
Zihnine, hayaline saglık Gülcancım,kendimizi kilometrelerce uzaktaki bu cennette hissettirdin bize. Anlatımın ve anlattıkların hiç bitmesin isteği uyandırdı okurken. Daha çok gez, gör ve bize daha çok anlat keşfedilmemiş bu güzellikleri.
Cok teşekkür ederim yanlislikla yorumu begenme tuşuna bastim ama yorumun oldukca tesvik edici
Gezilecekse seninle gezilmeli. Çok yakında bol bol gezmeli , muhabbetli günler bizim olsun .Kalemin dert görmesin devamını istiyoruz
Tebrik ederim Gülcan hanım Çok güzel ve akıcı bir yazı olmuş, bu yazıyı okurken gitmiş kadar oldum ve bilmediğim bazı yeni şeyleri öğrendim. Araştırma için güzel ipuçları edindim. Kalemize ve yüreğinize sağlık.
Makedonyayı bize yaklaştıran güzel yazı ve güzel fortoğraflar..
Klavyene tıkırtı parmaklarına sağlık diliyorum arkadaşım çok güzel yazmışsın oradaymışız gibi hissettirdin bize şu karantina günlerinde
3 4 dakikalığına bizi aldinnnnn götürdün Makedonyalara. Gezip görmek guzeldir ama yemekleri tatmak bi baskadir. Kaymaklı koftenin tarifine hemen bakiyorum
Anlatı*** yerlere gitmeden bile hissettirmek muhteşem kalemine sağlık
Ohri gerçekten cennetten bir köşe, Umarım göl civarında turizm sebebiyle oluşan girişimler engellenir.
Sevgili Gülcan Akdoğan,rehberliğinde gezdiğimiz muhteşem yerler,anılar,kahkahalar tüm güzelliğiyle can***dı kafamda ,çok teşekkürler,sevgiler.yeni yerlerde buluşmak dileğiyle,yada kim bilir belki yeniden bir Balkanlar gezisinde...
Bayıldım bayıldım bayıldım !!! Hep gitmek istediğimiz bir yerdi, en kısa zamanda, süreç tam anlamıyla normale döndüğünde ilk yapacağımız iş bu olacak . Kalemine sağlık Gülcan ablacım
Bizim için harika bir geziydi. Eşsiz doğa , tarih ve kısa sürede kuru*** dost ilişkiler ... Bir de güzel bir rehber ve rehberlik ! Daha ne olsun !? Teşekkürler Gülcan ✨