En sonda söyleyeceğimi baştan belirteyim ; Özlemişim! Yönetime soru sormayı ve konunun muhataplarından yanıt almayı, bunu yaparken de suçlayıcı, aşağılayıcı ifadelerle değil, samimi, mert ve düzeyli bir üslup duymayı meğer ne çok özlemişim. TURSAB Hukuk Danışmanı İlker Ünsever ile yazışmaları hemen herkes, ilgiyle takip ediyor. Öncelikle başta eleştirilerin muhatabı olan İlker Unsever olmak üzere herkese konuya duyarlı, kişilik haklarına saygılı ve düzeyli yaklaşımlarından ötürü teşekkür etmek istiyorum. Benim ve değerli meslektaşım, hem hukukçu, hem turizmci olan Emre Pekin’in yazılarına İlker Ünsever her zamanki zarifliği ile yanıt vermiş. Önce onun yazdıklarını paylaşmak isterim ;
“Cemal’ciğim, ben senin moderatörlüğündeki TURSAPNET platformunun, gücünü, etki alanını elbette biliyorum ve senin bu başarını takdir ediyorum. Ancak ben seyahat acentacısı olmadığım için takip etmiyorum. Bunda yıllar yıllar önce 2000 yılında hakkımda yazılmış yorumlarla ilgili bana bir soru dahi sorulmamış olmasının yarattığı kırgınlığın da payı vardır. Başaran Ulusoy’un suçlamaları platformda tek yanlı bilgilerle işlenmiş ve benim ve Talha Çamaş’ın suçlandığı yorumlar başka mecralara sıçrayınca haberimiz olmuştu. Neyse ki bu kez daha erken bilgilenip cevap yazma fırsatım oldu. Bunun için sana teşekkür ederim. Ancak hâlâ bazı haksız ve cahilâne yorumlarla hakkımda olumsuz kanaat oluşturma ortamının devam ettiğini görüyorum.. Üzüldüğümü söylemek isterim. Özellikle de yasa çalışmasındaki rolümün bu sayede haksız yorumlarla kirletilmesi için kaynak olarak kullanılacak diye üzülüyorum. Yoksa herkesle konuyu tüm ayrıntıları ile konuşmaya her daim hazır ve nazırım… Hele ki sevgili Emre’nin yazısını “başka şeyler de var ama” meali bir yakıştırma ile bitirmesi ile bana her gördükleri yerde sarılanların o platformda cahilâne yorumlarla sallamalarına verdiği pasın üzüntüsü içime yerleşti… Bir de bir Pir Sultan türküsü var ya; ellerin attığı taşlar hiç bana değmez/ illâ dostun gülü yâreler beni Durum budur, sevgiyle… İlker”
Yok be arkadaşım, sen yanlış anlamışsın; Ben ve Emre Pekin senin bu sektöre olan katkılarını, amatör ve akademisyen kimliğinle hem de hiç karşılık beklemeden vermiş olduğun desteği en iyi bilenlerdeniz. Senin hasmın değil, dostunuz. Sevgili İlker, turizm hukukunu en iyi bilenlerden birisin, iyi bir hukukçusun, bunca yıldır sektördesin, elbette turizmci müvekkillerin olacak, sende işini yapacak ve sonuna kadar hak ettiğin paranı kazanacaksın. TURSAB için de ideal danışmansın. Bunun aksini iddia eden olursa senin yerine ben gereken yanıtı vermeye hazırım.
Buraya kadar sorun yok, ama sonrasında, yani seninle tartışmamızın başladığı argümanlara gelince; Bizim eleştirdiğimiz noktalardaki endişemiz Başaran Ulusoy dönemindeki olayların açıklığa kavuşması ve bu süreçte sorumluluğu, hatası, payı olan herkesin kanun nezdinde hesap vermesinin sağlandığını görmek!. Senin kanun nezdinde haklı olman, ya da işi kitabına uygun olarak yapman elbette önemli, bunun yanı sıra TURSAB’ın şaibeden uzak bir şekilde, onlarca yıllık esaretten kurtarılarak, meslek örgütümüzün gerçek işlevine döndürülmesi ve bu değerli kurumun itibarının geri kazandırılması bizim olmazsa olmazımız! Beklentimiz, bu noktadaki duyarlılığımızın TURSAB ve sizler tarafından iyi anlaşılması ve kayıtsız kalınmaması! Kaldı ki hukuki gerçekler bir yana, gördüğün gibi konunun turizmciler tarafından nasıl algılandığı da önemli, herkes konuya bu çerçeveden yaklaşmalı, buna göre karar alıp, davranmalı! Firuz Bağlıkaya’nın seçimi alması ile bu kapı açıldı, ilk acemilikler bir yana, şu ana dek atılan adımlar ümit verici görünüyor, bundan sonra hataya, zaafa tahammülümüz yok!.
Sende bu vesile ile derdini ilk ağızdan anlatma, kendi doğrularını ortaya koyma fırsatı buldun. Söylenecekler söylendi, sektörün duyarlılığı ortaya kondu ve mesajlar alındı. Bundan sonrası kamu vicdanının takdiri..
Katkıda bulunan herkese sonsuz teşekkürler.
Cemal Kızıltan