Turizmin çok sektörlü yapısıyla oluşan Endüstriyel ilişkilerin özel bir şekilde 'koordine edilmesi' ihtiyacı, sürekli olarak çözülemeyen bilmeceler yaratmaktadır. İşte, 2000'lerde palazlanmaya başlayan Türk Turizmine yepyeni bir elbise giydirmek üzere yapılmış olan 2023 Stratejisinin ana amacı budur. Turizmin tüm yapısal sorunlarını çağdaş yaklaşımlarla bağdaştırmak, yepyeni prensiplerle artık küçük gelen kabuğu değiştirmek!
Mart 2007'den beri tam 100 Aydır Resmen geçerli olan Ulusal Stratejimizde, Anadolu'nun turizm değerlerinin planlama yaklaşımlarıyla nasıl devreye sokulacağının ötesinde, söz konusu 'koordinasyon' prensipleri Kamu ve Özel İşbirliği' sayesinde, nasıl yeniden kurgulanarak yönetileceğinin ana hatları açıkça ve net olarak belirlenmiştir. Devlet Stratejisinin örgütlenme modeli' ise tereddütsüz olarak Yerel Konseyler Zinciri'dir
Son yıllarda konuşulamaya başlanan 'turizmin yapısal sorunları' tam 8 yıl yıl önce yerine oturtulacak ve hep el yordamıyla kendiliğinden gelişen turizmin, Planlama yoluyla dizginleri ele alınarak yönlendirilebilecek idi. Ama 'basireti bağlanan' Kamu ve Özel Ortaklar, açık bir şekilde beliren hayati bir ihtiyaca uygun olarak geliştirilen Stratejik Atılımın, kurgulanan uygulama düzenine uzun yıllardır bir türlü uyum sağlayamamıştır.
Dikkat edilirse, artık gelişen boyutlarıyla turizm tüm ülkenin 'gözbebeği hükmünde' önem verilen ve herkesin yanında olduğu, hiç kimsenin karşısında durmadığı bir olgudur. Fakat 'plansız çarpık gelişme' sürecinin artık sorunları da açıkça su yüzüne çıkmış olmasına rağmen, hatta krizlerin aşılmasına çareler ararken bile adı dahi anılmayan bir Resmi Belge, ne işe yarar? Oysa Stratejimiz, Dünya çapında bir Lokman Hekim Reçetesidir.
Oluşan bu çelişkileri irdelemek ve hala idrak edilemeyen Turizmin gerçek boyutlarını sergileyerek, turizmin düğümlerinin çözülmesine katkıda bulunmak üzere, 40 Yıllık bir Makro Turizm Tablosu' üzerinden piyasayı aydınlatıcı yorumlarımızı tekrar özetliyoruz. Turizmin sorunlarının çözülmesine niyet edilmesine ve Ulusal Strateji üretilmesine rağmen uygulanamamış olmasının ardında, eskimiş Köhne Zihniyetler yatmaktadır.
RAKAMLARLA TURİZMİN 40 YILI NELER ANLATIYOR?
Daha önceki makalelerimizde sürekli işlediğimiz 'turizmin ulusal boyutunu yansıtan' Makro Ar-Ge arşivini yeniden gözden geçirerek, çok özet bir 'turizmde büyük resim tablosu' çalıştık ve bunun üzerinden kısa yorumlarla durumu özetliyoruz. Turizmin geçmiş 30 ve gelecek 10 yılını net olarak, karşılaştırmalı gösteren tabloda en çarpıcı konu, önümüzdeki 10 yılda geçmiş 30 yıldaki gelirler kadar bir performans potansiyelidir.
Sürekli gelişen ve yaygınlaşan turizm, böyle bir zemine oturmuştur. Ancak artışların yüzdelerinden de kolayca görüleceği gibi, gelişme hızı ve randımanı sürekli düşmektedir. Stratejik atılımın temel işlevi ise, bu gelişme içinde her şeyin olabildiğince düzenlenmesinin sağlanması ve gelirlere yansıyan verimin artırılmasıdır. Diğer bir deyişle; 100 Aydır uygulanmayan Stratejinin yol açtığı kayıplar, gelecek 10 yılda kurtarılabilecektir.
Halen 17 Yıllık bir perspektifte başlatılan 2023 Stratejisinin, bugün tam yarı dönemine gelinmiştir. İptal edilmediği sürece geçerli ve 'yasal olarak zorunlu uygulanması gereken' Strateji, güncellenerek yeni bir atılımla devreye alınabilirse, hem turizmin müzmin sorunları çözülebilecek, hem de muhtemel kayıpların büyük bir bölümü kurtarılabilecek durumdadır. Önümüzdeki aylarda, bu konuya odaklanılması gereklidir.
Diğer yandan turizm adına gelir olarak bilinen ve konuşulan rakamlar, sadece TÜİK'çe 3 yıl önce %15 artırılan haliyle ilk bölümdeki Resmi döviz girişi verileridir. Oysa WTTC verilerinin gösterdiği gibi, bu veriler aslında %10 daha yüksektir. Bunun da ötesinde, turizmin hep ihmal edilen ve dövizler dışındaki yaratılan ekonomik hacimleri de, gerçekte turizmin bilinen rakamlarından 2,5 kat daha fazla katma değer yarattığını gösteriyor.
TURİZMİN DÜZE ÇIKMASI İÇİN GEREKENLER BASİTTİR
Turizmin tamamen tek başına üvey evlat misali kalan, hep ihmal edilmiş olan çok verimli bir üretim endüstrisi olduğunu idrak edemeden 'gerçekte Milli Gelire %10 katkısı varken bunu sadece %3 olarak görüp sevinen' ve 'sorunlarını da çözemeyen bir zihniyette olduğumuzu' artık açıkça görmeli ve anlamalıyız. Bu yıl talep düşmesiyle açığa çıkan sorunlar, aslında yıllardır ihmal edilmiş olan düzensizliğin doğal neden ve sonuçlarıdır.
Bu bakımdan 'turizmin son 10 yıl içinde sürekli derinleşen krizler içinde yaşadığını' rahatça ifade edebiliriz. Tedbir ve çözüm için, yapılan konsültasyonla yazılan Lokman Hekim Reçetesini de kullanamamış olan yapıda, elbette sorunlar kendiliğinden düzelemez. Fakat son günlerde piyasanın 'Yeni sihirbaz Bakan bekleme' psikolojisi çok ilginçtir. Zira son Bakanlar (görevleri gereği) Stratejiyi uygulasaydı, kriz fazla yıkıcı olmazdı.
Turizmde çok sayıdaki verimlilik unsurlarının hassasiyetle ve kararlılıkla yönetilmesi gerektiğinden, sürekli olarak problemli durumların da halledilmesini mümkün kılan özel ve verimli bir 'örgütsel yönetişim yapısı' gerekmektedir. Her yörenin kendi içindeki detaylı sorunlarının da, hem yerel ve hem Ulusal planda hızla çözümlenmesi ve sürekli sağlıklı gelişim ortamı yaratılması ihtiyacı vardır. Yeni düzen bunu çözecektir.
Mevcut haliyle hiyerarşik ve Merkeziyetçi bir dikey yapıda hızla koordine edilemeyen yönetsel işlemler, özel olarak 'bölgesel turizm yönetimi' prensibiyle ve alt sektörlerin yatay yapıda işlevlere kavuşmasıyla, çok daha etkili bir tepki ve koordinasyon mekanizması işlerliği söz konusudur. Bu bakımdan, yakın geçmişten ve mevcut durumdan gerekli dersler çıkartılarak, yeni Stratejik ortam geliştirilmeli ve buna hızla uyum sağlanmalıdır.
Yeni Hükümetin kurulması ve Bakanın göreve oturması bile beklenmeksizin, hızla 2023 Stratejisi Prensipleri üzerinde mutabakat sağlanarak 'ortak akıl destekli yasal gereklilik' olarak Stratejinin güncellenmesi ve hızla yürürlüğe sokulmasına kimsenin itirazı olamaz. Zaten halen başka bir seçenek de yoktur ve böylesi bir 'toparlanma hamlesiyle' gelecek 10 yıl sürecinde kendine gelecek turizmde, gerçek atılımlar mümkündür.
Tablodaki son 10 yılın %4,4 olan yıllık ortalama performansının, Stratejik Prensiplerle hızlı toparlanma eylemi haline dönüşmesiyle gerçekleşebilecek %10'luk bir düzeye çıkarılabilmesi halinde, bu gidişle kaybedilecek olan toplam 180 Milyar$'lık ek gelir kazanımı ve 85 Milyar$'lık yıllık gelir hacmine erişilebilir. Genç Türk turizminin yakın tarihinde bu yüksek performanslar yaşanmıştır ve Planlı hamleler sayesinde de hayal değildir.