Türk Turizminin 1970'lerde başlayan ve bu dönemde 50 Yıla yaklaşan maceralı yaşamında, çok somut tıkanıklıklar ve atılım hamleleri yaşanmıştır. Bunlardan en ilginç olanı ise 1.Hamle olarak hala efsane gibi konuşulan ilk yıllarda kimsenin yüzüne bakmadığı turizm yatırımlarının' Özal Tedbirleriyle Altına Hücum gibi bir atılımla 15-20 yılda sıfırdan yola çıkılarak yaratılan turizm altyapısı' gelmektedir. 1970-80 arasında Antalya'da inşaata hazır olarak yatırımcı bulamayan Sheraton ve Falez Otelleri gibi örnekler yaşanmış ve sonrasındaki teşviklerle 25 Bin yatak planlanmış Kemer Bölgesinde hızla tesisler açılmıştır.
Bu dönemde Devlet yönetiminde etkili bir araç olan 5 Yıllık Kalkınma Planlarında özel bir yeri olan ve önem verilen' turizmde, buna paralel olarak bizzat Bakanlıkça 1970'lerde başlanmış olan Bölgesel Fiziksel Planlama çalışmaları da 'tüm Anadolu'da turizmin gelişmesine yön verecek batı tipi bölge planlaması' çabalarıyla' bezenmişti. Dünya Bankasının da teknik destekler verdiği planlama çalışmalarında öne çıkan Kemer Bölgesinin altyapısı için verilen (bugün büyücek bir otelin yatırım bedeline eşit değerdeki) 25 Milyon Dolarlık kredi ile, bu yıllarda Ulusal çapta ciddi sansasyonel etkiler yaratılmıştı.
Fakat söz konusu 45 yılı 3 dönemde ele alırsak; Başlangıç Dönemi olan 1970-1985 yıllarında turizmin çarkları 1.Hamle ile dönmeye başlamış' ve Gelişme Dönemi olan 1986-2000 yıllarında da Türk Turizmi rüştünü Dünya çapında kanıtlamış bir Endüstri' haline gelmiştir. Yakın Dönem olarak ele alınması gereken 2001-2015 yıllarında ise gerekli tedbirlerin şiddetle ihmal edilmesine paralel olarak' çok ciddi bir gerileme ve verim düşüşü yaşanmıştır. Son Dönemde ise yaşanan çok ilginç bir gerçek' hala idrak edilememiştir; Hızla ve Altına hücum telaşı içinde planlama unutularak' yaşanan gelişme döneminde su yüzüne çıkan sorunları aşmak üzere Turizmde 2.Hamle atılımı' başlatılıp 2004 Başında resmen yürürlüğe sokulmuştur.
TÜRK TURİZMİNDE 2.HAMLE SÜRECİ
Turizm Bakanları içinde ilk ve tek olarak iki kez Bakanlık görevine gelmiş olan Erkan MUMCU daha önceki yıllarda niyet ve kulis çalışmalarına' başlanmış olan 'Türk Turizminde 2.Hamle 2004-2010 Dönemini' 11 Ocak 2004'teki yeni Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan'ın açılış konuşmasıyla Resmen başlatılan somut bir Hükümet atılımı sergilenmiştir. Ekte görsel özeti' verilen bu söylemdeki kilit mesaj 'Turizmin Türkiye'nin gerçek yüzü olarak bütün renkleriyle birlikte insanlık tablosunda ışıl ışıl parlaması' ve ülke kalkınma hareketinin öncü güçlerinden biri olması' en büyük dileğimiz ve Umudumuzdur' olarak ilk kez turizmin önemi ve ciddi Devlet hedefleri vurgulanmıştır. Günümüz itibariyle 13 yıl öncede kalan ve turizmde tarihi bir adım olan bu atılımın, turizmin balık hafızalarında bile yaşamıyor olması çok acı bir Ülke gerçeğimiz' olarak ders alınmak üzere altı mutlaka çizilmelidir.
Bu atılım paralelinde Bakan KOÇ Döneminde 3 yıl boyunca Bakanlığın yoğun çalışmalarıyla hazırlanan 'Türkiye Turizm Stratejisi' ayrıca Yüksek Planlama Kurulu imzasından geçirerek' ilk kez Turizme Planlama çerçevesi ve desteği veren bir Hükümet Kararnamesi hükmünde, Resmi Gazetede yayınlanarak Mart 2007'de fiilen devreye sokulmuştur. Söz konusu milli strateji'nin 2007-2023 yıllarını kapsayan 17 yıllık perspektifte, 3 aşamalı dönemsel Eylem Planları' sayesinde 10 Miyar Dolarlık yıllık dış turizm gelirleri'nin 86 Milyar Dolar düzeyine çıkarılması hedefine paralel olarak, tüm yurt çapındaki Bölgesel destinasyonlarda turizmin temel gelişme perspektif ve altyapı hedefleri' Ulusal Koordinasyon gözetilerek nasıl yürütüleceği hedeflenmiş ve tariflenerek sergilenmiştir.
Fakat Milli Stratejinin devreye girmesinden' 3 ay sonra göreve gelen ve 65 aylık en uzun Bakanlık görevi yapan' Ertuğrul GÜNAY döneminde, Stratejinin 2007-2013 yıllarını kapsayan ve 172 başlık içeren 7 yıllık 1.Eylem Planı %15 performansla bitmiş ve yeni dönem Eylem Planı da yapılmamıştır. Günay sonrasında göreve gelen Bakanlar olarak Çelik-Ünsal-Avcı' dönemleriyle de geçen son 4+ yıldır turizm stratejisinin henüz dönemini tamamlamasına 7 yıl olmasına' ve son krizlerle de acil çözüm olarak ihtiyaç bulunmasına' rağmen, aktif gündeme gelememesi ise fiili bir kaos durumu' yaratmaktadır. Özellikle 2010 başından itibaren 'Ulusal Turizm Stratejimizin gönüllü medya avukatlığını şahsen üstlenerek' bu konuda yazılan güncel yorumları içeren Piyasa Makalelerimde' bu dönemin gelişmeleri detaylı olarak yorumlanmıştır.
Ancak söz konusu dönemde Krizler Sonrası' olarak ele alınması gereken son 18 Aylık son kesit gelişmeleri, apayrı bir önem arz etmektedir. Zira Aralık 2015 itibariyle Uçak Krizi ile birlikte' göreve gelen Bakan ÜNAL'ın 'yıllardır uygulanamayan Milli Stratejimizi revize ederek krizi faydaya çevirmek' yönündeki niyet ve beyanlarının, görevdeki ilk 100 günü itibariyle gerçekleşemeyeceği' tespit' edilerek, bu dönemi kapsayan 5 Makalelik seri yazımız, Mart başında 2016 yılına geçmiş olsun' yorumumuzla noktalanmıştır. Öte yandan, 2016 yılında göreve gelen Bakan AVCI'nın da önceki dönemdeki gelişmeleri görmezden gelerek' turizmi yüzeysel bir yaklaşımla ele aldığını görerek, Ağustos 2016 itibariyle verdiğim Yol Planı ile 6 Aylık kış döneminde Stratejinin revizyonuyla 2017'nin kurtarılması' önerim de itibar görmemiş ve nihayet Kasım 2016'da yapılması niyetlenilen stratejimizin masaya yatırılabileceği son şans olan' Turizm Şurası da gerekçesiz olarak iptal edilince' turizm de fiilen kaderine terk edilmiştir.
Turizmde ÇAĞDAŞ Formül: { Turizm STRATEJİSİ + Yerel KONSEYLER = Yönetilebilir PERFORMANS } tır! Son 10+ yıldır UNWTO Dünya Turizm Örgütü tarafından tüm dünya hükümetlerine tavsiye edilen' Planlı Destinasyon Yönetimi Modeli ise, Türkiye Turizm Stratejimizin ANA Yerel Örgütlenme Düzenidir.
BASİRETİ BAĞLANAN TURİZMDE BÜYÜK RESİM
Makalelerimde analiz-sentez-yorum-öneri' yöntemiyle sürdürülen Makro Turizm Araştırmacı Yazarlık Misyonumda, sürekli olarak günlük olayları magazin basını olarak ele alan Turizm Medyasının' ötesinde ve ağaçlara toslayarak yaşam savaşları veren turizme Ormanın Bütününü anlatabilmek' yaklaşımıyla sürdürülen çalışmalarda, büyük bir verimsizlik ve uyumsuzluk süreci yaşanmıştır. Bu durumun temel nedeni ise 'Çarpık Zihniyetler' olarak tariflenerek, kamusal yararları hiç gözetmeyen bencil davranışların rasyonel düşünceden uzak tasarrufları' nedeniyle, çok sektörlü bir endüstri olan turizmde hayati önem taşıyan uzlaşmacı ortak kararlar ve atılımların' hiçbir boyutta yaşanamadığı görülmektedir. Piyasa uygulamalarında herkes turizmin yanında söylemler vermekte, fakat özellikle STK'lar nezdinde hiçbir somut adım atılamamakta' ve aynı sektördeki kardeş STK'lar bile düşmanca kamplara ayrılmıştır.
Söz konusu gelişmelerde özellikle bir yörede turizm ne kadar gelişirse, büyüyen pastayı kapışan rakiplerin o kadar fazla agresifleşerek uyuşmazlıkların ve çelişkilerin daha fazla arttığı ve çözümsüz hale dönüştüğü' görülmektedir. Lafa gelince hepimiz aynı gemideyiz' yorumlarının duyulmasına rağmen rotası ve kaptanı belirsiz teknelerde yaşanan çok detaylı çıkar çatışmalarının' çözümsüz sonuçları, sürekli olarak Ulusal Ekonomiye artan verimsizlik ve zarar olarak yansımaktadır. Türk Turizminin başlangıç yıllarında 10 yıl yitirilmesi ve kaydedilen verimsiz gelişmelere rağmen, hacimsel olarak hızlı büyümesi karşısında 45 yıllık süreçte toplam 500 Milyar$ düzeyinde dış gelir ve 1.250 Milyar$ da toplam ekonomik girdi yarattığı görülmektedir. Bu toplam gelirlerin %70'i de son 15 yılın bilançosudur ve sadece dış döviz gelirleriyle izlenerek, Milli gelirde %3-4 payı olduğu sanılan Turizmin gerçek GSMH Payının %10 düzeyinde olduğu dahi, henüz Turizm ve Ekonomi piyasasınca' idrak bile edilememiş durumdadır.
Milli Turizm Stratejimizin temel yaklaşımı 'Kamu ve Özel kesimlerin prensiplere dayalı Ortaklık' ile planlı ve örgütlü bir iş birliği düzeni sağlanması' üzerine kurulmuştur. Çok sektörlü Turizm Endüstrisinde geniş çaplı ve özgün bir koordinasyon içinde yönetilmesi gereken Türk Turizminde, somut bir şekilde planlanarak amaçlanmasına ve tariflenmesine rağmen sağlanamayan disiplinli bütünleşme düzeni' ise, etkinlik ve verimlilik açısından korkunç düzeyde büyük kayıplara yol açmaktadır. Geçen yıl yaşanan Uçak ve Darbe Krizlerine paralel olarak korkunç düzeylerde kaybedilen dış turizm talebi' karşısında, tamamen çaresiz kalan Türk Turizminin iç pazara yüklenelim' kararına rağmen, yıllar boyunca şiddetle ihmal edilmiş olan yerli piyasada etkin tedbirler bile alınamadığı' hayretle ve çaresizlik içinde yaşanmıştır.
Türk Turizminde sürdürülen önemli bir çarpık karakter de Ar-Ge ve Medya' konusundaki zayıflıktır. Piyasa nezdinde konaklama kapasitesi' gibi hayati bilgiler dahi bilinmeden planlamadan yoksun kaydedilen gelişmelerin yol açtığı arz-talep dengesizliği sonucunda gelinen noktada, konaklama yatırımları dursun' gibi olmayacak talepler duyulabilmektedir. Öte yandan dünya pazarlarında kaydedilen dinamik değişim' sürekli izlenmeyerek son krizlerle karşılaşıldığı gibi' ana pazarlardaki sekteler sonucunda eldeki yatakların dolmaması gibi acı sonuçlar yaşanmaktadır. Son 15 yılda TÜRSAB tarafından yürütülmesi gereken Ulusal Tanıtma ve Pazarlamada yaşanan kan kaybının' görmezden gelinerek gerekli piyasa tedbirlerinin alınamaması sonucunda, piyasanın hayatiyet taşıyan çok yönlü hassas dengeleri bugün artık tümüyle çökmüş ve çözümsüz haldedir.
Yakın geçmişe bakarak Büyük resim olarak değerlendirmek gerekirse; 2.Hamle atılımıyla düzeltilmesine niyet edilen piyasanın bitmeyen senfoni olarak' gündemden düşmesi ve son krizlerde çaresizlik içinde kalınmasına rağmen hala zararın neresinden dönülse kardır' şeklinde aktif gündeme gelememesi gibi gelişmelerin basiret bağlanması' yorumundan öteye bir izahı mümkün değildir. Bu gelişmelerde Kamu kesimi 2.Hamle ve Strateji atılımlarıyla üzerine düşen görevi yapmış olsa da, bunların uygulamaya dönük olarak sekteye uğramış olması ve bugün de tıkanmasına rağmen çabalar dahi sarf edilmemesi gibi hususlar hiçbir şekilde kabul edilemez. Özel kesimdeki çelişkiler ve tutarsızlıkların yol açtığı sonuçlar kapsamında, 2.Hamle ve Stratejik atılım yaklaşımlarında başından beri konuya şiddetle ilgisiz kalmış ve hiç destek vermemiş olan piyasanın' özellikle bugün içine düşülen çıkmazlar karşısında bu konuların savunucusu ve takipçisi olunması gerekirken atalet içinde suskun kalınması' davranışının hiç bir izahı yoktur.
Sonuçta istekli ve azimli olarak yola çıkılan 45 yıllık turizm macerasının tam anlamıyla neye niyet ve neye kısmet?' yorumuyla ifade bulacak bir halde olduğu, rahatça söylenebilir. Türk turizminin hep demeçlerle kulakları çınlatılan Büyük potansiyeli ve turizme çok uygun özgün Anadolu değerleri' olmayan Petrol cevherinden daha kıymetli ve tükenmez bir maden olmasına rağmen, içine düşülen darboğazların aşılamaması sonucu kendi kendini yıpratan ve çürüten bir yapıya' dönüşmüş haldedir. Türk Ekonomisinin müzmin yarası olan cari açıkları rahatça karşılayabilecek olan turizm endüstrisinin, gelinen noktada performansının %50 gibi çok vasat bir düzeyde kaldığı ve bu koşullarda geleceğinin de risklere sokularak ipotek altına alındığı, apaçık ortadadır.
Son kesitte Ulusal Ekonomideki tıkanıklıkların aşılması' için sürdürülen güncel çalışmalarda Türkiye'nin döviz sağlayan ve istihdam yaratan yenilikçi sektörlere ihtiyacı var' olarak ifade edilen arayışları karşılayacak en yakın ve etkin konunun Seyahat ve Turizm Endüstrisi olduğu açıktır. Buna rağmen, bu durumun Milli Ekonomide teşhis bile edilemiyor olmasının' altını özenle ve tekrar çizmek ve sözün bittiği yerdeki turizme destek dosyamızı da noktalamak' gerekmektedir.
Son*SÖZ: Tıkanan Siyaset sorunlarının aşılması için Yeni bir döneme girildiği bu günlerde, '13 yıldır sürüncemede kalan 2.Hamlemizin gerçek durumu ve yakın geleceği hakkında yetkili değerlendirmeler yapılmasını' dilemekte ve önünü göremeyerek çaresizce ölüm döşeğine düşmüş olan' Turizmin ümitlerinin ve moralinin tazelenmesine Ulusal çıkarlar yönünden' büyük bir ihtiyaç vardır.
İLGİLİ KRİTİK LİNKLER:
Bakan*AVCI Hamle Yol Planı (20.08.2016) http://bit.ly/2dpnVsA
Turizmde Çıkmazlar ve Çözümler (18.03.2016) http://bit.ly/2mGf7iq
Bakan*ÜNSAL Dönemi Kriz Yorumları (11.11.2015) http://bit.ly/2dt0fDT
Turizme Makro Bakış TUYED (09.09.2011) http://bit.ly/2ri3hAg
Turizmden Cumhur'a Açık Şikâyet (04.10.2010) http://bit.ly/2mYBGT7
Başbakan Erdoğan'ın 2.Hamle Konuşması (11.01.2004) http://bit.ly/2p78Ei1
Bu yazımızın üzerinden geçen 10 Aylık süreçte- #TürkTURİZMİ topar***ma sürecine giremeyerek 2018 Sezonuna girilen bu günlerde "cümleten ciddi Kaos'lara koşulduğu" gözlemlenmektedir.2016'da gerekçesiz yere iptal edilen 3.Şura'nın 2017 Kasım'ında yapılmasına karşın "beklenen ve hayatiyet taşıyan topar***ma sürecine girilememiş olması" ötesinde, hazırlık çalışmaları yürütülen 2019-2023 11.Kalkınma P***ı Turizm Özel İhtisas Komisyonu'nda da (önceki dönem p***larındaki gibi) 2002 yılındaki 2.Şura'da hedeflenen 2.Hamle sürecinin yerine oturtulmasına yönelik rasyonel adımların yine atılamadığı görülüyor. Bu durumda "gerçekçi bir değerlendirmeyle" Turizmin yakın geleceğinin de "çok daha vahim ve etkili bunalımlar ve Kaoslara gebe olduğu" rahatça ifade edilebillir. Özellikle son krizlerle çaptan düşmüş olarak fiyat-hizmet kalitesi çökmüş o*** piyasada "kaybedilen pazarları geri kazanma heyecanı içindeki Şampiyonlarımızı" ÇOK DERİN HÜSRANLAR dolu günler Bekliyor! BİLGİLERİNİZE.. #TurizmdeÇÖZÜM