Son 15+ Yıldır "bu rezil turizm piyasasında artık çalışılmaz" hükmü ile profesyonel turizm kariyerimi noktalayıp, kendimi emekliliğe tayin ettikten sonra, giriştiğim Antalya odaklı çalışmalarımda, "STK ortamında turizme MAKRO destek" programı gereği, Ulusal planda "aktif hizmetler" vermeye dönük ideal hedeflerle bir TUYED Üyesiyim.
Uzun yıllardır "araştırmacı turizm yazarı" kimliğimle Yerel ve Ulusal kesitlerde 400 Adedi aşan piyasa makalemin 140 kadarı sanal ortamda yaşamını sürdürüyor. 2000-2010 yılları itibariyle, Antalya'nın örnek bir destinasyon olarak düze çıkması ve diğer yörelere de örnek teşkil etmesi yönündeki SOMUT çalışmalarımı, ağır sektelere uğrayarak iptal ettim veya dondurdum. 2010 sonrasında ise, 2005-2007 döneminde oluşum çalışmalarına katıldığım, Turizmde İLK ve Tek "Devlet Politikası" belgesi olan 2023 Turizm Stratejisi ve 1.Eylem Planı paketinin "uygulaması" konusunda "yakın takipçilik" sürdürdüm.
Ancak, son 7 yıldır turizmde "kamu-özel işbirliği" kavramının canlı bir fiyaskosu olarak kilitlenen bu süreçte de, kayda değer bir etkinlik yaratılmamış ve somuta yönelik bir sonuç da, maalesef alınamamıştır. Son kesitte ise, 10 aydır yakın takibe alarak ve 5 aydır da fiilen içine girerek müdahil olduğum TÜRSAB 21.Genel Kurul ve Başkanlık seçimleri sürecinde, söz konusu idealist çalışmalarımın "sıcak cephe savaşları" içndeyim. Bu konularda kaleme aldığım son 2 adet "çerçeveli MAKRO Görüş" makalelerimin linkini aşağıda dikkatlerinize sunuyorum.
Sizlere açık ve net olarak vermek istediğim hayati ve kritik mesajlar şunlar;
1) Turizmi alt sektörleri arasındaki dağınıklık, had safhalara gelmiştir...
2) Geçmişi 15 yıla varan Devlet Politikaları bile görmezden gelinip, yok sayılmaktadır...
3) Söz konusu istikrasızlık ve toparlanamama sürecinde, turizm MEDYA'mıza çok ciddi rol ve ödevler düşmektedir...
4) Fakat (her nedense?) şiddetle ihmal edilen bu oluşum, halen ısrarla da sürdürülmektedir...
5) Söz konusu DURUM, TÜRSAB Seçimlerinde bir kez daha "net bir şekilde" yaşanmakta, 5-10 yıl öncesinde medya-tik sinerji oluşturan konular ise, (son 12 gününe giren sıcak seçim ortamında) alenen görmezden ve bilmezden gelinerek, adeta 3-Maymunlar oynamaktadır...
Son sorum (beni vicdanen sürekli zorlayarak ve hatta hırslanmama bile yol açarak aktive eden husus) ise: Böyle gelmiş- Böyle mi gidecek..?? ve Anadolu'muzun müstesna turizm değerlerinin çarçur edilmesine göz mü yumulacaktır..??
NOT: MAKRO Görüşlerle sürdürdüğüm araştırmacı yazarlık çalışma arşivim yanı sıra, özellikle TÜRSAB'a ilişkin son 5 aylık derinlemesine çalışmalarımda oluşan bilgi ve belgeler dokümanlarımı, konuya ilgi gösteren dostlarla paylaşmaya hazırım.
Turizmin çok karmaşık mekanizmasında neden-sonuç ilişkileri ve bilmecelerini oldukça detaylı bir düzeyde çözmüş ve çıkar yol-yordam-yöntem üretilmiş bir birikimle, karşılaşmış olduğum piyasa gerçeklerini, Sizlerle açık-net bir şekilde paylaşıyorum.
Gereği için Bilgilerinize sunarım & Sevgilerimle,
Zafer Cengiz
Aktivist Araştırmacı Turizm Yazarı